Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '11

 
Kategori
Dünya
 

Yine, yeni, yeniden savaş

Yine, yeni, yeniden savaş
 

sistem değişemez demek savaşı da ister istemez desteklemek anlamına geliyor.


Gerçek şu ki, ABD'nin demokrasi götürmek için kafasına esen yere girdiğine falan artık sokaktaki adam bile inanmıyor.
Hal böyleyken, nasıl oluyor da aynı nakarat bir meşruiyeti varmış gibi tepeden aşağıya dikte edilerek önümüze konuyor ve nasıl oluyor da biz sıradan insanlar çaresizce olan biteni izlemek durumunda kalıyoruz?
Çok iddialıyım, bu, dünya demokrasiye doğru gidiyormuş görünürken aslında en kralından faşizme gidiyor oluşunda yatıyor.
İşe şunu anlayarak başlamalıyız...
Dünya ideolojilerin yıkılışından beri demokrasi masalıyla uyutularak küresel bir yeni faşizme gitmektedir!
Olan biten herşey bunu destekler nitelikte. Negri ve Hardt'ın "İmparatorluk" dediği şey günden güne daha çok dayatıyor kendini.
İmparatorluk hızla tektipleştirme düzenini dayatırken bunu çeşitli kurum ve kuruluşlarla yapıyor; NATO ve Birleşmiş Milletler jeopolitik, IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlarsa ekonomik kanadını temsil ediyor küresel İmparatorluk düzeninin. Baksanıza, bir gün içinde kararlar alınıp Libya'ya girilmedi mi?
Bu çakma demokrasi şampiyonlarına sormadan edemiyor insan...
Ey Libya'ya giren Batı ülkeleri, Libya'da 30 küsur senedir iktidarda tek adam olarak kim vardı? Kaddafi değil mi? Hem de ne Kaddafi, daha birkaç ay önce, bugün Libya'ya saldırının baş mimarlarından Sarkozy tarafından Ellysee sarayında onuruna çadır kurdurulan bir adam!
Bu demokrasi ayaklarının çok demode kaçtığının farkında da değiller işin tuhafı.
Olanların nedeni çok açık ortada: Ekonomik krizin pençesinde darboğazdaki ABD ve müttefiki Batılı ülkeler, krizi aşabilmek için silah sanayisini canlandırmak, azalan arza karşılık artan petrol taleplerini karşılamak istiyor!
İş böyle olunca da, dikbaşlı tek adamları devirmek kaçınılmaz hale geliyor.
Tek adamları devirecekler ki, savaştan sonra size demokrasiyi biz getirdik deyip, o ülkeyi bir pazar olarak kullanabilsin, şirketleriyle o pazara çöreklenebilsin.
Ancak...
Burada savaşa, zulüme tepki göstererek iş bitmiyor...
Savaşa, zulüme karşı çıkıp da, bu savaşa ve zulümlere, gözyaşlarına neden olan sistemin karşısında sus pus kalıp, sus pus kalmak ne kelime, bunun değişemez olduğuna inanmak nasıl bir aymazlıktır?
Hem bu çıkar savaşları kötüdür diyeceksin, hem de bunlara neden olan sistemin yanında olacaksın...
Ölme eşşeğim ölme...
Hadi Batı ülkelerinin bu işlerdeki iki yüzlülüğü malum da, bu tarz insanların iki yüzlülüğüne ne demeli?
Uyanın be azıcık uyanın!

 
 
Toplam blog
: 47
: 1149
Kayıt tarihi
: 24.11.10
 
 

Praksise düşünceden varan bir romancı, kültür eleştirmeni, otodidakt bir feylesof, yaşam gözlemci..