Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Yine EMASYA Protokolu...

Yine EMASYA Protokolu...
 

Bence, bu konuda kapsamlı bir araştırma yapılmalı ve herkes eteğindeki taşı ortaya dökmelidir...


Başlarken :

Bu konuda daha önce yazdığım bloglarda "Balyoz Operasyon Planı"nın, 12 Eylül öncesinden beri var olan "Emasya prortokolları"la hiçbir ilgisi olmadığını yazmıştım...

Fakat, bazı televizyon kanallarında hala, "Emasya Protokolu"nun 28 Şubat sürecinin ürünü olduğu söylenmektedir... Bu doğru değildir...

Tekrar ediyorum; "Emasya Protokolları", mülki amirlerin kendi emniyet güçleri ile - jandarma dahil - üstesinden gelemeyecekleri asayiş olayları karşısında askeri birliklerden yardım istemesine yönelik bir yardımlaşma protokoludur.. Bu prortokol, örneğin vali ile vilayet hudutları içinde bulunan garnizon komutanlığı arasında imzalanır.

Vali ve garnizon komutanı tarafından imzalanan bu protokolların birer nüshası valilik ve garnizon komutanlığında bulunur. Bu prortokollar, valilik ve garnizon komutanlığı arasında yapılan işbirliği ile güncelleştirilir. Güncelleşen, bu protokolların bir ve daha fazla nüshası da, İçişleri Bakanlığı ve garnizon komutanlığının sıralı üst makamlarına da gönderilir.

İmzalanan bu protokola göre, vilayette meydana gelen asayiş olayları karşısında garnizon komutanının kendi inisiyatifi ile askeri birlik kullanılması söz konusu değildir. Askeri birlik, ancak valinin isteği ile olay yerine gönderilir. Yani askeri birlik kullanılması kararını, garnizon komutanı değil, vali verir. Askeri birliğin kullanılma taktiği ve stratejisini de, garnizon komutanı belirler.

Şimdi gelelim, 28 Şubat ürünü olduğu söylenen Emasya Planı'na ve kimileri tarafından bu plan ile örtüştürülmeye çalışılan "Balyoz Operasyon Planı"na... Bu planın, Emasya Protokolu'nun bir gereği gibi gösterilmesi, bilerek ya da bilmeyerek bu plana arka çıkmak anlamına da gelebilir... Bunun için biraz uyanık olmak gerekir.

BALYOZ OPERASYON PLANI, EMASYA PRORTOKOLU'NUN TORNİSTAN EDİLMİŞ ŞEKLİ OLAN BİR "HAREKAT PLANI"NDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR...

* Ortaya çıkan bu plan, yalnızca İstanbul'da ortyaya çıkacak bir asayiş sorunu için hazırlanmışsa - ki öyle görünüyor - bu plana esas olan "Emasya Protokolu"nun, İstanbul valisi ve İstanbul'daki en büyük garnizon komutanı arasında imzalanmış olması gerekir. Şu anda bu iki yetkili tarafından imzalanmış böyle bir protokol var mı?

* İstanbul valisi ve İstanbul Garnizon Komutanı tarafından imzalanan bu protokolun bire kopyasının, "onay" ya da en azından "bilgi" için Genelkurmay Başkanlığı'na ve İçişleri Bakanlığı'na gönderilmesi gerekir. Gönderilmiş midir?

* İstanbul valisi ve İstanbul Garnizon Komutanı tarafından imzalanan "Emasya Ptotolu" gereğine uygun olarak, hem valilik hem de garnizon komutanlığının ilgili elemanları otururlar; sivil deyişle "şehirde", askeri deyişle "garnizonda"çıkması muhtemel olan asayiş sorunlarının nasıl üstesinden gelineceğine dair, faraziyeler dayanan bir "Uygulama Planı" hazırlarlar...

Valiliğin yaptığı planda, asayiş olaylarının meydan gelebileceği muhtelif yerler, bu yerlere gidiş yollarında alınacak tedbirler, olayların genişlemesi halinde silah kullanma durumu dahil, ilave önlemler bu plana dahil edilir...İşte bu ilave tedbirlerin başında da, valiliğin kendi emniyet güçleri ile olayları bastıramaması halinde "garnizon komutanlığından askri birlik isteme" gelir.

İlgili garnizon komutanlığı da, aynen valilik gibi, muhtemel asayiş olaylarının bastırılması konusunda, kendi taktik ve stratejisine ve teknik imkanlarına uygun emrindeki askeri birliklerin kullnılması şeklini belirleyen ayrıntılı "planlar" hazırlar. Bu planın, ancak "valiliğin, garnizon konumtanlığından askeri birlik istemesi durumunda uygulanacağı" da plana önemli bir madde olarak konur.

Valiliği ve garnizon komutanlığının hazırladığı bu planların da birer kopyalarının, aynen imzaladıkları "prortokol" gibi, "onay" için ya da en azından "bilgi" için Genelkurmay Başkanlığı'na ve İçişleri Bakanlığı'na gönderilmesi gerekir. Acaba gönderilmiş midir?

Diğer bloglarımda belirttiğim gibi, bu planlarda "Balyoz Operasyonu Planı" metninde okuduğumuz "tüyler ürpertici" senaryolar kesinlikle bulunmaz...

Çünkü bu prortokollar ve planlar, asayiş olayları karşısında iki devlet kurumunun yardımlaşmasına dayanan bir işbirliğini öngörür... Her iki kurumun da asıl amacı halkın korunmasıdır...

Bütün bunlar bilinmeden, ortaya çıkarılan "Balyoz Opersayonu Planı" için, doğrudan doğruya 7 Temmuz 1997'de Genelkurmay Başkanlığı ile İçişler Bakanlığı arasında imzalanan EMASYA PLANI'a atıf yapmak, bana göre doğru değildir.

Yukarıda açıklamaya çalıştığım sıralı işlemler yapılmamışsa, ortaya çıkan bu plan, yukarıda büyük harflerle vurguladığım gibi, 12 Eylül'den öncesinde bile var olduğunu bildiğim "emasya protokolları"nın ve bu protokollara uygun olarak yapılan "planların" dışında olan bağımsız bir plandır...

Çünkü bu plan, o zamana kadar mevcut olan Emasya Protokollarına göre, asayiş olayları karşısında "askeri birlik kullanma kararını", mülki amirliklerden almış ve askere vermiştir...

7 Temmuz 1997'de, Genelkurmay Başkanlığı adına bir general tarafından ve İçişleri Bakan'lığı adına da bir müsteşar tarafından imzalanan ve yalnızca bir şehre ait "Balyoz Oparasyon Planı" bana, mevcut yasalara uymayan bir özel plan izlenimini vermektedir...

Asayiş olayları karşısında, askeri birlik kullanma kararını, mülki amirlerden alıp askere veren bu protokolun, Türkiye'nin bütün valiliklerine ve garnizon komutanlıklarına gönderilip gönderilmdediği de sorgulammalıdır bence...Bu değişiklik, diğer valiliklere ve garnizon komutanlıklarına gönderilmemişse ve yalnızca İstanbul garnizonu için yapılmışsa, bu özel bir plandır ve kimse kusura bakmasın, birileri "ayakta uyutulmuş" demektir.

NOT : Bu yazdıklarım, bildiklerim, okuduklarımın ve bu konudaki düşüncelerimin bir sentezidir... Hepsi bu...

cdenizkent

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..