Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '11

 
Kategori
Öykü
 

Yıkanma talimatı

Faizcilikten türedi zengin, Fayzer Beyin evine bir arkadaşı konuk olmuştu. Hal hatır sorulup çaylar içildikten sonra. Konuk, şehirde bir takım işleri olduğunu, işlerinin aşağı yukarı bir gün süreceğini tahmin ettiğini, geceyi geçirmek için bir yere ihtiyacı olduğunu, kendilerini rahatsız etmek istemediğini, gerekirse bir otele de yerleşebileceğini söyledi.

Fayzer Bey, biraz düşünür gibi yaptıktan sonra

“Bilmem ki dedi. Hiç boş odamız var mı?”

Bu sözler üzerine konuk Fayzer Beye

Her zaman evinin genişliğinden, odaların bolluğundan, bir gün yolu bu şehre düşerse kendisini seve, seve misafir edeceğini defalarca söylediğini hatırlattı.

Fayzer Bey, çaresizlik içinde tekrar düşünüyormuş gibi yaparak,

“Ama azizim diye girdi söze, şimdi bir odada ben kalıyorum, bir odada hanım, geri kalan üç odanın ikisinde de çocuklar kalıyor. Ha, öteki oda diye soracaksın değil mi? O oda boş  boş olmasına ama kayınvalide bu yakınlarda bizi ziyarete gelecekmiş. Malum o odayı da ona ayırdık. Bugün yarın eli kulağında gelir. Kayınvalideyi sokağa atacak halimiz yok ya. Neyse sizi de otele göndermeye gönlüm elvermez. Durun bakalım bir daha düşüneyim.”

Başını kaşıyarak

“Ne yapsak bilmem ki?”

O telaşla odadan çıkarak Mahmut Beyi yalnız bıraktı. Az sonra geri geldiğinde, yüzünde güller açmıştı.

“Azizim Mahmut her zaman söylerim. Bizim hanım, çok zekidir çoook. Her sorunu şıp diye çözer. Ne diyordum çok değerli misafirimiz var der demez, lafı hemen ağzımdan aldı.

Aman Fayzer sen ne diyorsun, misafir başımızın gözümüzün üstüne, otele yollayacak değiliz ya. Sonra el adama ne der deyip, çocuklardan küçüğünün bu gecelik abisinin odasında yatabileceğini söyledi.

Yavrucaklar pek alışık değillerdir beraber yatmaya ama ne yapalım katlanacağız artık.

“Gelin de size odanızı göstereyim.”

Fayzer Bey ve konuğu, ayağa kalkarak odadan çıktılar. Mahmut Bey, tam koridordan geçerken yeni aklına gelmiş gibi ev sahibine

“Bir sıkıntısının daha olduğunu, bilindiği üzere yoldan geldiğini, bu sıcakta da çok terlediğini, kendilerine rahatsızlık vermek istemediğini, ama yıkanmaya ihtiyacı olduğunu söyledi.”

“Ne demek efendim dedi. Fayzer Bey.

Rahatsızlık ne kelime. İşte odanız burası, siz şimdi eşyalarınızı bırakın, ben banyonun yerini göstereyim size. Hem küvetimizde var.”

Bu sözler üzerine çok sevinen konuk, biran önce yıkanabilmenin telaşıyla, eşyalarını gelişigüzel yere bırakıverdi. Fayzer Bey, Mahmut Beyi banyo kapısına kadar getirerek,

“İşte burası dedi. Hemen ardından telaşla

Durun siz ben bir içeriye bakıvereyim diye ekledi. “

Mahmut Bey, zar zor duyulan bir sesle elbette, elbette dedi.

Bu sırada Fayzer Bey, banyonun ışığını yakarak içeri girmişti.

Bir iki dakika sonra Mahmut Beye, buyrun, buyrun diye sesleniyordu.

Konuk, çevik bir hareketle içeri girdi, tüm yorgunluğunu unutmuş gibiydi, Hemen soyunmaya başladı. Bir aralık arkasına döndüğünde Fayzer Beyin hala orada olduğunu görerek irkildi.

Kekeleyerek yani azizim korkuttunuz beni…

Ev sahibi korkmayın canım korkmayın dedi. Bir şey aklıma geldi de. Çeşmeleri ben açıverdim. Küvetin tamamını doldurmazsınız değil mi?

Malum su çok pahalı.m3 ü bilmem kaç lira. Hem memleket ekonomisine zarar.

Konuk ıkına sıkına tabi, tabi doldurmam dedi. Yüreğinizi ferah tutun

Ama Fayzer Bey, ısrarla orada dikiliyor, bir türlü çıkıp gitmek bilmiyordu. Bu arada Mahmut Bey, yarı beline kadar soyunmuş, ev sahibinin bir an önce çıkıp gitmesini bekliyordu. Sonunda farkında olmadan ev sahibine öyle sinirli, sinirli baktı ki,

Bu durumu fark eden ev sahibi

Sinirlenmeyin lütfen azizim Mahmut. Dedi.

“Durun tarif edeyim.”

Konuk, bir anlam veremediği bu sözler karşısında

“Neyi diye sordu.”

Ama ev sahibi pişkin, pişkin cevap verdi.

