Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '17

 
Kategori
Sınavlar
 

YGS'ye günler kala

YGS'ye günler kala
 

Sevgili öğrenciler ve canım öğrencilerim,
 
Ygs denilen yükseköğretime geçiş sınavına günler kala kaleme alıyorum bu yazıyı.  Elinizden gelen her şeyi yaptınız birçoğunuz.  Kaygınızı, korkunuzu, endişenizi ve heyecanınızı anlayan bir öğretmen olarak yazıyorum bu satırları size. 
 
Bu sınavdan korkmayın. 
 
İyi bir üniversite için, geleceğiniz için bu sınav girmek zorundasınız.
 
Korkmayın çocuklar.
 
Unutmayın hepimiz geçtik bu yollardan.
 
Kendi dersim için söylüyorum Türkçe için son günler kala neler yapılmalı? Ygs’ye günler kala nasıl bir yol izlemeli?
 
Öncelikle kendinizi sınava son günler kala dilbilgisi soruları için kasmayın. Daha iyi olduğunuzu düşündüğüm anlam sorularına yönelebilirsiniz. Çünkü dilbilgisi öyle son günlerde acil öğrenilen bir konu değildir. O yüzden artık zaman kaybetmeden,  anlam sorularına daha fazla yoğunlaşabilirsiniz. Ya da illa dilbilgisi için çabalayacaksanız kolay olan konuları mesela:  “Ses Bilgisi” gibi bir konuyu öğrenmek için seçebilirsiniz.
 
Evet, ilkokuldan beri ortalama liseyi bitiren bir öğrenci ortalama 1440 saat Türkçe dersi alıyor. Ve hala yanlış yapılabiliyor sorular. ÖSYM her sene olduğu gibi yine bir dersi seçecek ve bir ders için ters köşe yapacak. Ama unutmayın ki, bizler bir dönem boyunca hep bu konuları anlattık, doğru ve düzenli çalışan biri için sınav zor olmayacaktır!  Size anlatılmayan hiçbir şey sorulmayacak sınavda. Ama dönem başından beri hep dediğim gibi : ‘sınav çok çalışanlar için değil, düzenli çalışanlar için iyi geçecek.’
 
Benim nazarımda hepiniz şimdiden kazandınız zaten.
 
Benim için önemli olan evet hepinizin iyi üniversiteye gitmesidir ama şu da oldukça önemlidir söylemeden geçemeyeceğim.
 
Eleştirdiğimiz yanı da elbette var.
 
Örneğin,
 
“ YGS Birincisi 4 bölümden 40'ar tane, toplamda 160 soruyu 160 dakika içinde çözmüş öğrencidir. Heyecan yapmamış, stres yapmamış, tek bir tane soruyu bile yanlış okumamış, her bir soruyu 1 dakika içinde yanıtlamış, 160 dakika boyunca şöyle bir gerinip vücudunu esnetmemiş,  hatta burnunu bile kaşımamıştır. Türkçe bölümünde 30-35 adet paragraf sorusunun hepsini 1'er dakika içinde okumuş, anlamış, doğru cevaplandırmıştır. İstisnasız! Ve bu çocuk 18 yaşındadır. Günde 18 saat ders çalışabilecek kadar beyni boştur. Hiçbir düşünce beynini işgal etmemiş, hiçbir konuda kafasında merak uyanmamış, bilgisayar oyunlarını bırakınız internete bile girmemiştir. Hatta sınıftan bir kıza bile aşık olmamıştır ki konsantrasyonu bozulsun. Hiçbir düşünce akımına ilgi duymamış, hiçbir düşünce üretmemiştir. Sadece ve sadece test çözmüştür! 18 yaşında dünyayı yeni tanıyan bir gencin dünyasını işgal edecek hiçbir şey onun hayatına girmemiştir. Ve bu çocuk, Türkiye birincisidir. İstediği üniversiteye girerek akademik kariyer yapabilecek, meslek kazanabilecek, iş bulup hayatını geçindirebilecek imkâna sahiptir şu anda. İsterse bilim, isterse sanat, isterse düşünce adamı olabilir. Peki, sorabilir miyim: Hangi beyinle? Bir robotla mı karşı karşıyayız? Yoksa belli çevreler tarafından seçilmiş sıradan bir çocukla mı? Normal bir çocuğun bu şekilde hayatının baharını hiçe sayarak çalışması mümkün müdür? Peki, yüzbinlerce kişinin hayal kırıklığı yaşadığı bir sınavda en ufak bir gerilim bile yaşamaması? Bu şekilde bir sistemle ülkenin yetenekli ve idealist yüzbinlerce gencini hayata küstürdükleri ve böyle zavallı çocukları makineleştirerek geleceğin önemli adamları diye yutturdukları için, bu sistemi kuranlar da, uygulayanlar da bu ülkeye ihanetin en büyüğünü yapmaktadırlar. Ve yapmaya da devam edeceklerdir. “
 
Ama sevgili çocuklarım maalesef yapacak herhangi bir şeyde yok. Hep dediğim gibi sizler iyi bir üniversiteye gidip, gerekli bakanlıklara gelebilecek kadar iyi şeyler yapın ve sistemi siz değiştirin.
 
O yüzden önceliğiniz bu sınav olsun.
 
Hepinizin kocaman yüreğinizden öperim.
                                                                       
Cennet Güvenç
 
Toplam blog
: 27
: 589
Kayıt tarihi
: 19.02.13
 
 

Aylak  Madam. Felsefezede. İdealist bir öğretmen. Edebiyat, kitap okumak, film izlemek ve güzel y..