Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '11

 
Kategori
Özel Günler
 

Yirmi beşi uğurlarken

Yirmi beşi uğurlarken
 

Bir yaşı daha geride bırakırken geçen sene bugünleri düşündüm. Yol ayrımında kaldığım, kararsızlıklarım ve boyumdan büyük gördüğüm ulaşılmazlıklarım o kadar yoğundu ki, vücudun biyolojik dengesi değil ama ruhsal dengesi yıpranmaya yüz tutmuştu sanki. Kısa bir tek başınalık yaşamam gerektiğini düşünerek birkaç günlük tatil planlamıştım kendim için. Yanıma son dakika almaya karar verdiğim, kitaplarım kadar gerekli gördüğüm yeğenimdi.  

Yaren on dört yaşında olmasına rağmen, mantığı ve duyguları her zaman eşit seyredebilen bir genç. Beraber sabahın ilk saatlerinde yola çıkmıştık. Güneş iyiden iyiye kavurmadan gideceğimiz yere varma telaşı vardı içimizde. Önce Üsküdar’a geçtik motor ile. Ellerimizde sıcak poğaçalarımız konuşmadan izlemedeydik ikimizde. Üsküdar’dan kalkar Ağva otobüsleri çoğunuz bilirsiniz. Ve bir nefes için dinginlik için biçilmiş kaftandır doğanın o en verimli yerleri. Otobüsün kalkmasına kırk beş dakika vardı ve biz yine sahil kenarında bir yerde oturmuş bekliyorduk.  

Yaren o an adının anlamı gibi saatlerime de yarenlik ediyordu ve yolculuk başlamıştı. İkimizde de kulaklıklar müzik dinliyor bir yandan da etrafa bakınıyorduk konuşmadan. Kalabalık gelen gruplar, çiftler ve çekirdek aileler. Yalnız hissedersiniz kendinizi kalabalıkların içinde. Birde keyfiniz izinliyse bu aralar daha bir anlamını yitirmiş gelir her şey. Gideceğimiz yere vardık. İpek Motel’ de bizim için kısa ama sakinlik dolu birkaç gün başlamıştı. Gittiğim an içimde anlatamadığım bir boşluk hissetmiştim. Farklıydı o sene için hayallerim. Allah kulları geleceği planlarken yukarıdan gülermiş. Nasip dedikleri, kader dedikleri, yazgı dedikleri boşmuş gibi, uzun vadeli plan yapan kullar komik hallere düşermiş. Ne kadar doğruymuş meğer.  

Konuşmaktan çok düşünerek ve kendimi dinleyerek geçmişti bu birkaç günlük kaçamak. Arada Yaren ile ettiğimiz sohbetler vardı. Hala aklımda bir şeylerin yer ettiği. Doğum günümdü ve ben nedense bu kez yalnızlığı tercih etmiş kaçmıştım bir şeylerden. İstediğim gibi olmayan hiç bir şeye dahil olmayacaktım. Kaderle inatlaşmamdı bu aslında. Oluruna bırakamamanın, olduğu gibi kabul edememenin hırçınlığı ve agresifliği vardı üzerimde. Akşam olmuştu artık. Ailemden arayanlar, iş ve sosyal çevremden doğum günümü kutlayanlar moral vermişti ilgileriyle. Gece çiçekler arasında o bahçenin sallanan koltuğunda Yaren ile otururken bana birden “çok üstüne gidiyorsun hayatının” dediğini dün gibi hatırlarım. Geçiştirmiştim ve istediğim gibi gitmeyen her şeye kocaman bir isyan besliyordum. “Kendini cezalandırıyorsun ve hep geleceği düşünerek bugünü zehir ediyorsun teyze” demişti. Ne güzel değerlendirmişti durumu kendi cümleleriyle.  

Küçüklerden öğrenecek şeylerimizde olabiliyor bazen. Ve onlar konuşmaların arka perdesinde çok iyi analiz etme yetisine sahip oluyorlar biz farkında olmadan. Bir sene bile değişim sağlayabiliyor insanların hayatında. Değerlendirdiğimde neler sığdırmadım ki…  

Farkında olmadan bana göre “ipin ucunu bırakmak” olarak değerlendirdiğim bir boşvermişlikle yaşarken bu seneyi, birden her şey mucizeye dönüverdi sanki. Takılı kaldığım her şeyi bir nehir kenarından akıntılara bıraktım. Kendimi hayata ve kadere emanet ettim. Ve baktım ki bir şeyler için ne kadar emek verirsen ver, ne kadar didinirsen didin hayatın seninle alakalı muhakkak başka planları oluyor. Ve bunlar seni çok daha mutlu kılıyor zaman içerisinde. Şimdi yaşadığım umutsuz dönemin üzerinden tam bir sene geçti.  

Yine doğum günüme yaklaştım ama bu kez bu yaşı geride bırakırken ruhumu da büyüttüğümü anladım. Hayatın altı üstüne gelmiş gibi göründüğünde bile, altının üstünden daha iyi olabileceğini kavradım. Yirmi dördü geride bırakmak sancılıydı belki ama yirmi beşi uğurlarken yol ayrımlarında yeni mucizelere kucak açıyor olmanın mutluluğundayım. İmkansızlıklarımın aslında negatif düşüncelerin eseri olduğunu öğrendim ve hepsini tek tek ayıkladım yaşamımdan. Yirmi altıncı yaş süprizleriyle yaklaşmakta adım adım. Biliyorum ki bu yeni yaşında yeni anlamları olacak hayatımda. Kalıcı olacak sevinçlerim ve gerçek olacak ertelediklerim.  

Güzel bir şey büyümek. Bedeni değil ama yüreği ve ruhu büyütmek…  

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..