“Nasıl yıkanacağınızı canım. “

Mahmut Bey, cevap vermeden ters, ters bakındı. Ama yapacak bir şey de yoktu. Bunun üzerine Fayzer Bey, küvette birikmiş su birikintisini göstererek bu kadar yeter dedi. Küvette o kadar az su vardı ki hani balık atsanız o bile yüzmeyi beceremezdi. Hal böyleyken Fayzer Bey,

Ben önce saçlarımı yıkarım dedi. Böyle der demezde küvetin içine eğilerek, tıpkı bir devekuşu gibi saçlarının ön kısmını, su birikintisine gömdü. Biraz sonra aynı işlemi, başının bir o yanına birde bu yanına tatbik etti. Mahmut Bey, gülmemek için kendini zor tutarak

Başınızın arkası ıslanmadı diye müdahale etti.

Onun da kolayı var diye cevapladı. Fayzer Bey.

Başını musluğun altına sokarak iki damla damlatacaksın Daha fazla değil.

“Konuk, Tamam da azizim Gayzer Bey”

Bu Gayzer Bey, lafına çok bozuldu Fayzer Bey.

Aklına bir anda öğrencilik yıllarında coğrafya derslerinden hatırladığı, yer altı su kaynakları gayzer’ler gelmişti. Mahmut Beyde bu hatayı nasıl yaptığına şaşırarak, özür dilemeye girişti. Ama ev sahibi, bozuntuya vermeden bunun önemli olmadığını, basit bir dil sürçmesi olarak gördüğünü söyleyerek, konuğunu rahatlattıktan sonra yıkanma usulünün kalan kısmını anlatmaya koyuldu. Eline küvetin kenarındaki bölük, pörçük süngeri alarak, şimdi de vücudumuzu yıkayalım dedi. Şu küvetin içinde kalan suya yazık olmasın diye, bu elimde gördüğün süngeri suya batırarak bütün vücudumu temizlerim. Sünger parçası, zaten defalarca kullanılmaktan paçavraya dönüşmüştü. Ama Fayzer Bey, konuğuna dönerek, vücudunuza fazla sürtmeyinde yıpranmasın demeyi ihmal etmedi. Ardından gözlerini banyodaki sabuna çevirdi. Bu sabunda sabun olmaktan çıkmış elle tutulacak bir yanı kalmamıştı. Bununla birlikte ev sahibi büyük oğluna seslenerek hemen bir cetvel buluvermesini söyledi. Biraz sonra çocuk elinde bir cetvelle çıktı geldi. O zaman Fayzer Bey ve oğlu, sabun parçasını cetvelle ölçmeye başladılar. Bu işlem bitince yaptıkları işten hoşnut bir şekilde, konuğuna dönerek, biz sabunu fazla israf etmeyiz diye derin açıklamalara girişti. Malum memleket ekonomisine zarar. Her banyoya girdiğimizde ölçer gireriz, ölçer çıkarız. Mahmut Bey, o anda şimdiye kadar fark etmediği bir listenin oracıkta asılı olduğunu görerek şaşırdı. Bu üzerinde tarihler, banyo günleri ve sabun ölçümlerinin yer aldığı bir çizelgeydi. Az ötede de bir yıkanma talimatı vardı. Konuk, yarı beline kadar çıplak artık bu olaydan o kadar sıkılmıştı ki, biran önce ev sahibi ve oğlunun çıkıp gitmesini bekliyordu. Gelgelelim Fayzer Beyin çıkıp gitmeye hiç de niyeti yoktu. Bu kez de konuyu küvetin kaç m3 su aldığına getirmiş, büyük oğluyla hararetli bir tartışmaya girişmişti. .Bu arada Mahmut Beyin sıkıntıdan ve yorgunluktan gözleri kararır gibi oldu. Belli ki tansiyonu düşmüştü. Biraz daha dikkat etmese az kalsın küvetin içine yuvarlanacaktı. Fayzer beye göreyse hava hoştu, daha neler neler anlatacaktı ama tam o sırada  karısı seslenince konuk derin bir soluk aldı. Bunun üzerine neyse neyse dedi Fayzer Bey Sıhhatler olsun canım. Konuk yüzüne sahte bir gülücük kondurarak “Sizi çağırıyorlar galiba dedi. Yoksa yanlış mı işittim. Kulaklarım bana oyun oynuyor olmasın.  Fayzer Bey, Telaşla yok yok kulak dedi. Ne diyeceğini de şaşırmıştı. Karım canım, 

“Haaa! Karınız demek, ne diyor?”

 Kızma sırası Fayzer Beye gelmişti. Yine de kendine hakim olmaya çalışarak

“Önemli değildir umarım, ben yine uğrarım dedi.

Mahmut Bey, bu ben yine uğrarım lafını duyunca iyice telaşa kapıldı. “Yok, canım Fayzer, diye kekeledi. Lütfen rahatsız olmayınız ben şimdi şuracıkta… Lafın gerisini getiremedi. Fayzer Bey bir anda ortadan kaybolmuştu.  Öteki gittikten sonra Mahmut Bey sinirli sinirli banyoda dolaşmaya başladı.  Bir aralık  gözüne sabun olmaktan çıkmış sabun ilişti. Hah, hah, haaa! Diye gülmeye başladı. Memleket ekonomisine zarar ha!  Sabunu aldığı gibi ağzına atıverdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 261
: 335
Kayıt tarihi
: 30.08.10
 
 

Anadolu Üniversitesi İşletme fakültesi mezunuyum. Çeşitli kuruluşlarda muhasebe ve dış ticaret or..