Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '09

 
Kategori
Doğa Sporları
 

Yılın ilk büyük yarışı başlıyor.

Yılın ilk büyük yarışı başlıyor.
 

L. Armstrong.


Büyük yarış başlıyor. Evet, yılın ilk turu olan İtaiya Bisiklet yarışı Il Giro yüz yaşını devirmesi şerefine tasarlanmış farklı bir parkur ve birbirinden önemli favorilerle beraber Venedik kentinden bugün start alacak ve 23 gün sonra Roma'nın tarihi sokaklarında bitecek. "Giro,Giro" diye terennüm ederek İtalyanca bir kelime öğrenmiş olan biz bisiklet sevdalıları yüzyıl şerefine şimdi de "cento anni" (yüzyıl) ve "centenario" (yüzüncüyıl) sözcüklerini dağarcığımıza ekleyeceğiz.

Toplam 3,395 km ve 21 etap sürecek yarışın bu sene bazı sürprizleri var. Ama bu sürprizler de yarışa ve organizatörlere yaptıkları karşı sürprizlerle daha Giro başlamadan senaryoları değiştirdi. Etaplara ve favorilere geçmeden önce biraz dedikodu yapalım:

<ımg src="http://www.mtbtr.com/uploads/1892H3.JPG" width="300" border="0">

Fransa Turu'nun organizatörü A.S.O. geçen yıl Nisan ayında hayrete şayan bir kararla Astana'yı ve 2007 şampiyonu Contador'u 2008 TdF'ye davet etmemişti hatırlarsanız. Tüm hazırlıklarını Fransa Turu'na göre yapan Contador bu haber üstüne hiç katılmayı düşünmediği Giro'ya girmiş, nefis bir performansla da yarışı kazanmıştı. 2008 Giro yılın en heyecan verici, en konuşulan yarışı haline gelirken Fransa Turu 2008 dünyanın en iyi bisikletçisinin yasaklandığı ve şampiyonu hafif şaibeli bir yarış haline geldi (Carlos Sastre alınmasın!). Temmuz ayını boş geçen şampiyon Contador A.S.O'ya soktuğu bıçağı kanırtırcasına Eylül'de İspanya Turu La Vuelta'yı da kazanınca üç Büyük Turu kazanmış sporcular arasına girdi ve müthiş bir şöhreti yakaladı. A.S.O ise onu dünyanın en büyük yarışına sokmayan şaşkın şirket olarak başını nerelere vuracağını bilemedi. Zaten herkese zart zurt çeken UCI ile boğaz boğaza gelen şirket başkanı Mösyö Patrice Clerc de sene sonuna doğru koltuğunu kaybetti.

<ımg src="http://www.mtbtr.com/uploads/1892H11.JPG" width="300" border="0">

Patrice Clerc mutlu günlerinde...

Clerc daha yerindeyken 2008 Haziran ayı başında A.S.O La Vuelta’yı düzenleyen Unipublic şirketinin %49'unu satın aldı. TdF haricinde Paris-Nice, Paris-Roubaix ve Dauphiné Liberé gibi yarışlara da sahip olan A.S.O. bu hamleyle Giro'nun artan prestijini yaşayan RCS şirketini tekrar geçiyordu ki.... Şans İtalyanlara tekrar güldü.

Eylül ayında Lance Armstrong kanserle savaşa dikkat çekmek (!) için spora geri döneceğini açıklayınca ortalık birbirine girdi. Maraton koşmaktan ve MTB yarışlarına katılmaktan sıkılan Armstrong hedefinin sekizinci defa Fransa Turu'nu kazanmak olduğunu açıkladı. Ama eski patronu Bruyneel ve Contador kendisini oldukça soğuk karşılayınca müthiş bir manevra yeteneği göstererek en sevdiği rengi pembeye çevirdi ve hedefini açıkladı: IL GIRO!! Mammamia!!

<ımg src="http://www.mtbtr.com/uploads/1892H10.JPG" width="300" border="0">

Lance Armstrong Tour Down Under'da

Müthiş iletişim ağını bir anda harekete geçiren Lance daha üç beş ay önce ufaktan aşağıladığı İtalya Turu'nu göklere çıkarmaya başladı, yemekleri ve insanlarıyla İtalya'ya çok ayrı bir sevgisi olduğunu defalarca anlattı. Mesajı hemen alan RCS (ve aynı holdinge bağlı La Gazzetta dello Sport) da 38 yaşındaki şampiyona hemen kucak açtı. En özel ve güzel röportajlarını “La Gazzetta”ya veren Armstrong’a pembenin yakışacağı konusunda karar alınmıştı artık. Contador rahatlamış, Bruyneel iki yarışı birden kazanacağından emin, organizatörler dünyanın en büyük bisikletçisinin dönüşüyle kazanacakları ekstra medya payıyla sarhoş olmuşlardı.

