Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '14

 
Kategori
Güncel
 

Yine kaçak, yine ölüm! İnsanlar denizin üzerinden toplanıyorlar...

Yine kaçak, yine ölüm! İnsanlar denizin üzerinden toplanıyorlar...
 

Toplu ölümlere şöyle bir göz attığımızda, ölenlerin hepsi garibanlar…

Daha geçenlerde Soma’daki madende ölen 301 madenci, üç kuruşa yerin yüzlerce metre altında, insafsız patronun esirgediği, kanuni önlemlerden yoksun olarak çalışırken öldüler.

Ardından Ermenek’teki bir maden ocağında mahsur kalan ve hayatlarından ümit kesilen 18 madenci…

Isparta’da medyana gelen ve elma toplamaya giden işçilerden 18’inin ölümüne neden olan trafik kazası…

Ve dün; İstanbul Boğazı'nın Karadeniz çıkışı Rumeli feneri açıklarında, içi kaçak göçmenlerle dolu bir teknenin batması neticesinde, 24 ölü, 7 kişi sağ olarak kurtarıldı ve kayıp sayısı çelişkiliydi. Kimi kaynaklar 25 kayıptan söz ederken, yetkililer bu bilgiyi doğrulamıyor.

Peki, bu ölenler nereli?

Nereli olduğunun bir önemi var mı?

Ölen insanların nereli olduğundan çok, bir lokma ekmek uğruna, doğdukları yerleri terk ederek, bilmedikleri bir ufka yelken açmaları değil mi?

İnsan tacirlerinin eline düşün bu tür gariban insanlar, bu zamana kadar hedeflerine fazla ulaşamadılar. Kaçarken, ya tekne kazalarında öldüler, ya bir tır kasasında havasızlıktan boğuldular! Ya da yakalanarak, geldikleri ülkelere geri gönderildiler.

Gelişmiş ülkelerde, her yıl milyarlarca dolarlık gıda çöpe atılırken, öbür tarafta insanlar bir lokma için doğdukları ülkeleri terk ediyorlar.

Bazı ülkelerde, küresel ısınmanın getirdiği susuzluk sorunu nedeniyle insanlar bulundukları ülkeyi terk ederken, ‘Vahşi Kapitalizmin taşeronları’ yağmur damlalarını bile toplayıp, insanların bir yudum suya muhtaç hale gelmesini sağlıyorlar.

Tıpkı ülkemizdeki yeni yetme kapitalistlerin, üç kuruş daha fazla kazanmak için insanları yerin yüzlerce metre altında yemek yemeye zorlamaları ve üç kuruş maaş için insanları köle gibi kullanmaları, dayıbaşların tarım işçilerini balık istifi yaparak, sabahın köründe tarlaya sürüklemeleri gibi…

Gördüğünüz gibi dünyanın neresinde olursa olsun, ölenler hep garibanlar oluyor. Zenginler böylesi toplu ölümlere hiç maruz kalmıyorlar. Onlar olsa olsa binde bir olan uçak kazalarında yaşamlarına veda ediyorlar.

Tabi halkı anlamak zor!

Sosyal bilimcilerin bile çözemedikleri bir olay var ki; son 13 yılda, biz de halk olarak bunu yaşıyoruz. Ben zengini severim diyen parti liderine başbakanlığı veriyoruz! Değişik uygulamalarla, halkı iyice ezen, üç kuruş için ölüme yollayanlara oy vererek iktidara taşıyoruz, sonra da durumumuzdan şikâyet ediyoruz.

Yukarıdaki durumu çözen iki kişi var. Birisi Kemal Kılıçdaroğlu! Diğeri de CHP’den istifa eden Emine Ülker Tarhan!

Niye diyecek olursanız: Kemal Kılıçdaroğlu, kendilerine bile faydaları dokunmayan adamları etrafına toplayarak, iktidarın her uygulamasına gözlerini kapatarak iktidar olacağını sanıyor. Emine Ülker Tarhan’a gelince, kendisini kuru fasulye gibi nimetten sayıp, bu güne kadar halka hiçbir proje sunmadan, Grup Başkan Vekili olduğu dönemde partiye hiçbir katkı yapmadan, partiden ayrılarak bence hayırlı bir iş yaptı. Ancak iktidar ve İşçi Partisi bunu kullanmaya çalışıyor. Yani giderayak partiye hiç bir katkı yapmamasına rağmen partiye zarar veriyor.

Bu tür insanlar halkın karşısına çıkmadan, halk yararına veya aleyhine hiçbir iş yapmadan, halktan oy alarak iktidar olacaklarını sanıyorlar.

Nerden nereye geldik değil mi?

Hiç yoluna ölen garibanları anlayan ve onlar için çalışan bir iktidar olsa, onların ülke değiştirirken, amelelik için tarlaya giderken, yerin yüzlerce metre altına tedbirsiz inerek ölmelerine gerek kalır mıydı?

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..