Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '18

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Yıl Sonu Enflasyon Farkı Zammı Hayali...

Yıl Sonu Enflasyon Farkı Zammı Hayali...
 

Çizim: Yücel Evren


Türkiye’mizin belki yüz yıllık kronik hastalığı olan enflasyon illeti yeniden gemi azıya almıştır.

Enflasyon, fiyatlar genel seviyesindeki yükselmenin “afili” adıdır.

Özellikle emekçiler ve emekliler gibi sabit gelirli toplum kesimleri, enflasyonla birlikte reel alım güçlerini kaybederler.

Yani enflasyon maaşları azaltır.

Emekçilerin gelir kaybını ortadan kaldırmaya dönük yasal önlem, kamu emekçileri sendikalarıyla kamu işverenleri arasında imzalanan toplu sözleşmeyle (kağıt üstünde) güvence altına alınmıştır.

Buna göre emekçi ve emekli maaşları TÜİK Tüketici Enflasyonu oranının altında kalırsa bu gelir kaybı “enflasyon farkı zammı” adı altında yılın ilk ve ikinci yarılarında maaşlara ilave edilecektir.

Bu hükmün emekçileri ne kadar koruyabileceği şüphelidir. Çünkü;

Kamu çalışanları dahil, tüm emekçilerin ve hatta emeklilerin ortak çıkarlarını koruyabilmelerinin yolu sendikal örgütlenmeden geçmektedir.

Sendikaların güçlü işveren karşısında etkili olabilmeleri için grev hakkı gücüne sahip olmaları gerekmektedir.

Bilinmektedir ki, yasalarda son derece kısıtlı da olsa mevcut olan bu hak, fiiliyatta işlememektedir.

Memleketimizde belki on yıllardır etkili tek bir grev eylemi yapılmamıştır.

Bunun bir sebebi iktidar erkinin konuya olumsuz bakış açısıysa diğer bir sebebi de tıpkı siyasi partilerde olduğu gibi delegelik sistemine dayalı sendikal örgütlülükte, kişisel çıkarlarını işverenlerin çıkarlarıyla bütünleştirmiş güdümlü yöneticilerin  egemenlikleridir.

Bu koşullar altında toplu sözleşmelerde emekçilerin haklarının ne kadar korunabileceği yeterince kuşkuludur.

Ancak bu dahi yeterli görülmemiş olacak ki, son zamanlarda atağa kalkan enflasyon vasıtasıyla krizin faturasının emekçilere kesilmesi istikametinde  ilave önlemler alınmaya başlanmıştır.

Bilindiği üzere Eylül ayı sonu itibariyle son on beş yılın zirvesi olan yıllık % 24 enflasyon oranı, izleyen üç aydaki enflasyon da hesaba katıldığında, toplu sözleşme hükümleri gereği, yıl sonunda kamu emekçilerine ve emeklilere yüklü bir enflasyon farkı zammı zorunluluğunu beraberinde getiriyordu.

Bu koşullar altında yapılması gereken iki şey vardı.

Birincisi enflasyonu ortadan kaldıracak önlemler almak ve ikincisi de sabit gelirli toplum kesimlerinin gelirlerini enflasyona karşı koruma amaçlı toplu sözleşme hükümlerinin gereğini yerine getirmek, yani, enflasyon farkı zammını yapmaktı.

Ve hükümet harekete geçti, ancak, açıklanan Enflasyonla Topyekun Mücadele (ETM) programında bu iki önlem hiç düşünülmemiş, üçüncü bir yol bulunmuştu.

ETM programında sadece ve sadece yıl sonu enflasyon farkı zammını ortadan kaldırmaya dönük tedbirlere yer verilmişti.

TÜİK’in enflasyon hesabında esas aldığı mal ve hizmetlerin fiyatlarında yılsonuna kadar geçerli olmak üzere % 10 indirim yapmak ve bu süre zarfında kamu ve özel sektörün zam yapmasını yasaklamak, yeterli görülmüştü.

Yöntemin başarılı olması durumunda yıl sonu enflasyon farkı zammı yapılmasına gerek kalmayacaktı.

Yıl sonu yaklaştıkça sonucu garantileyecek yeni önlemlerin alınmasına devam edildiğini görmekteyiz.

Dün açıklanan mobilya, konut, beyaz eşya ve otomotiv sektörlerine ilişkin vergi indirimlerinin TÜFE ana grup ağırlık seti kapsamında sektörlerden olması bu görüşümüzü güçlendirmektedir.

Alınan tüm bu önlemler sayesinde yıl sonunda hesaplanacak enflasyon oranının kamu emekçilerine ve emeklilere enflasyon farkı zammı yapılmasına gerek bırakmayacak düzeylerde tezahür edeceğini tahmin etmek kehanet değildir.

Yani yıl sonunda kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaşları nominal enflasyon oranında artmış gibi gösterilmekle birlikte gözlerden kaçırılan gerçek enflasyon oranında azalmış olacaktır.

Biz emekliler ve kamu emekçileri, içinden geçtiğimiz sıkıntılı günleri atlatabilmek için özveride bulunmayı kabullenmek adına çok net bir şekilde gördüğümüz bu kurnazlıkları belki yine görmezden geleceğiz ancak krizin faturasından azıcığının da egemen tuzu kurulara ne zaman kesileceğinin merakıyla çatlayacağız, bu da biline…

Ne demişler? Ne gelirse meraktan…

Kenan IŞIK

 

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..