Kervana biraz geç katılmakla beraber Fransa Turu ve gazetesi L’Equipe de “elbette tabii biz de kendisini çok takdir ederiz aslında” tarzında haberlerle topa girince kurt Amerikalı Giro’yu kazanıp Fransa Turu’nda Contador’un gönüllü domestiği olacağı mesajlarını vermeye başladı. Katıldığı Avustralya ve Kaliforniya turlarının medya görünürlüğünü müthiş artıran, geniş kitleleri yarışa çeken Lance 3 senedir yeni medyatik kahramanını arayan bisiklet camiasına istediğini kat be kat vermişti. Herkes mutluydu bütün kara parçalarında, Afrika dahil! E elbette kaderin de bu senaryoya ekleyeceği bir şey vardı. Armstrong Contador’la beraber koşacakları ilk yarış olan Castilla ve Leon Turu’nun ilk etabında düşüp köprücük kemiğini kırınca yukarıdaki bütün spekülasyonların ortasına bomba düşmüş oldu. Tüm yarış yaşamında hiçbir ciddi sakatlık yaşamayan Lance (kanserden dolayı yeterince antişansı vardı da denebilir) 38 yaşının baharında yol kenarında bir hendekte oturup çöpe giden planını düşünüyordu. Bir köprücük kemiğinin harekete geçirdiği dominolardan bazıları şunlar oldu: İtalya Turu’nun heyecanı azaldı, RCS ciddi para ve müthiş bir medya desteği kaybetti, Contador’un TdF’de tek kaptan olamama konusundaki endişesi arttı, Fransa Turu en büyük şampiyonunun A.S.O hiç istemese bile yeniden iddialı hale gelmesini göğüslemek zorunda kaldı, L’Equipe gazetesi doping haberlerinin çok üstüne gidilmemesi hakkındaki yeni yayın politikasını gözden geçirmek zorunda kaldı... Bu son uçuk spekülasyonumla beraber konuyu kesip patlangaçlı bir dedikoduyla noktayı koyalım: Astana Kazak sponsorların taahhüt ettikleri sponsorluk ücretlerini ödememeleri nedeniyle batmak üzere. Buyurun buradan yakın...

Yeterince spor dışı spor konuştuğumuza göre "naif sporsever" gözlüklerimizi takıp “Il Giro Centenario”ya (il ciro çentenaryo) geri dönelim.

Venedik-Floransa-Roma

İtalya'ya yapılacak turistik bir tur nasıl bu üç şehirden geçerse 100 yaşına basmış (ama 92. defa koşulan) İtalya Bisiklet Turu da aynı şeyi yapacak. Yarış kanallar kenti Venedik’ten başlayacak. San Marco Meydanı’nın hemen karşısında, cam üflenen atölyelerin, plaj ve golf kulübünün de bulunduğu Lido adasında 20.5 km'lik bir takım takip etabıyla ilk Pembe Mayo sahibini bulacak. Bu küçük kum adasını kuzeyden güneye geçip, sonra da geri gelecek takımların amacı ilk gün sonunda Pembe Mayo'yu kaptanlarına giydirip sponsorlarını rahatlatmak olacak. Geçen yıl Garmin Slipstream'in kazandığı TTT için bu yıl Columbia, Liquigas ve yine Garmin favori. Astana’nın özel bir hazırlık yapmamasına karşın Leipheimer ve Armstrong gibi iki müthiş TT’cinin eşliğinde ilk üçte yer alması sürpriz olmaz.

