Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sabiha Rana Melekler Yüreğinizden Öpsün

http://blog.milliyet.com.tr/sabiharana

03 Aralık '06

 
Kategori
Öykü
 

Yine ''BOZA'' alıp içer miyiz anne?

Yine ''BOZA'' alıp içer miyiz anne?
 

''Melekler yüreğinizden öpsün çocuklar''


Yine ''BOZA'' alıp içer miyiz anne?

Ben geldim anne... Büyük kızın. Ağlıyorum ama bu defa sevinçten... Hep gelmeyi planlamıştım ardınızdan. Bir türlü nasip olmadı ama. Düşlerimde erteledi beni... Sizlerde büyürken çok üzülmüştünüz, hırpalanmıştınız değil mi? Biraz daha top oynamak, bisiklete binmek, kırlarda uçurtmamın kuyruğuyla koşmak ve yuvarlanmak isterdim şimdi çimenlerde.

Öksüz yetim olsam da doyurmuyor insanlar.. Babam ve sen bunu çok iyi bilirsiniz... Başkaları başımı neden okşasınlar ki anne? Sokaklar annelerinin babalarının zoruyla dilendirilen çocuklarla dolu... Bu yüzden haklı olarak kimse inanmıyor gerçekten sahipsiz ve kimsesiz çocuklara.. Nasıl merhamet etsinler ki anne? Artık benim de kalbim dayanmıyor... Aç olsam da üzülmeyin. Beni sakın merak etmeyin anne.

Domates, biber, patlıcan, hepsi hormonluymuş... Kanser yapıyor diyorlar.. İçmeyin bilmediğiniz suları diye tembihliyor uzmanlar... Ara - sıra pişirdiğin yemeklerin kokusunu duyuyorum... Bu yüzden her öğün doyuyorum anne. Okuyup öğreniyorum. Tembihlerinizi sıkı sıkıya aklımda tutuyorum.. Babama da söyle üzülmesin anne.

''Her şey mikrop saçıyor'' deyip ekliyor spiker; ''sakın alıp yemeyin pastırma, sosis, sucuk,'' yazık değil mi anne onlara da; at, eşekte candır. Yazık. Senin ağzıma sürdüğün toz biberde sahteymiş. Kırmızı rengiyse kiremittenmiş anne... Dikkatli olun diye; bir, bir, uyarıyor yetkili;''Sakın ha, yemeyin kanserojen madde var.''

Dün gazetede okudum; adı her neyse işte, topla oynarken çocuklar delivermişler ozonu. Bilim adamı yazmış, uyarmış bizi bu yüzden... Solumayın havayı, sakın çıkmayın güneşe, sonra kanser olur cildiniz... Anne çok uzaklar da bir orman varmış. Amazon’lar mı neymiş? Ağaçları, kuşları, hiç bilmediğim yerleri, bilmediğim amcalar nasıl da yok etmişler. Bilseydim, ''yapmayın'' demez miydim ki anne? Öğretmenim anlattı; temiz hava, bol gıda, nefes alamazsak ya sonra?

Düşümdüm de annecim, dünya evimiz değil mi biz bütün canlılar paylaşmıyor muyuz evreni? Sahi hayvanlar neden deodorant kullanmıyor? Neden ortak olmadılar ozonu delmemize? Bu hayvanlar çok hayvan. (!) Hem kokuyor, hem de yardım etmiyorlar bize. Şimdi ne olacak halimiz anne? Gökyüzünde ki bulutlar, şimdi birer, birer, kaçar mı yoksa o delikten? Pe ki, bulutlar olmazsa nasıl yağmur yağacak?

Beni hiç merak etmeyin! Artık üşümüyorum anne Başımı uzatıp bakıyorum penceremizden.. Sokak lambasının altında kar taneleri uçuşuyor.. Seyrederdik ya hani kardeşlerimle birlikte... Görünüyor ne hoş ve ne güzel. Kelebekler gibi hem de. Sende görüyor musun anneciğim, şu köşeyi dönen bozacı amca değil mi?

''BOZAAAAA'' - ''BOZAAAAAA'' ''Yine boza alıp içer miyiz anne?'' Yarın Milliyet gazetesi yazacak; ''o sokak lambasının altında üşümüş, kıvrılmış, cansız bedeniyle bir çocuk cesedi bulundu.'' Sakın, sakın, siz okumayın anne! Sahi, çocuklar sokak lambalarının altında mı dünyaya geliyorlardı? Yoksa! Leylekler mi getiriyordu onları dünyaya? Biliyorum! Arkadaşlarım beni artık oyunlarına alamayacaklar ama ne yapayım ki seni, babamı ve kardeşlerimi öyle çok özledim ki anne. Şimdi; hiç mi hiç korkmuyorum! Yokluğunuza öyle bir tutundum ki anne, sımsıkı sarıldım. Şimdi! Işığınıza doğru koşuyorum.. Çok şükür, huzurunuza doğuyorum anne..

''Melekler yüreğinizden öpsün çocuklar''

Sabiha Rana

 
Toplam blog
: 1989
: 4996
Kayıt tarihi
: 26.10.06
 
 

Gazeteci - Yazar (NLP Uzmanı - İlişki ve Yaşam Koçu) Yaşarken dünyayı dolaşmayı, topraktan güneşe..