- Kategori
- Deneme
Yitip giden çocukluğum
Çocukluğumun mirasıdır bana; soba diplerinde annemin bastırarak iki kat derimi soyduğu, her ağladığımda kafama inen o sabun parçası, sabahları okula gitmemek için direndiğim saatler, sabaha kadar çılgınlar gibi sokaklarında top koşturduğum mahalle araları.
Hayatımın en güzel yıllarını geçirdiğimkent ne ara bu kadar kocadı. Küçük bir mahalle bakkalımız vardı leblebi tozu yerdim kapısında. Peşinden saatlerce koştuğumuz sinek ilacı yüklü araçlar. O zamanlar eğlenceliydi bir şeylerin peşinde koşmak, nerden bilebilirdim ki ömrüm boyunca ekmeğimin peşinde kovalamaç oynayacağımı.
Bilsem büyüdüğümde bu kadar zorlanacağımı çocukluğumu amaçsızca bir çırpıda harcar mıydım? Biriktirirdim hayallerimi, misketlerim gibi. Yitip giden anılarımı toplardım benim için ayrılmış olan kalbin kadar temiz sayfalarda, hayat beni bulamasın diye saklanırdım kuytularda, ah bilseydim insanların bu kadar fırıldaklaşacağını hiç çevirir miydim o topaçları.
Deve kuşu misali gömerdim toprağa kafamı, kapardım gözlerimi, görmezdim yeni doğan güneşi, zira o değil mi çocukluğumu benden koparıp alan mızıkçı. Elimden beslenme çantamı, yüzümden masumluğumu çekince afallattılar beni, ne yetişkinliğe erişebildim yeterince ne de çocuk kalabildim gönlümce, bırakıldım arafta bir yerlerde ..
Mustafa BARUTLU