Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yıl sonu karnesi

Yıl sonu karnesi
 

Kimya dersinde son beş dakika içinde şu cümle sınıfta yankılanırdı; "Fulya Hanım sizi tahtaya alayım" İçimden "sağolun hocam ben almayayım" demek gelse de efendi efendi çıkar bir de tebeşiri elime alırdım sanki birşey yapabilecekmişim gibi. Ben pencereden bakarken soru gelirdi. Ve benim cevabım hep aynı olurdu: "Hiç bir fikrim yok." Hoca da üşenmeden aynı cümleyi tekrarlardı: "Otur sıfır" Ve fonda kıkırdamalar...

Büyüdüm. Okul bitti ama benim öğrenciliğim hiç bitmedi. Şimdi bambaşka bir öğretmen var karşımda. Adı; Hayat. Yılın son günlerinde bana karnemi çatık kaşlarıyla uzatıyor. Ve şöyle diyor: "Kızım, çabanı takdir ediyorum ama daha çok öğrenmen gereken şey var." Bu seneki karnemi biraz önce elime tutuşturdu. Not vermek yerine derslerin karşısına görüşlerini yazmış bu kez. 2008 yılında aynı hataları yapmamamı dilemeyi de ihmal etmemiş. Karneyi verirken o çatık kaşlar biraz aralandı ve yüze hafif bir gülümseme mi geldi yoksa ben mi öyle gördüm emin değilim ama sanırım bu yıl biraz daha memnun benden.

DERSLER

Hayat Bilgisi:
Geçen yıl ve ondan önceki yıllardan birşeyler öğrenmiş olduğunu umduğumuz bu öğrenci bu yıl da çuvalladı. İşaretleri okumayı beceremediği için hata üzerine hata yapıyor. Neymiş önsezilerine güveniyormuş. Bilimsel olandan tamamen uzak hareket ediyor. "İnsan ilişkilerinde bilimsellik olmazmış. Önsezi olurmuş." Bu kadar hata yapmasına ve yanılmasına rağmen hala aynı düşünme biçiminde diretiyor. Bunu söylediğimizde de "istisnalar kaideyi bozmaz." diyor. Bir kişide yanılmak diğer insanların da öyle olduğu anlamına gelmezmiş. Aslında öğrencimizi, kendine inancı ve hayata yaklaşımı konusunda takdir ediyoruz fakat bu onu büyük üzüntülerden sakınmamıza yetmiyor. Onu daha katı ve gerçekçi yapmanın bir yolu kurulumuzca bulunmalı.

Matematik: Rakamların büyülü bir dünyası olduğuna inanan bu öğrencimizin hayatın matematiği konusunda bu kadar beceriksiz oluşu gerçekten şaşırtıcı. Hesap ve kitap üzerine dönen bir dünyada hesabı kitabı tutturamaması da aynı ölçüde tuhaf. İleriye dönük hesaplar yapma yetisine sahip olduğunu ve günümüzde bunu pek çok insanın başardığını söylememize rağmen o "Gün ne getirirse o yaşanmalı" sözü ile hareket ettiğini ve "insanın ne zaman öleceğinin belli olmadığını" ağzında geveleyip duruyor. Bu şekilde düşündüğü için hesap kitap konusunda içler acısı bir durumda. Tüm bunlara rağmen rakamlara tuhaf, garip anlamlar yükleyip duruyor. Ona matematiğin bu olmadığını defalarca anlattık fakat o tek bir rakam üzerine bile bin tane anlam yükleyerek bizleri çileden çıkardı. Umutsuz vaka.

Fen Bilgisi: Öğrencimizin fen bilgisinden anladığı pencereden ağaçları, gökyüzünü ve güneş altında tembel tembel yatan kedileri izlemek. Neymiş efendim herşey doğanın içinde varmış, doğaya bakarak pek çok şey öğrenebilirmişiz, o nedenle bu dersin orman, göl kenarı, çayırlar ve buna benzer yerlede yapılması gerekiyormuş. Eğer dışarı çıkış sorun oluyorsa o zaman pencereden gökyüzünü, dağları izlemek gerekirmiş. Bir kaç kez ağaçlarla konuşurken, bulutlarla kavga ederken ve denizle dertleşirken gördüğümüz bu öğrencinin akıl sağlığından ciddi anlamda şüphe duyduğumuzu kendisine ilettik ve ona ciddi bir disiplin cezasına mal olan şu cevabı verdi: "Asıl doğa ile konuşmuyorsanız kendi akıl sağlığınızdan şüphe edin."

