Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

Yine mi geldi 10 Kasım?

Yine mi geldi 10 Kasım?
 

NE ANLADIN?


 

73 yıl dolacak saatler 9.05’i gösterdiğinde, nicelerinin unutamadığı keskin bakışlı mavi gözlerini son kez açıp, ilelebet kapadığın andan itibaren. Neler yaşanmadı ki bizi bırakıp gittiğinden beri Atam? Bin bir zorluk ve mücadele ile kazandığın yurt topraklarında, huzur içinde yatacağın bir karış toprağı 15 yıl sağlayamadı sana -en güvendiğin- Türk Gençliği. Demokratik olmanın ne olduğunu anlayana kadar darbeler yaşadık, sağ-sol çatışmalarında binlerce insanımızı hiç yere kaybettik. Demokrasi anlayışımızda geldiğimiz nokta ortada; Türk Milletinin Büyük Meclisinde, “Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” diyemez olduk. Yavru vatanımıza sahip çıkalım dedik; 40 yıldır “müttefik”lerimizce ambargo uygulanıyor, elimize yüzümüze bulaştırdık. Bilim ve akıl mirasımdır diye öğütlemiştin, afetlerde perişan hale gelen 3’üncü sınıf Dünya ülkesi durumuna düştük. Yürekten şükranlarını bildirdiğin kahraman Türk ordusunun komutanları, yüce Türk adaletince yargılanır hale geldi. Atam gittiğinden beri biz bir hata yaptık. Seni yılda 364 gün hatırlayıp, 1 gün anacağımıza; yılın 364 günü anıp, 1 günü hatırladık.

Atam, ne Ulusun ki? Öğütlerinde vurguladığın bedbaht durumlar, teker teker gerçekleşiyor maalesef. Biz Türk gençliğine hitabında, bir gün İstiklal ve Cumhuriyeti, içeride ki hainlerden, dışarıda ki düşmanlardan müdafaa mecburiyetine düşersek, vazifeye atılmamıza engel oluşturacak her ne şart oluşursa oluşsun, Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmamızı vasiyet etmiştin. Vasiyet; atasının ebedi yokluğunda nesline bıraktığı yükümlülükler olduğuna göre, henüz aramızdan ayrıldığını idrak etmemiş Türk Gençliği, vasiyetini sandıkta saklamaya devam ediyor. Bir gün fikri yokluğunu anlayacak ve vasiyetini yerine getirecektir.

Bu yıl Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, kurduğun Büyük Millet Meclisi’ne bizatihi Türk Gençliği’nin oyları ile seçilmiş milletin vekilleri tarafından iptal edildi. Şaşırmıyorsun değil mi artık Atam? Hâlbuki, vefatından yalnızca 11 gün önce gerçekleşen, yeni Türkiye Cumhuriyet’inin 15’inci yılı kutlamalarına katılamadığın için, “Bayram gününü halkımla, halkımın içinde kutlamak isterdim. Beni Cumhuriyet Bayramı’nda halkımdan uzak tutan bu hastalığa lanet ediyorum.” diyerek isyan ediyordun. Sanki hastalığın bir tek kutlamalara katılmana izin vermiyor, hayatının son günlerini yaşamıyormuşsun gibi. 29 Ekim günü Türk Gençliği ne yapıyor? Diye sorma sakın. Seni en çok bu cevap kahredecektir.

10’uncu yıl Cumhuriyet Bayramı kutlamaları açılış konuşmanda; “Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Zaman hızla ilerliyor. Milletlerin, toplumların, kişilerin, mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asıl değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” diyerek, bugün seni “diktatör” şeklinde itham edenlere cevabını, ta 1933 yılında vermiştin. Biz Türk Gençliği, vefatını hala kabul etmediğimiz için, senin cevabını okumalarını ve seni anlamalarını bekliyoruz Atam. Çok şey mi bekliyoruz?

Türkiye Cumhuriyeti’ni laik, demokratik, medeni beşeriyetler seviyesine çıkarmak için verdiğin tüm çabalara ve vasiyetine henüz sahip çıkmayan Türk Gençliği mahcuptur.

Üzgünüz Atam “henüz” beceremedik!

 
Toplam blog
: 43
: 543
Kayıt tarihi
: 03.05.11
 
 

 İsyancı ruhlu, demokrat, kendi çapında yazar... ..