Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yıl 2056 Türkiye verileri: Bu rakamlar sizi çok şaşırtacak ve gururlandıracak.

Yıl 2056 Türkiye verileri: Bu rakamlar sizi çok şaşırtacak ve gururlandıracak.
 

Yeni yüzyıl bunlara gebedir. Doğum her şeye rağmen sancılı ve acılı olacaktır.


Gururlanmaya hazır olun. Aşağıdaki verilere dayanarak bir zamansızlık uygulaması gerçekleştirdim. Bugünü esas nokta sayıp 50 yıl ileriye ve 50 yıl geriye giderek ortaya çıkan verileri ve sonuçları sizinle paylaşmak istedim.

Ortaya ilginç bir tablo çıktı. Gelecek 50 yılda her açıdan bir Dünya devi olan Türkiye’yi görüyorum. Bunu da geçmiş verilerle bugünü karşılaştırarak elde ettim. Her alanda, Cumhuriyetimizin kurulduğu yıllardan bugüne kadar 30 kattan 100 kata yaklaşan gelişim gösterdiğimiz ortaya çıkıyor. Sanat ve kültürel alanlardaki gelişimde de en az bu kadar büyük rakamlara ulaştığımızı görüyorum.

Bu büyüme rakamları görüldüğünde Avrupa Birliği’ne girmiş bir Türkiye’nin bu birliğin en büyüğü olacağına kesin gözüyle bakabiliriz. Bu nedenle Avrupa Birliğinin kurucu ortağı üç devi, (kendilerince) gelecekte muazzam büyüklüğe ulaşacak bir Türkiye’yi sorunsuz ve tek parça olarak birliğe almak istememektedirler. (Bu aslında anlaşılabilir bir şey) Daha küçük parçalara ayrılmış uluslar (Avrupa’nın içinde bile bunu yaptılar. Örnek Çekoslovakya) hedeflemektedirler.

Avrupa birliğini oluşturan devletler arasında muazzam büyüklük farkları var. Bu nedenle Avrupa’nın üç büyük devleti tarafından çok çabuk sindirilebilmektedirler. Ayrıca gelecek politikaların oluşmasına etki edemeyecek büyüklükte nüfusları var.

Türkiye ise bu büyüklüğü ve potansiyeli ile Avrupa’nın bütün politikalarını etkileyebilecek güce sahip. Bu nedenle yakın zamanda samimi bir davet olması neredeyse imkansız görünüyor.
Ben kişisel olarak bu verilerle Avrupa Birliği’nin durgunluktan ve yaşlılıktan muzdarip ailesine katılmaktansa vizyonumuz ve ekonomik hedeflerimizi bir kez daha gözden geçirip kendi politikalarımızın kendimiz tarafından oluşturulmasından yanayım.

Sömürgeci alışkanlıklardan gelen İngiltere ve Fransa ile demir kadar katı Almanya ile aynı platformda dans etmeye çalışmanın bize kaybettireceği çok şey olabileceğini düşünüyorum.

Aşağıdaki rakamları dikkatle izleyin.
2006 sonunda ise GSMH 410 milyar$ 1951 yılı 4, 1 milyar doların tam 100 katı…
Kişi başına düşen gelir 5.500 $, 1951 yılının 194 $ kişi başına düşen gelirin tam 28 katı.
Cumhuriyetin kurulduğu yıl 51 milyon dolar olan Türkiye'nin ihracatı, 80. yılda 42 milyar doları buldu. 1980 yılında 2.9 milyar dolar olan ihracatın yüzde 64'ü tarım ürünlerinden oluşuyordu.
İhracat 2006 sonu itibariyle 84 milyar $. 1951 yılında gerçekleşen ihracat olan 264 milyon doların tam 31 katı.. Cumhuriyetin kuruluş yılındaki ihracatın tam 160 katı.

Yukarıda sıraladığım ve bugün gerçekleşen veriler 1951 yılında birisi tarafından telaffuz edilmiş olsaydı bunu söyleyene sanırım çıldırmış düzeyde bakılırdı.

