Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '06

 
Kategori
Psikoloji
 

Yine yeşillendi sınav kaygısı!

Yine, şu bizim meşhur sınav sürecine başladık. Okullar, dershaneler, etüt merkezleri, özel ders veren öğretmenler harıl harıl çalışmaya başladılar yine. Hafta içi okullarda tabiri caizse “anaları ağlayan” öğrenciler, sınav kazanmak için bu yetmez diyerek dershanelere, özel derslere koşuyorlar.

Sadece bir sınav olmaktan çıkardılar bu meseleyi, ölüm-kalım, hayat-memat, varlık-yokluk çabası haline getirdiler. Bunda ailelerin, öğretmenlerin, mahalle bakkalının, kasabın, kapıcının, karşı komşu Ayşe teyzenin, servisçi amcanın hemen herkesin katkısı yadsınamaz doğrusu. Etraftaki hemen herkes öğrenciye -üzerlerine çokta vazifeymiş gibi- “ sınava hazırlık nasıl gidiyor, tembellik etme çalış” meşhur tavsiyesinde bulunuyor. Bunlar, aslında iyi niyetle yapılan ama sonuçları oldukça tehlikeli olabilecek tavsiyelerdir. Öğrencinin sınava ilişkin algılamasını kökten etkileyecek bir durumdur bu. Sınav kaygısının da temel nedenlerinden birini oluşturur. Aslında öğrenci sınav sırasında şimdi ve burada kuralı gereği soruların çözümleri ile uğraşması gerekirken “sınav kötü geçerse, düşük puan alırsam, anneme, babama ne söylerim, arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakarım, öğretmenlerim beni yanlış tanır” gibi düşüncelere dalar ve o anı yani yaşaması gereken sınav anını bırakır ve sınav sonrasında kime ne cevap vereceğinin çabasına düşer. Öğrenci, sınav öncesinde veya sonrasında kolaylıkla yapabildiği soruları yapmakta zorlanır. Dikkati dağılır, sorular gözünde büyür, artıyı eksi, eksiyi artı görmeye başlar ve gerçekten yanlış yapar yani korktuğu başına gelir.

Geçen gün bir öğrencim, “uzun zamandır görmediğim bir akrabamızı gördüm, o kadarda özlemişim ki boynuna sarılmak istedim, bu sırada, daha nasılsın demeden dersler nasıl gidiyor sorusunu yöneltti ve ben dondum kaldım tepki bile veremedim” diyor. Sevgili dostlar durum bu kadar vahim aslında. Sınavlara hazırlanan gençlerimiz, iyi niyetle döşediğimiz taşlara basarak felakete gidiyorlar. Dışardan bakıldığında normal görünseler de, içlerinde ne tufanlar ne fırtınalar yaşıyorlar.

Sınav kaygısını yenme ile ilgili olarak öğrencinin mevcut kaygısını arttırmamak gerekmektedir. Öğrenci sınava kendi adına girmelidir, aileyi, akrabaları yada mahalleyi temsilen değil. Yıllardır ÖSS ve OKS’ lerde görev alıyorum. Çocuklarını sınava getiren aileler özel ilgi alanıma girmeye başladı. İzliyorum aileleri, sınava girecek bir öğrencinin yanında neredeyse tüm aile gelmiş hatta işi abartıp yakın akrabalardan da gelenler var. Ben kendimi bir an çocuğun yerine koyuyorum ve inanın tüylerim diken diken oluyor, kasılıyorum.

Peki sınav stresi konusunda bu kadar konuştuktan sonra çözüm olarak neler söyleyebiliriz yani eskilerin deyimi ile sadete gelelim. Sınav stresini ortadan kaldırma daha doğrusu kabul edilebilir düzeye çekmek için öncelikle okullarda sınav stresinin neden kaynaklandığının tespiti gerekmektedir. Bu da en kestirme yoldan “Sınav Stresi Ölçeği” uygulanarak yapılabilir. Burada önemli olan uygulamak değil, yorumlamak ve tespit edilen konular üzerinde çalışmaktır. (Buradan da bu ölçeği ve diğer bütün ölçekleri eğitimini almış kişilerin uygulaması ve yorumlaması gerektiği gerçeğini bir kez daha vurgulamış olalım.) Tespit edilen konularda neler yapılabileceği ile ilgili bir yapılandırmaya gidilmeli ve bir program dahilinde çalışılmalıdır. Bu çalışmalarda, aile toplantıları, bireysel ve grupla görüşmeler yada psikolojik danışma uygulamaları yapılmalıdır. Eğer aile ve öğrenci psikolojik danışmanla sınav stresini yenme konusunda işbirliğine giderlerse üstesinden gelinebilecek bir konu olduğunu vurgulamak isterim.

Bir başka yazıda görüşmek üzere…..

 
Toplam blog
: 50
: 2429
Kayıt tarihi
: 31.08.06
 
 

Hatay'ın İskenderun ilçesinde dünyaya geldim. 1997 yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültes..