Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Yine miii? Yine nereye?

Yine miii? Yine nereye?
 

Yine içinde ki o ses çağırıyordu onu.

Fakat bu kez öyle huysuz değildi.

Aksine çok neşeli!

Gelmelisin diyordu.

Gelmelisin!

Bu defa başka türlü!

Hadi canım sende!

Her seferinde onun sesine kulak veriyordu da ne oluyordu?

Üstelik bir öyle, bir böyle!

Artık başı dönüyordu.

Niye bu ses iki de birde çağırıp duruyordu onu. Gitmese miydi acaba?

—Hayır, gelmelisin diyordu, gelmelisin!

—Ama niye? Yıllardır kandırıp duruyorsun beni. Gel dedin geldik; geldikte ne oldu?

—Ama beni mutlu ediyorsun, bu yetmez mi?

—Yeter, yeter elbette de!

—Ama… Ama ben; daha yakından görmek istiyorum seni.

—Görüyorsun ya işte. Üstelik en sevdiğin şarkıları söylüyorum sana.

Söylüyorsun; söylüyorsun da!..

—E daha ne?

—Dahası yok! Ama…

—Ne aması?

—Tamam, yok bir şey?

—Söyle dedim.

—Söyleyemem!

—Söyle dedim.

—Söyleyemem.

Eeee sen de sıktın ama.

—Sen önce ne istediğini biliyor musun ki?

—Bilmiyorum.

—O zaman…

-Ne o zaman?

—Ne, neee?

—Yok, bir şey!

—Deli etme insanı.

—Tamam delirme!

—Biliyorsun ne istediğimi.

—Biliyorum da…

Eeee sen söyle o zaman. Ne istiyorsun benden?

—Yalnızca yanımda olmanı istiyorum. Seni izlemeyi, seni görmeyi, sana bakmayı seviyorum.

—İyi de… Daha bu; ne kadar böyle?

—Bilmem biraz da sana bağlı.

—Ne bana bağlı?

—Şey işte.

—Ne şeyi?

—Şey?

-Üffff… Bu defada sen sıkıyorsun ama.

—Hadi be. Hani ben senin her şeyindim.

—Öylesin. Öylesinde...

—Öyleyse?

—Ne öyleyse?

—Ne demek, ne öyleyse?

—Söylemedim mi ben sana?

—Neyi?

—Neyi deme bana; neyi deme banaaa! Biliyorsun.

—Bilmiyorum.

—Bir daha söyle. Bilmek istiyorum.

—Saçmalama. Bal gibi de biliyorsun.

—Neyi biliyorum? Çatlatma beni.

—Biliyorsun.

Eeee sen de biliyorsun o zaman.

—Neyi.

—Neyi olacak seni…

—Hayır, bilmiyorum ve bilmek istiyorum.

—Biliyorsun.

—Bilmiyorum!

—Biliyorsun.

—Bilmiyorum.

—Hadi be.

—İyi öyleyse. Bilme.

—Tamam, o zaman; sende bilme.

—Ok.

—Ok.

—Haydi bye.

-Bye. Ama bil yani seni…

—Ne?

—Seni işte…

eee…

—Esi bu. İyilik güzellik.

—İyi öyleyse. Benden de iyilik güzellik.

—Hoşça kal!

—Hoşça kal.

—Hoşça ka…

—Tamam. Hoşça ka…

—Hoşça…

-Hoş…

—Tamam.

—Tamam. Bye.

—Bye.

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..