Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '13

 
Kategori
Dünya
 

Yine insan hakları, yine demokrasi

Yine insan hakları, yine demokrasi
 

İsveç Parlamentosu Başkanı Per Erik Gunnar Westerberg ile eşi Ylva


İsveç Meclis Başkanı Per Westerberg (1951) bugün Başbakan Erdoğan’ı beklerken ‘Türkiye’nin AB’ye üyeliğine tam destek veremememiz için iki vazgeçilmez şartımız var. Birincisi insan hakları diğeri de demokrasi. Bu iki konuda eksik olursa desteğimiz olmaz’ açıklamasında bulunmuş.

Batı hep dayatır

AB bu işte!
Yeri geldikçe istedikçe ister.
Batı kendi özünde de olduğu gibi 'mert dayanır namert kaçar' benzetmesini uyguluyor hiç umursamadan.
Çoğu değerlendirmelerinde 'canınız isterse!' demek istiyor.
Anlaşılan o ki Batı'nın istekleri hiç mi hiç bitmeyecek.
Osmanlı Devleti de Batı'ya teslimiyet içeren yıllar boyunca hep boyun eğmek zorunda bırakılmadı mı?
Gerekli 'ıslahatlar' ile 'muhtariyetler' verilmeyince etnik kesimleri başkaldırı için kışkırtan ve bazı bahaneler yüzünden Osmanlı'ya savaş açan Batı değil miydi?
Bence Batı tarafından dayatılan bu iki şart bizdeki uygulamalardan dolayı hiç gerçekleşemez.
Boşuna hiç kimse ‘kendi kendine gelin güvey olmasın!’

İnsan Hakları yerine 'uysal ve kul köle yurttaşlık projesi' verelim

Birinci konuyu kısaca irdeleyecek olursak:

İnsan Hakları uygulanamadı, uygulanamıyor ve uygulanamayacak da.
Çünkü terör örgütü hiç bir iç siyaset ve dış siyaset marifeti ile önlenemedi.
İnsan Haklarından sürekli taviz verildi terör örgütüne.
Onlara tanınan İnsan Hakları ne yazık ki terör örgütünün günden güne güçlenmesine yaradı.
Onlar da terör üstüne terör ve gövde gösterisi üstüne gövde gösterisi yaparak 'aba altından sopa' gösterildi.
AİHM Kararları'na bağlı olarak terör örgütü yandaşlarına ‘teröre övgü’ yapmalarına karşı gerekli yaptırımlar uygulanamadı.
Öyle ki terör örgütünün uyguladığı 'silahlı siyaset' h i ç hız kesmedi.
Öyle ki terör örgütü ile siyasi uzantılarının isteklerine göre ülke ‘bölünme travması’ yaşamaya başladı.
Binlerde yıllık ortak değerler son otuz yıldan bu yana en köklü ayrıştırılmaya uğratıldı.
İnsan Hakları ‘eşitlik’, ‘toplumsal bütünlük’, ‘adil yargılama’, ‘ayrımcılıktan uzaklık’, ‘toplumsal barış’ ve ‘ortak değerlerde kenetlenmek’ üzerine kurulmaz mı Sayın Westerberg?
'İnsan Hakları yerine 'uysal ve kul köle yurttaşlık projesi' verelim' desek olmaz mı Sayın Westerberg?

Demokrasi ABD damgalı Ilımlı İslam’la da uyuşabilir mi?

İkinci konuya gelince:
Adı büyük ‘demokrasi’ özellikle AKP iktidarları boyunca h i ç de iç açıcı bir gelişme gösteremedi.
İktidar yetkililerinden bazılarına göre AKP ‘ileri demokrasi’ uygulamaya çalışıyor yıllardan beri.

Kendinden menkul 'demokrasi' AKP üzerinde 'Demokles’in kılıcı' gibi tutuluyor olsa da sorunun özündeki pürüzler giderilebilmiş değil.
Çünkü AKP ne vekillere tanınan dokunulmazlıktan ne işe adam yerleştirmekteki liyakatten ne her alandaki şeffaflıktan ne orantısız güç kullanmaktan ne uzun süreli tutukluluktan ne özel hayattan ne yıllık bütçelerin aklanmasından ne Yargının bağımsızlığından ne vergi adaleti sağlamaktan ne düşünce özgürlüğünün yasal noksanlıklarından ne de çevrenin düzenlenmesindeki talandan vazgeçebilmiş değil.

Siyaseti, yargısı, örgütlenmesi, ekonomisi, ihaleleri, sağlıklı kişiliklerin geliştirilmesi, basın yayını ve alt yapı tesislerinin kurulması böyle bir ülkede 'toplumsal adaleti' de içeren 'demokrasi' hiç uygulanabilir mi Sayın Westerberg?

Aramızda doğuveren bu yakınlaşmadan dolayı bir de şunu sorayım size Sayın Westerberg:

Atina kent devletinden beri içinde çıkılamayan şu ‘demokrasi’ sarmalı geleneksel olarak bile bizde bir türlü uygulanamayan İslam’da Sosyal Adalet yanında ABD dayatması Ilımlı İslam’la da uyuşabilir mi dersiniz?

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..