- Kategori
- Güncel
Yılmaz Özdil'in incir ağacına sesleniyorum!
Michelangelo'nun "Yaratılış" isimli yapıtı
İncir bebek!
Size anlatacağım bu hikaye; bir incir çekirdeğini dahi dolduramayan insanların yaşadığı hayatta başlamış..
O dünyada yaşayan insanların yaptıkları işlerin hepsi, dünyanın altını üstüne getirse de bir incir çekirdeğini dahi doldurmuyormuş.
Zamanın bir diliminde; dünyayı ziyarete gelen kozmik bir bilge, yine dünyanın en ileri gelenlerine şöyle demiş;
''Bir incir çekirdeğini bile doldurmuyor yaptıklarınız. Bilmem farkında mısınız?''
O zamandan sonra yaşayan bütün insanlar, ''ocağına incir dikmek'' sözünü derin bir acıyla hatırlamışlar.
Nasıl bir hatırlamaksa bu, yemeyip, içmeyip, olanca gayretleriyle; evlerine, yurtlarına, bağlarına, bahçelerine, hep incir ağacı dikmişler.. Açıkçası; ölmeden önceki tek gayretleri bu olmuş..
Efsaneye göre; bir erkek ve bir dişi kalana kadar, üflememiş görevli melek büyülü borusunu..
İşte o zaman diliminde seslenmiş, bir çift insanın nefesinden konuşan melek.
Çınlamış sağır dünyanın sağır kulağı, sonra da okunmuş son sela ve inlemiş, durmuş insanlar kendi dünyaları içinde..
Birden bire, fışkırmış yeryüzünden börtü - böcek ve otla çiçek.. Dünya yeni bir doğuma hazırlanıyormuş..
Güneş daha iyi görmek için yeryüzündeki olup biteni, var gücüyle aydınlatıp, ısıtıyormuş ulaşabildiği her yeri..
Gece kendiliğinden çözülmesin diye gündüze, düğmeleri yıldızdanmış. Bir tek, umutla sabaha çözen onu, ay’mış..
Melekler eşliğinde kutlu ilahiler okuyarak dalmışlar okyanusun dibine.. Kumlarla birlikte, hiç ayrılmamak üzere sarılmışlar sımsıkı yakamozlara..
Sevginin yüce gücüyle yeniden doğacak o insan oğluna selam olsun.
Büyük bir aşk ve inançla..
Zaman yeniden var olma zamanı.... İncir bebekler zamanı...
****
Gönül Notum:
Bugün, Sayın Yılmaz Özdil Beyefendinin köşe yazısını okuduğumda bundan tam dört yıl (05.11.2006) önce, kendimce kaleme aldığım bir yazımı hatırladım ve yaptığım bazı değişikliklerle Sayın Özdil'in ''incir ağacı'' na seslenmek istedim..
''Melekler Yüreğinizden Öpsün'' Sayın Özdil...
Sabiha Rana