Yılmaz Özdil'in Mustafa Kemal İsimli Kitabı ve Atatürk Sevgisinin İstismarı

Birkaç haftadır müthiş bir reklâm furyasıdır estiriliyor. Sözcü Gazetemizin tüm köşelerinden ve Halk Tv ekranlarından bol yaygaralı ve bol övgülü bir kitap tanıtımı fırtınası ortalığı inletiyor.

Yılmaz Özdil’in M. Kemal isimli kitabının reklam teröründen söz ediyoruz.

Sözcü Gazetesinin köşelerinden pek çoğu bu konuya ayrılıyor. Halk Tv’de bu konuya hasredilmiş Arena programı yayınlanıyor ve programda kitabın yazarı saatlerce kitabının güzellemesini yapıyor.

Yazar, kendi köşesini bile kendisinin parasal kazancına hizmet ettiği açık bu ürününün tanıtımına ayırabiliyor. Etik mi bu?

Kitabın etiket fiyatı 35 lira.

Kitabın korsanının basılarak sanal alemde dağıtıma çıkarıldığına ilişkin “haber”[1]den öğreniyoruz ki, Kitaptan birinci baskıda 750 bin adet basılmış.

Birinci baskının tamamı satıldığında elde edilebilecek toplam satış hasılatının 26 milyon 250 bin TL olacağı anlaşılıyor.

Bu büyük tanıtım ve reklam etkinliği sonucunda yeni baskıların yapılması ve hasılatın çok daha yukarılara çıkması sürpriz olmasa gerek.

Peki neymiş?

“…Mustafa Kemal’i hiç kimse böyle anlatmamış…”

Öyle mi?

Peki nasıl oluyor da, bu Ülkenin insanlarının vücutlarının her yerinden otomobillerinin her tarafına “Atatürk” imzası kazınmış…

Nasıl oluyor da 10 Kasım’larda milyonlar yurdun her noktasında mıh gibi selama duruyor?

Nasıl oluyor da ulusal günlerimizde her kesimden insanlarımız Anıtkabr’e sığmıyor?

Nasıl oluyor da o Atatürk, tüm Dünya mazlumlarının gönüllerinde taht kurmuş?

…

Nasıl anlatmış olursan ol, bu insanlık, bu Ulus, bu Atatürk sevdalısı on milyonlar Atatürk’ü zaten biliyor.

Ne senden, ne de kimseden öğrenecek halimiz yok.

Bu büyük insana ve ülküsüne bir hizmette bulunmak istiyor olabilirsin. Ama bu işi on milyonlarca lira istifleme vesilesi yaparsan, itiraz edecek birileri çıkar ve onlara da katlanmak zorunda kalırsın.

…

Yürütülen faaliyetin büyüklüğünün gösterdiği astronomik parasal rakamlar ne anlama geliyor, anlamıyor muyuz, sanıyorsun?

Türkiye’de kutsal değerleri sömürüp paraya çevirme göz açıklığıyla daha önce hiç karşılaşmadığımızı mı düşünüyorsun.

Bu tür faaliyetlerin “din” kisvesi altında yürütülüp ne çok insanımızın mağdur edildiğine ve köşelerin nasıl dönülüp sırra kadem basıldığına daha önce hiç tanık olmadığımızı mı düşünüyorsun?

Bunun bir benzerinin veya benzerlerinin “Atatürk Sevgisi” istismarı olabileceğine ihtimal vermeyeceğimizi mi var sayıyorsun…

…

Hedef müşteri kitlesi belli… Atatürk sevdalıları… Hesap tutarsa bu işten kimlerin kazançlı çıkacağı da aşağı yukarı ortada… Furyayı yürüten herkes!

Rakamlara bak!

Bir kitap 35 lira… Bilen bilir. O kitabın maliyeti 3,5 lirayı geçmez. Mal et iki buçuk milyona, sat 10 katına…

35 lira dediğin, on milyonlarca kişiden oluşan  asgari ücretlilerin kaç saatlik emeğinin karşılığıdır acaba, bir fikrin var mı?

 Olmalı ki, fiyat da işte böyle belli bir gelir seviyesinin üstündekilere göre belirlenmiş…

…

Kitap dünyası işte böyle belli “kartel”lerin fabrikasyon üretim-pazarlama-satış faaliyetlerinin uyandırdığı “ihtiyaç” duygusunun paraya tahvil edildiği nihai tüketim noktaları zincirine dönüşmüş…

…

“Mustafa Kemal’i daha önce hiç kimse böyle anlatmamış”…

Al işte, piyasaya “M. Kemal” adıyla sürülmüş ürünü daha önce benim burada anlattığım gibi de… kimse anlatmamış…

Oldu mu?

Almıyorum kardeşim… Sen git kazandığın paraları say! İşin çoktur senin…

Kenan IŞIK