Yıllar ne çabuk geçti

Nesrin Çetin Körükçü’nün seslendirdiği, “Yıllar ne çabuk geçti o günler arasından. Bir tel saç onun kaldı bütün hatırasından. Hala duyarım bin sızı ben her yarasından. Bir tel saç onun kaldı bütün hatırasından.” Şarkısını dinlerken; Gerçekten yılların, yüce kitabımız Kur'an'ın ifadesi ile su gibi akıp gittiğine, şahit olmanın, şaşkınlığı vardı üzerimde. İslam’ın kutsal ayı, 11 ayın sultanı Ramazan’ı, bütün ihtişam, heybet ve güzelliği ile idrak ettik dün. 29 Ağustos’a kadar da yaşamaya devam edeceğiz. İçinde, bin aydan daha hayırlı olan, “KADİR GECESİNİ” de saklayan, bu ay da, Kutsal kitabımız Kuran’ı Kerimin de, inmeye başladığı gerçeğini göz önüne alırsak, Ramazan ayının, kutsiyetini kelimelerle ifade etmekte ve anlatmakta acze düşeriz. Ramazan ayını anlatmak yerine doyasıya yaşamak, o “NUR” içinde, gün boyu bir nehirde yıkanır gibi arınmak gerek. Kutsal ve mukaddes hava doyasıya koklanmalı. İçinde yok olmalı, kaybolup gitmeli. Sahur, iftar, teravi gibi ramazana özel güzelliklerden kana kana içilmeli. İçilmeli ki; ALLÂH’ın Esma’sıyla, tüm algılanan ve algılanamayan varlıkların var olduğu kabullenilsin. Taklitçi inanç yerine, bilinçli iman gelip yüreklere otursun. Kur’an-ı Kerim, her devir insanına, hakikate giden yolu göstermek için indiğine göre; bu “NUR” bir meşale gibi hep inananın elinde olsun. 

Ve MÜZZEMMİL SURESİ: 1-4. ayette buyurduğu gibi ( 1- Ey örtüsüne bürünen 2-Geceleyin kalk! Kısa bir süre hariç 3- Gecenin yarısını ayakta ol yahut bundan biraz eksilt. 4-Yahut buna biraz ekle ve Kur’an-ı ağır, ağır düşüne, düşüne oku) Emrine uygun olarak okunsun ve anlamak için gayret gösterilsin. Mademki bu dünya “kün” deyince var oldu, bu demektir ki; bir kelimedir varoluşumuzun özü. Ve kıyametin ahvali de Sur’a üflenmesiyle gerçekleşecek. Muhakkak ki biz rabbimize mutlaka döneceğiz.”ZUHRUF SURESİ 14. Ayet-i kerimesi” Öyleyse Sur’a üflenmesini niye bekleyelim? Allah’ın Esması içinde yok olmak, ilahi aşk ateşi ile yanmak gerek. Ramazanınız mübarek olsun…