Yine kadın, yine şiddet!

12 Eylül referandumu ile bazı maddeleri değiştirilen Anayasamız sayesinde, bildiğiniz gibi ‘İleri Demokrasi’ye geçtik 

Referandumla halkımızın değiştirdiği maddelerden birisi neydi? 

“Kadınlara yönelik olarak yapılacak pozitif ayrımcılık!” 

Madde şu: 

Anayasa madde 10 da yer alan, “...kadınlar ve erkekler eşik haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” ifadesine ek yapılmıştır.

Eklenen ifade: “Bu maksatla alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar ve engelliler, gibi özel süratle korunması gerekenler için alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz.” 

Bu maddeye rağmen, kadınlara yönelik eylemlerin bir türlü arkası kesilmedi. Aşağı yukarı her gün bir kadın sokak ortasında öldürüldü veya ırzına geçildi. 

Ancak bu güne kadar her hangi bir pozitif ayrımcılık yapılmadı. 

15 yaşından küçük bir kız çocuğunun ırzına geçenlere verilen cezalar ve uygulanan ceza indirimleri yeni basının gündemindeydi. 

Bildiğiniz gibi İstanbul’da gösteri yapan eylemci öğrencilerin içindeki hamile bir bayan öğrenci, polisin şiddetli tekmelerine, biber gazına ve copuna maruz kalıp çocuğunu düşürmüştü. Bu olayı herkes televizyondan film izler gibi izlemiş ve tepki göstermişti. İktidar sahipleri de, tekmelenen ve çocuğunu düşüren bayanın öğrenci olmadığını(!) söylemişlerdi. Ne alakaysa? 

Dün yine herkesin film gibi izlediği bir olay yaşandı. 

Bu kez kadına kadın olduğu için kocası veya yakınları tarafından bir şiddet uygulanmamıştı. Şiddeti uygulayan, kanunları uygulamakla görevli polisti! 

Olay Ankara'daki Yüksel Caddesi'nde meydana geldi. Organ bağış standını kaldırmak isteyen polis ile standı açan Halkevleri üyeleri arasında çıkan arbedede, sivil bir polis kendine direndiği gerekçesiyle, bir bayana önce bir sağ kroşe, sonra sol kroşe atarak nakavt(!) etti. 

Bu arada bu eyleme katılan erkeklerde, coplardan, gazlardan ve polis tekmelerinden nasiplerine düşeni aldılar! 

Ülkemize yerleştirmeye çalıştığımız ‘İleri Demokrasi’ye böylece bir darbe daha vurulmuş oldu. Ülke olarak, tam da kadına karşı şiddeti konuştuğumuz bir dönemde, böyle bir olayın yaşanması, hem yaşayan kadına, hem de ülkemiz açısından bir talihsizliktir. 

Amerika’dan bile özgür(!) basınımızın bir kısmı, her nedense bu olayı görmezden gelip, anayasa maddesi olmasına rağmen kadına yönelik pozitif ayrımcılığa dem vurmadı. 

Ne diyelim, kadınlarımıza yönelik bu tür eylemlerin önüne geçilmesi için öncelikle eğitim şart!..