Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

Yılda bir kez kandırdıklarımız

Babalar günü,  

Anneler günü,  

Sevgililer günü. 

Yani yılda bir kere önemsediğimiz günlerin adı. 364 gün sevgimizi belirtmek zorunda olmadığımız, yalnızca bir güne sığdırılan "sevme" gününün adı. 

Sevgi denen şey, hatırlamak, saygı gösterebilmek yalnızca bir günün içine sığabiliyor.Yarın olunca annemizi, babamızı, sevgilimizi sevmek zorunda değiliz mi? 

Hep kafama takılmıştır; neden "çocuklar" veya "evlatlar" günü yok?Anneler, babalar çocuklarına yılda bir kere de olsa sevgilerini esirgerler de çocukların yılda bir kere hatırlaması yeter mi? 

"Anne, benim niçin çikolatam yok. neden püskevit almıyorsun" diyen çoçuklarımızın sayısını bilen var mı? Peki bu annelerin, bu babaların çocukları bu günün "babalar günü" olduğunu bildiği halde anasına, babasına sevgisini nasıl gösterecek? Nasıl hediye alacak? Nasıl boynuna sarılalacak? Annenin babanın sevgi dünyasına nasıl dahil olacak? 

On beş milyon fakir insanın sevgisini yok sayamacağımıza göre... 

"Horoz da kessen kurban olur." 

"Ekmek bulamıyorsan pasta ye." 

Der gibi olaya basitçe yaklaşırsak, bu çocuklara "git kır çiçeklerini topla" mı, diyeceğiz. 

Oysa, çocuklar gününün olmamasının sebebi anne ve babaların ömür boyu çocuklarına feda edebildikleri hayatlarına dokunmaya birilerinin gücü mü yetmedi? 

Medyada ön plana çıkarılan böyle önemli(!) günlerin reklamları günler önceden yapılırken insanların nasıl alması, neleri daha çok tercih etmesi öğretilirken, alışveriş çılgınlığının içine atılan insanların beyinleri satın alınıyor. 

Batının bize dayattığı kültür ucubesinin adı artık "bilinçsiz bir tüketici toplumu" olduğumuz oldu. 

Aklıma geldi; cezaevlerindeki çocuklar, ağır iş kolarında çalışan çocuklar, taş atan çocuklar, yetimhanelerdeki çocuklar için babalar günü ne ifade eder? 

Aklıma geldi; milli gelirimizin yüzde seksen beşini yiyen insanların çocukları, ulu dağda kayak yapan, adını sanını duymadığımız yerlerde sörf çeken, Paris' te yemek yiyip dönen, yaşadığı ülkenin adını bile bilmeyen, ekmeğe burun kıvıran çocuklar için babalar günü ne ifade eder? 

Her önemli(!) günün bir manzarası nasıl sosyal uçurumun adı olmuş, nasıl dejenere edilmek istenmişiz? Birilerinin çirkin gülüşlerinde seyrettiğimiz o beyaz dişlerin uzunluğunu ah bir anlayabilseydik. 

 
Toplam blog
: 202
: 306
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

BİR DUAMIZ BİR DUYANIMIZ OLSUN YETER ..