Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '12

 
Kategori
ÖSYS
 

YGS Türkçe soruları zor mu?

YGS Türkçe soruları zor mu?
 

YGS geride kaldı; gözler haziranda yapılacak LYS’ye çevrildi.

Her sınav sonrası tutarlı tutarsız eleştirilere, magazinsel haberlere alıştık. İşin farkında olmayan, inceliklerini bilmeyenler için medyaya düşen haberler, bir iki gün gündemde kalır; unutulur gider.

Bu yılki Türkçe sorularının zor olduğu, sınava girenlerin, dersanecilerin ağzından veriliyor.

Yapılanlar bir eleştirinden öte, bir yakınma:

Paragraf soruları uzun!

Sorular, çok zaman harcamayı gerektiriyor.

Öğrencilerin yakınmaları hoş karşılanır da, dersanecilerin yakınmaları, hele “Öğrenciler, 40 soruya ortalama 1 dakika zaman harcıyordu, oysa YGS’de 3 dakikadan fazla zaman harcadı.” yollu yakınmaları hiç de hoş karşılanamaz.

Neye dayanarak böyle bir karşılaştırma yapılıyor?

Kendi “deneme sınavları” ile YGS sorularını böyle bir bakışla karşılaştırmak ne ölçüde doğru?

Paragraf soruları, öteden beri “uzun parçalar”a dayalıdır. Bu bakımdan, “1 dakika”, “3 dakikadan fazla” yakınmaları, uzmanların işi olmamalıdır.

Paragraflarının “uzun” olması, her cümlenin okunmasını gerektirmez. Çünkü soruların “malzeme”si sayılan paragraflarda her sözcüğün/ cümlenin okunması diye zorunluk yok.

Soruda ne istediğini anlayan, o “istenen”i verilen parçada arar. Bu da, kalabalıkta, tanıdık birini aramaya benzer. Soruyu anlamayan tavrı ise, sadece adını bildiği, kendisini tanımadığı birini kalabalıkta araması gibidir.

Demek oluyor ki, soruya göre "soru çözme tekniği"ni bilen, önüne konanda aradığını bulur.

Sözgelimi 22. soruya bakalım:

“.... . Örneğin Rubens, yüzünün güzelliğiyle övünç duyduğu küçük oğlunun resmini yaparken ona bizim de hayran kalmamızı bekliyordu. Elbette bu çok doğal bir istekti. Ancak, bu tür konulara duyulan ilgi, ilk bakışta daha az çekici gelen konuları dışlamamıza yol açarak beğenimizi sınırlayabilir. Bunu aşmak için, Albrecht Dürer’in  annesinin yaşlı yüzünü resimlediği  tabloda, gençlikten kaynaklanan güzellikten başka şeyler arama sabrını göstermemiz gerekli. Çünkü bu tablonun başarısı, konu aldığı figürün yüzündeki güzellikten gelmez. Nitekim tabloyu sevdiren, yüzündeki güzelliğin önüne geçecek kadar etkili olmuş ifadesidir.”

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A) Sanatçı, genellikle yarattığı tablolarda insanların gerçek hayatta görmekten hoşlandıkları şeyleri yansıtmak ister

B) Gördüğümüz bir tablonun, geçmişte yaşadığımız güzellikleri çağrıştırması onun olumlu bir özelliğidir

C) Gerçek bir sanatçı, tablolarının sanattan anlamayan kişilerce değerlendirilmesini önemsemez

D) Duyguları anlatan her çalışmanın, sanatsal bir yön içermesi gerektirdiğini baştan kabul etmek gerekir

E) Sanat tarihinde dış gerçekliği kendi algılama yetisine göre değiştirilip yansıtan ressamlar da vardır

Paragrafta cümle düzenini; düşünceyi geliştirme yollarından “örnekleme”nin, söyleneni kanıtlama/ inandırıcı kılma, “genel”i anlatma olduğunu bilen bir öğrenci için kolay bir soru.

Yazar, Rubens örneğini niçin veriyor, Rubens “biz”den ne bekliyor?

Rubens, “biz”den resmini yaptığı “oğlunun yüz güzelliğine hayran kalmamızı” bekliyor. Çünkü Rubens, "oğlunun yüzünün güzelliğiyle övünç duyduğu”nu söylüyor.  Bize düşen, cümleden cümleye geçerken, cümleler arasındaki “dilsel”, “düşünsel”, mantıksal” bağlantıyı anımsamak.  Bunları anımsayınca, yanıtın A seçeneği olduğunu anlamak, hiç de zor değil.

Son cümleye kadar gitmek, bu tür sorularda zaman kaybıdır; zihinsel yorgunluğu artırmaktır.

*****

2012 YGS’de, geçmiş yıllarda olduğu gibi, “paragraf” ve “cümlede/ sözcükte anlam” soruları ağırlıkta. Öyle ki, 34 soru bu konularla ilgili. Geri kalan sorulardan biri “noktalama"yla, geriye kalanlar dilbilgisiyle ilgili.

Bu sınavda dikkati çeken, yazım kurallarına ve anlatım bozukluğuna dayalı soruların olmayışı.

5 bilbilgisi sorusu (11-15) soru var.

Konuları şöyle sıralayabiliriz:

Ses olayları (ünlü daralması/ düşmesi; ünsüz yumuşaması/ türemesi/ benzeşmesi)

Cümle bilgisi (basit/ birleşik/ sıralı/ girişik/olumlu/ kurallı cümle; fiil cümlesi. Zarf tümleci, nesne... Geçişsiz çatılı eylem.)

Ekler (yapım/ çekim, iyelik, dönüşlülük, bulunma durumu, geniş zaman, ekeylem)

Tamlamalar (Ad/ sıfat tamlaması)

Sözcük (Belgisiz sıfat, ad soylu sözcük, benzetme edatı, sayı sıfatı, birleşik sözcük, yeterlik/ sürerlik fiili, isimfiil)

*****

Paragraf sorularının “uzun” olmasını sorun yapma, alışılagelmiş bir yakınmadır. Okumayı seven öğrencinin böyle bir yakınması yoktur. Paragraf sorularının “uzun” olacağını, anladığını, verilen parçada bulmanın bir beceri olduğunu unutmamak gerekir.

Paragraf sorularıyla cümle/ sözcük düzeyindeki sorular, anlama/ kavrama gücünü ölçer.

Keşke, özellikle liselerde, paragraf sorularını oluşturan parçalardan bir kitap yapılsa, derslerde bu parçalar üzerinde sözlü/ yazılı çalışmalar yapılsa...

Keşke, teknolojinin ürünlerinden yararlanırken okuma/ anlatma/ yazma uygulamaları göz ardı edilmese...

LYS’ye gireceklere şimdiden başarılar.

TURGUT ÇELİK/ Mersin

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..