<ımg src="http://www.mtbtr.com/uploads/1892H12.JPG" width="300" border="0">

Garmin Slipstream ilk etabın favorisi

İkinci ve üçüncü etaplarda sprinterleri izleyeceğiz. Bu sene Mark Cavensdish ve Alessandro Petacchi’yi zorlayacak isimlerin arasında Garmin’den Tyler Farrar ve Quick Step’ten Allan Davis de var. Ünlü sprinter Robbie McEwen Scheldeprijs yarışında düşüp sakatlandığı için Giro’dan çekildi. İtalya Bisiklet Turu bu sene daha ilk haftadan yokuş etaplarına başlayacak. Bu Büyük Turlarda pek alışkın olmadığımız bir durum. Padova’dan başlayıp San Martino di Castrozza’da bitecek 4. Etap ve ertesi günkü Alpe di Siusi etabı genel klasmanda (GK) iddialı olan sporcuların yarışa formlarının zirvesinde başlamalarına neden olacak. Bu iki etabı kötü geçiren sporcular GK'da oldukça geriye düşecekler. Ama bu etaplar sonunda Pembe Mayo’yu giyecek olan sporcular da pek sevinemeyecekler çünkü ikinci ve üçüncü hafta da birçok zorlu tırmanış var. Genel kanı bu sene parkura alınan yokuşların çok acımasız olmadığı ama yarışa dengeli yayıldıkları için GK'ın sürekli değişime açık olduğu yönünde. Bu elbette yarışın her etabını daha da ilginç hale getirecek. Bir kötü gün geçirerek klasmanda geriye düşen sporcu ertesi gün geri gelme şansını elde edebileceği bir etap profiliyle karşılaşacak.

6. Etap Avusturya’da bitecek ama 242 km uzunluğuyla 6 saat civarında sürecek. 7. Etap da yine 244 km ve Innsbruck’tan başlayıp İtalya’ya geri dönecek. Kafilenin Avusturya macerasında bolca mabat kremi tüketilecek ve iki günde yaklaşık 12 saat pedal basmış bacakları yumuşatmak için masörler fazla mesai yapacaklar. Sekizinci etap Bergamo'da bitecek. Finişten 30 km kadar önce yer alan Gallo yokuşu ve son kilometrelerde Bergamo'nun tepesine çıkıp inmek genel klasmanı şöyle bir silkeleyebilir. Bu üç etapta olasılıkla ilk beş gün sonunda GK’da çok geriye düşmüş 3-5 kişilik bir grubun kaçıp yakalanmamaya çalışmasını izleyeceğiz.

9. Etap Il Giro’nun geleneksel bitiş şehri Milano’ya bir saygı, belki de bir teselli olacak. 100 Yıl nedeniyle son etap şerefini Roma’ya kaybeden şehrin sokaklarında 10tur ve 155 km’lik bir kriteryum koşulacak. Bakalım İstanbul'daki gibi kaçaklar ana gruba tur bindirecekler mi?? Çok ajite bir etap olması beklenebilir. Toplu finiş ve sprintle biteceği hemen hemen kesin. Bol bol düşen sporcu görebiliriz. Köprücük kemiklerine dikkat!

Giro direktörü Angelo Zomegnan ilk dinlenme gününden sonra koşulacak 10. Etap için 250 km ve 5 dağdan oluşan bir canavar planlamıştı. 1949’da büyük üstad Fausto Coppi’nin 11 dakika farkla kazandığı etabın tıpkısını koşturmayı düşünen Zomegnan böylece Giro'nun şanlı tarihine de saygı sunmayı amaçlamıştı. Parkuda Col de Vars, Col de la Madeleine, ve Col d’Izoard gibi devler vardı. Bu etabı kazananın yarışı da kazanacağı dillendirilmişti.

<ımg src="http://www.mtbtr.com/uploads/1892H4.JPG" width="300" border="0">

Orijinal Cuneo-Pinerolo etap profili

Ancak sert geçen kıştan dolayı oluşan toprak kaymaları ve Fransızlar ile telsiz frekansları konusunda çıkan anlaşmazlık bu planı bozdu. Parkur şimdi Fransa topraklarına geçmiyor ve ciddi tırmanış olarak sadece Sestrieres kaldı. Ama etap 260 km uzunluğuyla bir bahar klasiği tadında olacak. Frekanstan daha tuhaf bir anlaşmazlık konusu ne olabilirdi acaba? Hem TdF İtalya’ya geçerken böyle bir sorun olmuyor da neden diğerinde sorun çıkıyor? Bir tuhaf durum... Parkur değişikliği ile ilgili bir dedikoduyla bu etabı bitirelim. Bu etapta Fransa’ya geçecek kafilenin Fransız anti doping kurumu AFLD tarafından teste tabi tutulacağı ve bu muameleye maruz kalmak istemeyen L.A.’nın organizatörlere parkurun değiştirilmesini rica ettiği söylentisi vardı. Ama Armstrong geçen ay içinde AFLD’ye saçına varana kadar örnek verdiği için bu dedikodunun balon olduğu sonucuna varabiliriz.

