Yılbaşı ikramiyesini bırak seçim ikramiyelerine bak

Yılbaşında büyük ikramiyenin 35 Milyon TL olduğu açıklandı Milli Piyango İdaresi tarafından. Bunun kötü tarafı ise milyonlarca kişi arasından sadece 4 kişiye bölünebilecek olması! O da çeyrek bilete çıkarsa. Oysa bilet alan almayan ayrımı yapmayan ikramiyeler vardır ülkemizde. Ne zaman seçim rüzgarları esmeye başlasa, tatlı bir telaş başlar borcunu ödemeyenlerde, suç işleyenlerde, vergi kaçıranlarda... Zira seçim dönemlerinde yeni dönem için oy isterken muhalefetteki partilerden yasal olarak hiç bir ayrıcalığı olmayan iktidar partileri yasalardaki bu adaletsiz boşluğu yaratıcı manevralarla doldururlar. Böylece yolsuzluklar yoksuluklar unutulur, geçici refah süreci başlar, iktidar partileri kaybettikleri kredilerini üç beş günde dolduruverirler.

Mevcut iktidarımız da sanırım artık her seçim dönemi öncesinde yaşanıp ilginç bir biçimde kendini mazlum durumuna sokan ve sandığa artı oy olarak yansıttığı gelişmelerin inandırıcılığından artık ümidi kesmiş olacak ki bu seçim döneminde ikramiye taktiğine geçti. Ama daha önceleri ihtiyacı olmadığı için şu an acemisi olması nedeniyle midir bilinmez, bu ikramiye olayını olabildiğince abarttı. Cumhuriyet tarihinin en büyük mali affını açıkladığı gün, affın mantığını anlatırken herkesin aklında içeriğinden çok zamanlaması vardı. Biz bunu zaten yapacaktık ama işte tesadüf ki seçim öncesine denk geldi açıklamaları da tatlı bir tebessüm oldu, geldi geçti. Zaten kimsenin umrunda değil bu afların neden devamlı bu zamanlara denk geldiği. Normal zamanda bütçe koşulları bahane edilerek tek kuruşun hesabı yapılırken seçim dönemine denk gelince savrulan milyonları önemsiyor taliplileri. Söylenen hiç bir söz daha önemli değil o çeyrek altından. Buzdolabını aldığını bilir mesela, olmayan elektriği önemsemeden. Mesela yeşil kart fırsatçılarının ayıklanması için hazırlanan bir tasarı olduğu dillendirildi geçen günlerde. Bir kez de bu gerçeğe dönüşsün seçim öncesinde. Ne söylesek boş dedirtmek için elbirliği etmiş gibi gelir bazen tüm toplum gözümüze...

Oysa güzel ülkemde birşeyler değişsin istiyor işte yine de deli gönül! Mesela adam yerine konduğu tek an olan oy kullanma anını, tadını çıkara çıkara yaşasın. O an bari kendiyle dalga geçilmesine izin vermesin. Mesela seçimden sonra şunları yapacağız dediği zaman bir iktidar, halk da sorsun istiyor , neden seçimden önce değil diye. Artık gelinen çağda, ülke yönetimine talip olanlar konuşurken akla hitap etmek prim yapsın benim ülkemde de, kalbe değil. Bizde Allah korkusu var diyen %5i cebine koymasın. Kendi şivesiyle '' Çaliir ama namaz da kılir'' diyen amca, başbakanın namazının değil ülke ekonomisinden çalmasının kendini etkileyeceğini farketsin. Lakin istemekle olmuyor işte. Açlığa mahkum edilmiş bir halk, ekmeği görünce aç günlerini unutuveriyor. Kendini açlığa mahkum edenle ekmeği uzatanın aynı kişi olduğunu görmüyor. Birbiriyle siyaset için savaşırken siyasetin bunu istediğini görmekten kaçıyor. Aynen her ikisine de aynı ülkenin silah sattığını görmeyerek savaşmaya devam eden ülkeler gibi...

Bunları düşünmek işin çetrefilli tarafı. Biz ikramiyelere gelelim. Önce yılbaşı ikramiyesi, o olmadı seçim ikramiyeleri kesin evelallah! Zira bizde Allah korkusu var, konumuzla alakası yok ama...