Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '17

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Yılın ilk çeyreğinde %5 büyüdük, iyi mi, kötü mü ?

Yılın ilk çeyreğinde %5 büyüdük, iyi mi, kötü mü ?
 

Ekonomik büyüme önemli bir ekonomik göstergedir. Ekonominin durumunu ve gidişatını gösterme açısından tek başına yeterli midir, hayır, ama ekonomik gidişatı gösteren tek başına yeterli bir ekonomik gösterge de yoktur zaten. Evvela neden önemli, kısaca ona değinelim, sonra da neden yeterli değil, ona.

Önemlidir, çünkü, sabit fiyatlarla ölçülür. Bir dönem içinde meydana gelen mal ve hizmet artışı önce cari fiyatlarla hesaplanır, ama bunun içinde enflasyonun etkisi de vardır. Enflasyonun etkisini elimine etmek için cari fiyatlarla tesbit edilen üretim, milli gelir deflatörü (national income deflator) denen bir index ile baz sene fiyat seviyesine çekilir; yani geçen dönemin üretimi hangi dönemin fiyatlarına çekilmişse, bu dönemin üretimi de aynı dönemin fiyatlarına çekilir ve mukayese bundan sonra yapılır.

Önemlidir, çünkü, fert başına düşen milli gelir (veya milli üretim) mukayese edilmektedir. Yani mukayese edilen dönemlerdeki toplam üretim o dönemlerin toplam nüfusuna bölünür, çıkan sonuçlar ondan sonra mukayese edilir ve %5 öyle bulunur. Yani toplam üretimde ki artış diyelim yüzde 6 ise ama bu arada nüfus da %1 artmışsa, fert başına ekonomik büyüme %6 - %1 = %5 olarak hesaplanır.

Diğer taraftan fert başına düşen üretimde ki (veya milli gelirde) artış tek başına yeterli bir ekonomik gösterge değildir. Çünkü toplam milli gelirin toplum içinde fertler arasında nasıl dağıldığı bu göstergede görülmemektedir. Yani fert başına milli gelir artmıştır ama gerçekte milletin bütün fertlerinin geliri aynı oranda yani %5 artmamıştır. Mesela az bir kısmını geliri çok artmış, örneğin % 25 artmış, büyük bir kısmın geliri ise az artmış örneğin %1 artmış olabilir. Bu bakımdan ekonomik gidişatı anlamak için sadece fert başına düşen ekonomik büyümeye bakmak yetmez ayrıca gelir dağılımındaki değişime de bakmak gerekir. Mesela geçen dönem nüfusun yüzde sekseni toplam gelirin %20 sini alıyorken bu dönem %15 ini alır hale gelmişse bu çok kötü bir gidişat demektir, buna da bakmak lazım.

Ekonomik büyümenin tek başına yeterli bir gösterge olmamasının diğer bir sebebi de bu büyümenin ne pahasına olduğunu göstermemesidir. Örneğin bu dönemde büyüme olmuş ama gerek bütçe açığı gerekse dış açık yani cari açık çok artmış yani iç ve dış borçlar çok artmış ise bu da iyi bir gidişat değildir, buna da bakmak lazım. Çünkü ekonomik büyümenin sürdürülebilir (sustainable) olması gerekir. İç ve/veya dış borçlanmaya dayalı bir büyüme sürdürülebilir değildir. Ne demişler borç yiyen kesesinden yer. Ama buradan borçlanma illa kötüdür anlamı da çıkmasın. Borç alınan paralar cari tüketime gidiyorsa kötüdür yoksa verimli ve karlı yatırımlara gidiyorsa hele bu yatırımlar ileride ihracatı artırıcı yatırımlara gidiyorsa o zaman iyidir.

Tabii, fert başına düşen ekonomik büyüme, gelir dağılımında ki değişim, cari açık, bütçe açığı, toplam iç ve dış borçlardaki değişim, bakmamız gereken bütün ekonomik göstergeleri (economic indicators) kapsamamaktadır. Daha pek çok ekonomik göstergeler vardır ama burada bunların hepsine değinmek için yeterli yer yok. Mesela, ithalatında da ihracatın da yapısına bakmak gerekir. İthalatın büyük kısmı tüketim harcamalarına gidiyorsa kötüdür. Keza ihracat yerli katma değeri düşük ürünlerden oluşuyorsa kötüdür. Son olarak bir de toplam tasarruf ve tüketim oranlarına bakmak lazım. Türkiye’nin ezeli ve yapısal problemlerinden biri de tasarruf eğiliminin (oranlarının) yeterli olmaktan çok uzak olmasıdır. 

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..