Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '12

 
Kategori
Güncel
 

Yılmaz Erdoğan, ezan ve sütü bozuklar!

Yılmaz Erdoğan, ezan ve sütü bozuklar!
 

Yılmaz Erdoğan, iyi bir mizahçı, duygulu bir şair ve cevval bir sinemacı... Ben, bu sanat etkinlikleri içerisinde özellikle ilk Vizontele filmini çok beğenirim Erdoğan'ın... Hiç sıkılmadan defalarca izlediğim Türk filmlerinden birisidir Vizontele.

Vizontele'nin ilki, yukarda Yılmaz Erdoğan'a dair saydığım özelliklerin tamamını bir araya getiren bir eserdi. Mizah da, duygu da, içtenlik de vardı... Ama, özellikle bir tür "yerellik" bu filmi sevimli yapıyordu.

Yılmaz Erdoğan da aslında Cumhuriyet ideolojisinin çerçevesini çizdiği sanat ortamında yetişmiş birisidir. Ne var ki, son söyleşisinde açık bir gerçeği itiraf etmekten çekinmeyecek kadar dürüst ve "ciddi' birisi aynı zamanda...

Son söyleşisinde Erdoğan, biraz soyaddaşı Erdoğan gibi konuşuyor ve diyor ki; Yıllarca sinema setlerinde ezan sesleri duyduk ama bu ezanlar hiç bir zaman filme yansımadı!...

Bu itiraf, yukarda değindiğim gibi, dini, hayattan  tamamen soyutlamak isteyen "cumhuriyet ideolojisinin" sanata yansımış halinden başka bir şey değildi.

Bugün bir yerde okudum, aklıma geldi; TRT de yıllarca süren "Bizimkiler" dizisinde, bir kere bile ezan sesi duyulmamış... Sanki, İstanbulun bir mahallesinde değil de, Londra'nın kenar semtlerinde çekiliyormuş gibi... (Hoş, belki de Londranın kenar semtlerinde ezan sesi vardır bugün...)

Osman F. Seden gibi, az da olsa bir sabah ezanı dinleten yönetmen ve senarist, Yücel Çakmaklı merhum gibi dindar bir kaç yönetmen olmasa, Yeşilçam namlı filmlerin hangi ülkenin, hangi şehrinin hangi Yeşilçam sokağından adını aldığını bilemeyecektik...

Yılmaz Erdoğan'ın bu "itirafı" yine malum zihniyeti kızdırıyor... Yılmaz Erdoğan gibi, popüler bir mizah ustasından gelen bu eleştiri, azınlık oldukları halde bu ülkenin çoğunluğuna daima hükmeden, onların değerlerini yok sayan elitistleri telaşlandırıyor.

Bunlar, bugünki siyasi iktidarı da bundan sevmiyorlar zaten... Süt'ten karınları gaz yapan çocuklar için, fırsat bu fırsattır, diyip "sütü bozuklar", "iktidarın sütü bozuk" gibi edepsiz imaları manşet yapanlara şimdi bir laf da biz etmeli değil miyiz Yılmaz Erdoğan gibi...

Bugünün gazetelerine bakınız (örneğin Hürriyet), incelemeler sonucu sütler temiz çıkmış... Sadece Sivas'taki sütlerde hiç bir şekilde zarar vermeyecek basit mikroorganizmaya rastlanmış...

Şimdi, kimin sütü bozukmuş, diye sormak hakkımız değil midir?...

İnek sütü, keçi sütü, koyun sütü bozuk olabilir; olursa atılır yerine yenileri dağıtılır... Ama insanın sütü bozuksa ne yapmalı?...

Türkiye'nin temel sorunu da budur zaten: Süt'ü bozuk insanlar!

Atsan atılmıyor, satsan satılmıyorlar... Bari, Allah ıslah etsin diyelim!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..