<ımg src="http://www.mtbtr.com/uploads/1892H13.JPG" width="300" border="0">

10. Etap zorunlu estetik ameliyat sonrası

Ankara'nın nesini seversin?/İstanbul'a dönüşünü demiş Yahya Kemal. İşte 11. Etap'ın tek ilginç yönü de 12. Etap'tan önce gelmesi. Çok ısrar edilirse Milano - San Remo'da da geçilen Turchino geçidinin kullanılacağını söyleyebiliriz. Bir gün önce yokuşlarda saklanan ve ertesi günkü bireysel zamana karşı etabından beklentisi olmayan üç dört kaçağın etabı koparmaları beklenebilir. Hele de Turchino'ya kadar yakalanmamışlarsa.

12. Etap Giro'da hiç görmediğimiz kadar uzun bir TT içeriyor. ama daha da ilginç olan yön parkurun herhangi bir yarışta görmediğimiz kadar komplike oluşu. Etap son derece sık virajlı. İki yokuş olması haricinde iki uzun ve teknik iniş de içeriyor. Bu inişlerde birkaç sporcunun virajlardan birini alamayacağına kesin gözüyle bakılıyor. İnişlerde bisikletin kontrolü çok önemli olacağından sporcuların TT bisikletlerini kullanmaları beklenmiyor. Zamana karşı etaplardan nefret eden Damiano Cunego çok ağır bir etap olacağını söylüyor. Otoriteler ise yokuşlardaki yeteneğiyle Cunego'nun bu etapta zannedildiği kadar ciddi bir kayba uğramayacağı yorumunu yapıyorlar. Parkur açıklandığında bu TT'nin tamamen Armstrong'a göre düzenlendiğini iddia eden yokuşçu tayfası, etabı gördükten sonra söylemlerini değiştirdiler. Yarışın en önemli etaplarından biri olacağı kesin.

Floransa'da bitecek 13. etap sprinterlere ayrılmış durumda. 26 Mayıs'taki ikinci dinlenme gününe kadar koşulacak üç etapta (14.,15. ve 16.) sporcular İtalya'yı kuzey güney yönünde bölen Apenin sıradağlarını geçip Adriyatik kıyısına varacaklar. Bu üç etap kısa ama zorlu birçok yokuş içeriyor. İrtifaları düşük olmakla beraber bu üç etapta Yokuş Klasmanı'na puan verecek on üç tırmanış var. Bunların içinde 16. Etap'taki son üç yokuş olan Monte Nerone, Monte Catria ve Monte Petrano ("monte" dağ demek onu da öğrenmiş bulunuyoruz) grupta ciddi bölünmelere yol açacaklar.

17. Etap dinlenme için verilen bir günlük aradan sonra Chieti - Blockhaus arasında koşulacak. Uzunluğu sadece 79 km ama toplam 2000 mt dikey irtifa çıkılacak. Genel Klasman favorisi olarak gösterilen tüm sporcular bu tuhaf etaptan ürküyorlar. Etap kısa ama son 23 km'de Blockhaus denen eski alman askeri yapılanmasının olduğu dağa ortalama %6.6'lık bir eğimle çıkılacak. Dinlenme gününden sonra geldiği için çok patlayıcı, kaotik bir etap olabilir. Zaten favoriler de bundan korkuyorlar.

<ımg src="http://www.mtbtr.com/uploads/1892H6.JPG" width="300" border="0">

17. Etap sadece 79 km, ama...

18. Etap Blockhaus'u ve 20 gündür Giro'nun önlerine çıkardığı tüm yokuşları zaman limiti içinde çıkabilmiş sprinterlere ayrılmış durumda. 19. Etap ise Avellino-Vezüv arasında. Dünyanın en güzel kıyılarından olan Amalfi'den geçilecek parkur meşhur Vezüv Yanardağı'na çıkarken 13 km'de 1000 mt dikey irtifa kazanacak. Genel Klasman hala belirlenmemişse bu etap sonunda Pembe Mayo sahibini bulacak diyebiliriz.

