Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '08

 
Kategori
Spor
 

Yine Semih, yine GOOOL! 2:1

Yine Semih, yine GOOOL! 2:1
 

***Haydi nöbetçi asker, teskereye az kaldı!***



12 Kasım'da Kayseri'de hakem tartışmalarıyla gündemde kalan garip bir maç izlemiştik. 28. dakikada yanlış bir kararla Edu oyundan atılmış, daha sonra ceza bile almamıştı ve bol kartlı maçı 2-1 kaybetmiştik...

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=75309

Skor yine aynı, rakip de. İlk yarıda çok güzel başladı oyun. Tempolu ve ayağa pas vererek güzel oynadılar. Chelsea maçında oynamayan Gökhan Gönül ve 45 gündür sahalardan uzak olan Roberto Carlos oyundaydı. Oynamamanın etkisi çok belirgindi, maçın sonuna doğru yine dizi sarılı olarak kenarda izliyordu. Nedeni ise kendisine yapılan sert hareketler ve düşürülmesi.

Sanki savaşmaya gelmiş gladyatör gibiydi Kayserisporlular. Ligde hiçbir iddiası kalmamış bir takım, ne imiş efendim, şampiyonu belirleyen takım olacaklarmış. Sanki onlara kalmış şampiyonu belirlemek. Daha birkaç hafta önce Galatasaray karşısında oynayan takım, bu takım değil, paf takımıydı sanki. O maçtaki sinik-sönük Mehmet Topuz, bu maçta her düdükte hakemin burnunun dibindeydi.

Kırdılar geçirdiler, gol attıktan sonra formasını çıkaran Semih'in sırtı kıpkırmızı olmuştu. Sarı kart görmek uğruna belki de sırtını göstermek istiyordu Semih... Ligin en çok kart gören oyuncuları Kayserispor'da; Ragıp, Aydın, Koray, hele Saido'nun attığı golden önce yaptığı faul, önceden sarı kartı vardı, o harekete de verse hakem, kırmızı kartla dışarı çıkacak ve golü de atamayacaktı. Dikkatin dağıldığı bir anda karambolden golü buldu Kayserispor.

Pastırma, biraz acı ve sertti ama yenilmekten kurtulamadı...Şampiyonu belirlemek kimin elindeymiş gördüler.
Herkes haddini bilsin, dediler...

İlk yarı oldukça fazla gol kaçırdı Fenerbahçe, Kezman yine eski haline dönüşmüştü, aşırı motivasyon onu olumsuz etkiliyor. Oyuncular ya yorgundu ya zafer sarhoşu ya da akılları Chelsea'daydı. İlk değişiklikle Kazım girince oyuna canlılık geldi, o diğerlerinden daha dayanıklı, onu düşüremediler.

Ben, en çok Chelsea kahramanı Deivid'i beğendim. Çok çalıştı, çok koştu, Semih'in 90+5 'te attığı gole de asist yaptı. Maldonado, yavaştı ama hatasız oynadı. Yine, Edu'nun yokluğunda Lugano iki kat daha fazla yoruldu. Yasin, savunmada çok çok yetersiz kalıyor. Edu, kendi kalesine attığı gollere rağmen değerli bir savunma oyuncusu. Alex, yine kıpırdayamadı, serbest vuruşları bile sert atamadı, sakatlığı varmış o nedenle formundaki düşme.

Neyse, tartışmalı olsa da bir penaltımız daha oldu, penaltı atışıyla Alex 13. golüne ulaştı. Alex ve Semih kendi aralarında gol krallığı için yarışacaklar. Yine tartışılan ikinci gol var. Geçen hafta 8 dakika uzatma vardı, bu hafta Kayserisporluların artniyetli yerlerde yuvarlanmalarına rağmen 5 dakika uzadı. Yan hakemin sakatlanması bile bir dakika oyaladı hakemi, onlar hiç konuşulmaz ama 10 saniyelik uzatma konuşulur, konuşulsun, ilk yarıda yenilen haklarımıza sayarız. ( İlahi adalet tecelli ediyor...)

Şafakta 5 maç var, haftaya başkentteyiz...

Şampiyonluk en çok Fenerbahçe'ye yakışıyor, her yönden, bizi seneye de Şampiyonlar Ligi'nde hem vizyonuyla ve misyonuyla en iyi şekilde temsil edecekler.

Haydi bakalım, şimdi heyecanla 8 Nisan Salı günü için kendimizi hazırlayalım!


http://www.fenerbahce.com/haberler/27990.php
 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..