Yılbaşında kabak tatlısının kerameti...

Evde kocaman kendi yetiştirdiğimiz kabağa en zamandır kedinin ciğere bakması gibi bakıp duruyorum.

Hava soğusa, kar yağsa ve de onu yeme zamanı gelse...tamam, her an yenebilir ama benim zevkim bu.

Yağacak yağmur.

Havada yağmur kokusu ile balık kokuları, is kokusuna karışacak.
İşte o zaman Kabak Tatlısı...

Da, geçen hafta sonu anneme "hadi kabağı keselim; yiyelim, üff üfff ..."

Annem yemeğe elini uzatmış çocuğun eline vurur gibi;
olmaz!!! çekti...

Kız niye  olmazmış, yiyelim şunu, hazır ceviz de evdeykene...

"Yokk, hayır!  oyle bişey yok"  nidasıyla kafayıda iki yana salladı hatun çok bilmiş.

"Ne zaman yicez anne ya bu kabağı?"

"Yılbaşında kesip pişiririm,

Yılbaşında kabak kesip pişirmek çok iyiymiş, bereketliymiş, ev bolluğa boğulurmuş.

Yengen öyle dedi... bir hafta daha bekle de yılbaşında keser pişiririk..."

"De get, bizim yılbaşı 13 ocakta çakır...
Elin noelinde bizim kabak tatlımızın ne işi olacak, gel şunu yiyelim, balı aksın şööööyle elimin kenarından...üstüne elma pekmezi, ceviz de dökeriz..."

ufff ufff...

"yoookkkk, o kabak yılbaşı kesilecek, eve bolluk bereket gelcek... "

"İyi, peki"