Napoli'den başlayacak 20.Etap'ın son kilometresinde sert bir yokuş var (finişten 20 km önce bir kere çıkılmış olacak). Bu yokuş olmasa sprinterlere uygun bir etap diyebilirdik. Ama yine de klasmanı değiştirecek gibi gözükmüyor. Ve yarışın son günü Roma'nın tarihi sokak ve caddelerinde koşulacak 15.3 km'lik bireysel zamana karşı etabıyla sona erecek. Meşhur Forum'un yanında başlayacak olan parkur bir süre Tiber Nehri kıyısını da izleyerek Coliseum'un kenarında sona erecek.

Olağan Şüpheliler ve Diğerleri

PEMBE MAYO:Armstrong kazanmayacak onu bir buçuk ay önce anladık. Kolu kanadı kırılmasaydı ne olurdu bilemiyoruz ama çok daha heyecanlı olurdu yarış orası kesin. Armstrong bir etap kazanmak için elinden geleni yapacak. Ben Roma TT'yi kendisine yazıyorum. Fakat Lance çok iyi bir domestik olacak bundan hiç şüphem yok. Onun da yardımıyla takım arkadaşı Levi Leipheimer'ı en önemli favorilerden biri olarak gösterebiliriz. Amerikalı sporcu bu sene California ve Castilla y Leon turlarını (hem de ikinciyi Contador'un önünde) kazandı. Zamana karşı yeteneğini müthiş geliştirdi. Büyük tur sporcuları arasında en iyi TT onun demek yanlış olmaz.






<ımg src="http://www.mtbtr.com/uploads/1892H8.JPG" width="300" border="0">

Leipheimer zamanla çok iyi bir TT'ci oldu

İtalya Turu İtalyanlarındır. Contador geçen sene ezberi bozana kadar 11 yıl üst üste yarışı İtalyan sporcular kazanmıştı. Dolayısıyla en büyük favori de onlardan çıkıyor: Ivan Basso. Basso 2006'da Giro'yu kazanıp tam Fransa Turu'na başlarken Operacion Puerto'ya bulaşıp 2 sene ceza almıştı. Sporcu cezası bittikten sonra Liquigas'a transfer oldu ve tüm çalışmasını Giro'yu kazanmak üzere düzenledi. TT etabını üç dört kez geçtiğini biliyoruz. İki hafta önce Trentino Turu'nu da kazandı ve eğer formunun zirvesi varsa şu anda orada. Ama takım arkadaşı Franco Pellizotti de favoriler arasında. Basso takıma katıldığından beri Pellizotti hiç geri adım atmadı ve yarışı kazanmak istediğini hep söyledi. Eğer uyumlu bir takım olarak devam ederlerse Basso Genel Klasman'ı kazanacaktır.

<ımg src="http://www.mtbtr.com/uploads/1892H7.JPG" width="300" border="0">

Ivan Basso son yarışını kazandı

E bunu dedikten sonra dükkanı kapatmak lazım ama başka İtalyanlarımız da var. 38 yaşındaki çifte şampiyon Gilberto Simoni halkın sevgilisi ama bence devri bitiyor. Yokuş etaplarından birini alması beklenebilir ama Davide Rebellin gibi bir kurmaydan yoksunken GK'da ancak ilk 20 içinde olabileceğini düşünüyorum. 2007 şampiyonu Danilo di Luca'nın şansı da takımın bir bölümü Alessandro Petacchi'nin sprintleri için hazırlanmış olması nedeniyle az. Acqua & Sapone'de 2000 yılının birincisi Stefano Garzelli var. Garzelli bu sene Tirreno-Adriatico Turu'nda 2., Trentino'da da dördüncü oldu. Formda gözüküyor. Türkiye Turu'nda takım da oldukça aktifti ama yine de takımın kalitesi ProTour düzeyinde değil.

Bir de "Il Piccolo Principo" (Küçük Prens) Damiano Cunego var. 23 yaşında bu turu kazanan sporcu bu sene Bahar Klasikleri'nde istediği sonuçları alamadı. 61 km'lik TT'de iyi bir derece yapabilirse ikinci zafere yaklaşabilir.

