Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '11

 
Kategori
Şiir
 

Yitik çocuklar

Yitik çocuklar
 

Düşler ülkesinin karanlık labirentlerinde
Kaybolmuş biçare ruhsuz bir vücut
Kenar mahallenin katran karası ıssız bir parkında
Yükselen uykusunun ağırlığıyla
Tahta bir bankta dertop olmuş yatıyor.
Çekmiş üstüne garipliğini örter gibi gocuğunu.
Sarılıp sarmalanmış anacığının yerine koyup.
Cebi delik, cepkeni delik çarnaçar
Sıcacık bir yuva özlemiyle tutuşup
Mekan tutmuş güngörmüş ulu çınarın gölgesini.


Sanki bir gül bahçesinde uyur gibi
Bülbüller şakır kulaklarında.
Derinlerden gelir tanıdık sesler
Çağırır onu geriye yaşadığı hatıralar
Neredesin? Kiminlesin?
Reva mıydı? Bize bunca acıyı yaşattın
Hayata bağlayan zincirlerin halkasını
En zayıf olduğu bir anda koparttın.
Çocuk yaşında bunca yaşanmışlıkları
Geride bırakıp bilinmezliklere kaçtın.

El yordamıyla sığındığı bu limanda;
Hava ayaza çekmiş gölgeler karanlık
Güneş saklamış yüzünü bulutlar yaslı
Rüzgar kulaklarda çalıyor ıslık
Nefesler buğulu kuytular nemli
İfrit pusuya yatmış
Ayrık otu misali savurup yerden yere
İçip atmak için bir izmarit gibi.

Özlemiştir tezek kokulu iki göz odalı evini
Kamburu çıkık gözünün feri kaçmış anasını.
Ağzında dişi dökük, beli bükülmüş babasını
Üç bacı beş oğlan gardaşını.
Anasının höşmerimini dürümünü
Tereyağı üstünde dumanı tüten ayran aşını
Otlu peynirini çul çaput dolu döşeğini
Benekliyi sarı danayı ak kuzuyu
Tarlasının çamurunu köy yollarının tozunu.


Hiçbir yerde yokmuş;
Dikensiz gül bahçesi
Anladım anafor gibi içine çekermiş
Sahipsiz arkasız kal'asız
Kolu  kanadı  kırılmış soğumuş yüreği.

Tanıdık sesler daha yakından fısıldar
Üstüne hafifce eğilip usulca kulağına
''Kalk oğul ne işin var  bu mezar ıssızlığında
Buralar eritir gönlünün yüreğinin yağını
Ayaz gecelerin zifiri
Soğuğu gamsızlığı vurdumduymazlığı
Ata toprağın seni bekler özüne dön''.

Ruhsuz vücut hafifce sarsılır kımıldar
Gocuğuna sarılır sıkıca anam diye
Göz yaşları sıcak bir alaz gibi ısıtır yanağını
Mis gibi çorbanın reyhan kokusunu
Çıralı odunun çıtır çıtır yanışını
Kuzineden yeni çıkmış ekmeğin
Buğusunu içine çekerek,
Sabah ola hayır ola der usulcacık
Dönmeliyim özüme bu kara delik beni yutmadan...

 

 
Toplam blog
: 64
: 325
Kayıt tarihi
: 25.11.11
 
 

Öğretmenin, öğrenmenin yaşı yoktur felsefesine inanan öğretmenim. Yıllarca okuyarak belleğimde ol..