Bugün bu verilerle Avrupa Birliğinde yer alan bir çok ülkeden daha ileri düzeyde ekonomik potansiyele ulaşılmıştır. 1980 de bizden daha büyük olan Yunanistan ekonomisine bugün 4 kat fark attığımız görülüyor.
Bu zamansızlık gerçeği ışığında şimdi 50 yıl ileriye giderek öngörülerde bulunmak istiyorum. 2056 yılında dünya nüfusunun 9, 5 milyara ulaşması beklenebilir.

Yıl 2056 Tahmini Türkiye verileri: Nüfus 125 milyon

Gayri safi Milli Hasıla .. Bugüne göre 30 kat artışla.. 12 trilyon $
(Bugün Amerikanın GSMH 13 trilyon $, Çin’in 6, 4 trilyon $, bütün Avrupa Birliği üyelerinin toplamı 8 trilyon$)

Kişi başına düşen gelir 15 kat artışla 90.000$
(Bugün Amerika’da kişi başı gelir 36.000$)

İhracat bugünkü ihracatın 20 katı 1, 6 trilyon $ (Amerika’nın bugünkü ihracatı 1 trilyon$)

Bu rakamları hayal olarak bulan olabilir. Bugün ulaşılan hedeflerde 50 yıl önce hayaldi. Önemli olan hayalleri yaşam hedeflerimizin içinde bir yerlere yerleştirebilmek.

Türkiye Cumhuriyeti potansiyeli olan büyük bir devlettir, kuruluşunda gerçekleştrilen kurumsallaşması, konulan hedefleri önündeki yüzyılı en iyi şekilde anlamış bir büyücü/dahi olan Atatürk tarafından gerçekleştirilmiştir.

Petrol vb net geliri olmadan bu seviyeye ulaşmış Türkiye bu anlamda "Araplaşma" yerine üçüncü dünya ülkeleri, mazlum milletler ve Araplara ileri model olmalıdır. Bu günlere ulaşmamızın mimarı olan başta Atatürk olmak üzere bu topraklara katkı yapan tüm kahramanları, idealistleri saygıyla anıyorum.


Gelecekte bu hedeflere ulaştığında ise Türkiye'nin barışa ve hoşgörüye katkıları yarım kalmış hedeflerimizi daha yakına getirecek belki de gerçekleştirecektir.

Siyasi anlamda gelecek 50 yıl öngörüleri
En önemli detayı içinde yaşadığımız coğrafyanın bütünleşme yaşayarak Dünya tarihine geçecek bir önderliğe ulaşacağıdır. Dünyanın dinamizmi bu coğrafyaya ve mezopotamya'ya kayacak Avrupa'da büyük siyasi depremler yaşanacak bunun sonuçlarından biri olarak eski Avrupa yıkılarak barış ve özgürlük atmosferi inşa edilecektir.

Bunda başta Almanya olmak üzere yerleşmiş Türklerin anavatandan aldıkları güçle değişimin öncüleri olması ve dinamizmi bulundukları yerlere taşımaları olacaktır. Krizlerde pişmiş Türk yöneticiler dünya şirketlerini başarıdan başarıya koşturacak, bu yöneticilerden en yeteneklileri siyasi kadroların başına geçerek yeni ve barış içinde yaşayan bir dünya kurulmasının önüleri olacaklardır.

Yeni yüzyıl bütün düşüncelere hoşgörü ile karşılayan, bütün inançları kapsayıcılık ile yaklaşan ve etnik köken ayırt etmeden birarada yaşayan olağanüstü güzel ve barış içinde yaşayan bir dünya kurulacaktır.

Çevre sorunları yaşanmayacak, gelişen teknoloji ve bilim savaş stratejileri, silah üretimine odaklanmak yerine çevreyi eski halinde korumak ve geliştirmek üzere çalışacak, biyolojideki gelişmelerle de türlerin tükenmesi tehlikeleri ortadan kalkacaktır.

Yeni yüzyıl bunlara gebedir. Doğum her şeye rağmen sancılı ve acılı olacaktır.


 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..