Son Fransa Turu şampiyonu Carlos Sastre da Giro'ya katılıyor ama bu paragrafa kadar ondan başka herkesin adını andık. Geçen temmuz ayında kendisini favoriler arasında saymadığım için mahcubum zaten, kusura bakmasın. Sastre’ın yeni takımı Cervélo Test Team bu sene müthiş başarılı bir başlangıç yaptı yarış dünyasına. İspanyol şampiyon da podyumda yer almak istiyor ama bence oportünist bir yarış koşacak. Sastre geç açılan bir sporcu. Eğer ilk hafta geriye düşerse planlarını etap kazanmak yada Yokuş Klasmanı’na çevirebilir. Yine de yoğurdu üfleyeyim ve ilk 20 içinde mutlaka yer alacağını söyleyip Denis Menchov'a geçelim. Menchov 2007 İspanya turu şampiyonu, 2008 Tdf üçüncüsü. Yine de sessiz sedasız hazırlanıp dikkat çekmeden bugüne geldi.Bu sezon Murcia Turu’nu kazandı, Castilla y Leon’da 5. oldu, son hazırlık yarışı sayılan Romandiya Turu’nda da sakin bir 11.lik aldı. Formda ama kazanması için Basso ve Leipheimer’in başına büyük aksilikler gelmesi gerek. Garmin’den Cristian Vandevelde’nin de ilk 15 arasında yer alması ve iyi bir TTT ile ilk gün Pembe Mayo’yu giymesi beklenebilir.

SİKLAMEN MAYO: Puan yada sprint klasmanını gösteren siklamen rengi mayonun iki büyük adayı Mark Cavendish ve Alessandro Petacchi. Bu ikili Hushovd, McEwen ve Bennati gibi sprinterlerin yokluğunda Tylar Farrar ve Allan Davis’in baskısını hissedecekler. Cavendish TdF'ı düşünerek son hafta yarıştan çekilirse Petacchi Siklamen Mayo'nun sahibi olabilir.

<ımg src="http://www.mtbtr.com/uploads/1892H9.JPG" width="300" border="0">

Siklamen rengi nedir demeyin...

YEŞİL MAYO:Yokuş Klasmanı’nı geçen sene Emanuele Sella kazanmıştı ama Sella’nın EPO pozitif çıkması mideleri bulandırmıştı. Bu sene Gilberto Simoni’yi pembe değil ama yeşil mayoyla görebileceğimizi düşünüyorum. İtalya’nın tüm yokuşlarını ezbere bilen Simoni Sastre gibi yarış içinde amacını değiştirebilir. Bu sene hiç sesi soluğu çıkmayan takımlardan Fuji Servetto’nun İsveçli sporcusu Kessiakoff’u da yokuşlarda önde göreceğimizi düşünüyorum. Ama Roma’da yeşil mayo onun olur mu emin değilim. İspanyol ve bask kökenli sporcuları gözden kaçırmamak kaydıyla oyum Simoni’den yana…

BEYAZ MAYO:Bir ağza sayılacak isimler arasında başta Columbia’nın genç İsveçlisi Thomas Lövkvist ve Quick Step’ten –Türkiye Turu’nu yarıda bırakan- Kevin Seeldrayers’i sayabiliriz. Onların ardından geçen sene TdF’da uçurumdan uçuşunu seyrettiğimiz iyi yokuşçu Christopher Froome sayılabilir.

Birkaç küçük notla yazıyı bitirelim:

• RCS Ceramica Flaminia takımını Giro’ya davet etmeyince İtalya ulusal şampiyonu (ve L.A.’un kanlısı) Filippo Simeoni üç renkli mayosunu federasyona geri verdi.

• Davide Rebellin (Diquigiovanni) Pekin Olimpiyatları’nda yapılan doing kontrolünün yenilenmesi sonucu CERA pozitif çıkınca, Christian Pfannberger (Katusha) de yarışma dışı bir testte A numunesi non-negatif çıkınca Giro’ya katılamayacaklar.

• Xacobeo Galicia’nın lideri Ezequiel Mosqueiro sakatlandığı için artık yarı Türk saydığımız David Garcia Dapena ve Gustavo Cesar Veloso ortak lider olarak yarışa başlayacaklar. Bu ikilide birini kaçışlarda görmeyi bekleyin.

• 3. Etap Dünya Şampiyonu Alessandro Ballan’ın kentinden geçiyor ama Lampre sporcusu bütün sezonu herpes benzeri bir virüsle uğraşarak geçirdiği için o da yarışta yok.

• İtalya turu’nu 61 kere İtalyanlar kazanırken sadece bir Ameriaklı (Andy Hampsten) şampiyon oldu.

3 hafta boyunca yarışları evde Eurosport’tan ofiste de (şirket firewall’undan kaçınabiliyorsanız) Steephill.tv’den izleyebilirsiniz.

Kaynak. http://www.mtbtr.com/haber/haber.asp?kayitno=1892

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..