Türkçe: Kelimelere bayılan bu öğrenci tıpkı rakamlara yaptığı gibi onlara da tuhaf garip anlamlar yükleyip durdu yıl boyunca. Giriş-gelişme-sonuç şeklinde yazılması gereken kompozisyonlara karşı çıkıp şu lafı etti: "Edebiyatta da özgür değilsek asalım kendimizi o zaman." Sırasının üzerine de şu yazıyı yazmış: "Edebiyat yaşanmamış hayattan alınmış intikamdır." Elbette kamu malına zarar vermek ve öğretmene karşı çıkmak suçundan bir kez daha disiplin cezası aldı. En sevdiği dersin türkçe olduğunu söylemesine rağmen fazla inatçı tavırlarıyla hiç bir şey öğrenemeyecek gibi görünüyor. "Kendi yazdıklarını kendin beğeniyor musun?" diye sorduğumuzda "ben sadece mırıldanıyordum." diyor. Ne yapmalı bilmiyoruz? Sanırım bu ders için de umutsuz vaka denebilir.

HAL VE GİDİŞAT:

Öğrencinin hayat içindeki bu sersem sepet gidişine bakılırsa hal ve gidişat hiç iyi değil diyebiliriz. Geleceği için pek umutlu sayılmasak da kendini idare edebileceğiniz umuyoruz.

Arkadaşlarla uyum: :Kendini yabani olarak tanımlayan öğrencinin çok iyi dostları olduğunu tespit ederek şaşırdık. Sayıları çok fazla değil çünkü küçük hanımın dostluk anlayışı çok tuhaf. İşin garibi tek bir kriteri olduğunu söylüyor: "yalan söylememek" Eh az dostu olması da bu kritere bakınca gayet normal görünüyor.

Hayatla uyum: Onunla hem kavga ediyor hem de ona deli gibi bağlı. Aralarında tam bir aşk ilişkisi var.

Düzen ve tertip: Çok fazla dağınık, hem etrafı hem de aklı. Onların kendi içinde bir düzeni varmış. Umutsuz.

Disiplin: Kesinlikle umutsuz. "Bazı ruhlar disipline gelmezmiş." Kesinlikle, çok ama çok umutsuz.

Kurallara uyma: Kurallar mantıklı bir biçimde açıklanırsa ve bu mantıkla kendi mantığı çakışırsa kurallara uymak onu rahatsız etmezmiş.

Adalet duygusu: Bu konuda asla taviz vermezmiş. Dünya zaten adaletsizlikle doluymuş, o da buna katkıda bulunmak istemiyormuş. Bu konuda çok fazla konuşuyor. Hassas noktasıymış.

Yıl sonu karnem bu şekildeydi. Bu yıl da pek parlak bir öğrenci olamamışım hayatın gözünde anlaşılan. Notlar hep kırık. Ama ben karneme bakarken omuzuma koydu elini Büyük Öğretmenim Hayat. Ona baktım. Bana güveniyordu. "Sen notları veren kurula bakma." dedi. "Onlar katı kuralcıdırlar. Ve notlar önemli değil. Sadece her zaman ve her yerde kendin ol. Bunu başardın mı diğerlerini zaten başarırsın. Şimdiye kadar fena değildin."dedi ve gülümsedi.

Şimdi yeni bir dönem başlıyor. 2008 Hayat Okulu dönemi. Herkese başarı ve şans diliyorum. Büyük Öğretmenden kırık notlar almamak dileğiyle...

Fotoğraf: http://www.dkimages.com/discover/previews/1544/10565322.JPG
 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..