YGS Kepazeliği!

YGS Kepazeliği! 

2011-YGS Sınavı geride kaldı ancak kendisinden söz ettirmeye devam ediyor. Bu sınava da alınan kopya önlemleri damgasını vurdu 

2010 KPSS sınavında yaşanan kopya skandalı, ilgilileri önlem almaya zorladı. Ancak alınan önlemlerin kopya çekme olayını önlemeye yönelik olmakla birlikte, kopya için akla hayale gelmeyecek tedbirleri de içermesi insanları çileden çıkardı. 

Ayrıca alınan önlemlerin kopya çekmeyi önleyip önleyemediği de tartışılır. Önce alınan önlemlere değinelim isterseniz: - 

- Sınav binalarına kalem, silgi, kalemtıraş, saat gibi gereçler ile şekerleme ve peçete gibi eşyaların getirilmemesi,  

- Çanta, cep telefonu, saat, kablosuz iletişim sağlayan bluetooth gibi cihazlar ile kulaklık, kolye, küpe, yüzük, bilezik, broş, metal para gibi metal içerikli eşyalar ve her türlü elektronik/mekanik cihazla, çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi gibi araçlarla; cep bilgisayarı, saat, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap makinesi gibi her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla, silah ve benzeri teçhizatla, müsvedde kağıdı, defter, kitap, sözlük, pergel, açıölçer, cetvel gibi eşyaların getirilmemesi,  

- Adayların sınava metal aksesuar içermeyen sade bir kıyafetle gelmeleri 

- Sınav boyunca tuvalet ihtiyacını giderme yasağı(en az 120 dk),  

Bunların takibi görevliler tarafından elle ve detektörle aranmak suretiyle yapıldı! Bu kuralların bir kısmına gözetmen olarak görevli öğretmenler de tabiiydi. Yani onlar da telefonlarını, anahtarlarını, saç tokalarını hatta alyanslarını evlerinde bırakıp ta görevlerine gittiler. Alınan önlemlerle “kuş uçurtulmadı” izlenimi verildi adeta. Ama kuşun uçup uçmadığını henüz bilemiyoruz. Varsa bir durum, yakında ortaya çıkar. 

Alınan önlemler kopya çekmeyi önlemeye yönelik ancak hatırlayalım; KPSS de söz konusu olan, salonlarda yaşanan bir kopya skandalı değil, soruların belli bir gruba servis edilmesi ya da kaptırılması biçiminde bir skandal idi. Şimdi alınan önlemleri yeniden değerlendirdiğimizde, acaba soruların çalınmasına ya da servis edilmesine engel olabileceğini söyleyebilir miyiz? Yani bu önlemlerle YÖK, “gördünüz mü, biz her türlü tedbiri aldık” diyerek acaba vicdanını rahatlatıyor ve “kopya YOK” mu demek istiyor? 

Onlar kamuoyunu rahatlatmaya uğraşa dursunlar, sınavda tuvalete gidemediği için altına kaçıran öğrencilerin yaşadığı ızdırabı düşünebiliyorlar mı acaba? Sınavda türbana izin vererek, türbanları çıkarttırmadan kontrolün ne kadar sağlıklı olduğunun vicdani hesabını da yapıyorlar mı acaba? Detektörlerin bu konuda ne kadar yetersiz olduğunu bilmiyorlar mı? Bilmiyorlarsa yaşadığım bir olayı anlatayım da öğrensinler. Yok biliyorlar da maksat başka ise, onu da ben bilemem… 

Neyse ben olayı anlatayım: 

Bir gün İstanbul’da yeni açılan bir alışveriş merkezine(AVM) gittim. O dönemlerde İstanbul’da terör alarmı var ve özellikle kalabalık yerlerde sıkı güvenlik önlemleri söz konusu. Ben de mesleğim gereği tabancamı genelde yanımda taşırdım. O gün de tabanca yanımda ve kameramı taşıdığım çantanın bir köşesinde duruyor. Tam AVM girişinde görevliler insanları sıkı sıkı kontrol ediyorlar. Öyle sıkı ki, giriş kapısında sıra oluşmuş. Cepleri boşalttık, güvenlik görevlisi çantada ne olduğunu sordu. Ben de “tabanca” var dedim. Görevli detektörü bana gösterdi ve gülerek ”abi bizden kaçmaz” dedi. Ben de güldüm. Detektörü çantanın etrafında gezdirdi, ama nafile…Alette tık yok. Yani ikaz vermedi. “Buyurun” dedi, ben de gülerek teşekkür ettim ve tabancamla AVM’ye girdim. 

Şimdi siz gelin de türbanlı bayan ya da diğerleri detektörle güvenilir şekilde kontrol edilebiliyor deyin! Haa az kalsın unutuyordum. Bir de KPSS failleri vardı. Çete reisine ulaşıldı mı acaba? Ulaşıldıysa hangi cezaevinde bir bilen ya da duyan var mı? Ulaşılamadıysa, neden? 

Hepinize bol “GÜVENLİ” günler.