Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Yine bir 24 saat geçti.

Bu kadar hızla akıp giden yaşam dilimini kontrol etmemiz mümkün olsaydı neler yapardık? "Hepinizin ne değişirdi ki dediğini duyar gibiyim "Öncelikle ertelediğimiz sevinçleri yaşamak için elimizdeki tüm fırsatları değerlendirir, hiç aramadığımız dostları arar, okumadığımız kitapları okurduk.

Uzunca bir süredir gülümseyerek uyanmayı özlediğimiz sabahları; yüzümüzde bir tatlı tebessüm ile karşılardık. Sevdiklerimize günaydın der, vazomuza bir canlı çiçek koyardık.Onu seyrederken renk ahenki içinde düşüncelere dalar; kendimize geldiğimiz de de (o temiz ve kötülük nedir bilmeyen, sevgi dolu yapmacıksız) çocukluğumuzun ne kadar uzaklarda kaldığını farkederdik.

Adını bile unuttuğumuz şarkıları yeniden dinlemek arzusu ile dolar, bir zamanlar uğruna ne şiirler yazdığımız aşklarımız için nelere katlandığımızı anımsardık. Belki hiç bitmeyecek sandığımız çocukluğumuzun, her anını dolu dolu yaşamak adına ne mümkünse yapardık. Belki de gençlik rüzgarı içinde yaşamı hiçe saydığımızı düşünürsek; bizi çok sevenlerin yanında olmanın keyfini ve güvenini sürerdik.

Nasıl iyi anne ve baba olabiliriz diye kendimizi eğitir, ya da kendi çocukluğumuzu düşünerek evlatlarımızı anlama yoluna giderdik.Yoksulları gözetir, haksızlığa karşı savaş açardık. Soluk alıp verebildiğimiz her anın bizim için bir hazine olduğunu farkeder, bu hakkımızı egomuzu tatmin etmek adına verdiğimiz gereksiz savaşta harcamamak için kendimize dur demeyi bilirdik.

Toplum kurallarına karşı "bana ne "kavramından uzak, bir insana yakışır şekilde davranarak ebeveynlerimize örnek bir tavır sergilerdik. Olmayana üzülmek yerine, olanla mutluluğu özümsemeyi denerdik. Etrafımızda gelişen olaylara karşı daha duyarlı olmayı öğrenir, kendi adımıza yapabileceğimiz şeyleri yaparak vicdanı rahatlığın içinde olmanın huzuruna varırdık.

Geçmiş ve gelecek adına karşımıza çıkacak her türlü olaya karşı güçlü olmayı öğrenir, bu gücümüzle de ardımızda kalıcı, güzel şeylere imza atmayı denerdik. Bir lokma ekmeğin bile onca bekleyeni olduğunu unutmaz, elimizdekilerin kıymetini bilerek, gerektiği yerde paylaşmak sorumluluğunu taşırdık.

Bir gün toprak olacak bu bedene verilen sürenin; geçen her 24 saatte biraz daha azaldığını unutmayarak, yaşamda sevmeye dair ne varsa! hepsine evren büyüklüğünde sonsuz sevgi dağıtmanın ayrıcalığını ve güzelliğini yaşayarak kaçınılmaz son geldiğinde iç huzuru ile teslimiyete ulaşırdık.

Aslında bu konuya dair yazılacak ve yapılacak okadar çok şey var ki önemli olan bu örnekleri kendi içimizde çözümleyerek en güzeli ve doğruyu bulabilmemizdir.

Hepinize farkındalığını bileceğiniz nice 24 saatler dileğimle..

 
Toplam blog
: 49
: 707
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

İnzivalarda ve isyanlardayım...Yaşanmış tüm olumsuzluklara rağmen hayata yenik düşmeyen, her töke..