- Kategori
- Gündelik Yaşam
- Okunma Sayısı
- 368
Yoğun ve yorgun
Benim açımdan yoğun ve yorgun bir hafta geride kaldı.
Fotoğraf çekmek, bana çevremi daha bir dikkatle izlememi sağladı. Bakmak, görmek farkı gibi...Objektif gözüyle çevreye bakmanın zihni bu yönde zorlamanın yorgunluğumu alıp götürdüğünü keşfettim, kendimi tanıdım...
Kalitenin üst kategorisi 'bakmak' mıdır; 'görmek' mi? İ.Ç bilinenin aksine bakmanın kalitatif kategori açısından daha üst dereceyi ifade ettiğini söylerdi, argümanı da yabana atılır cinsten değildi hani...
Yılmaz ERDOĞAN, gerçekten şair, bir çok şair aslında kendi şiirini bile güzel okuyamaz; Yılmaz Erdoğan kendi sesini vermese, şiirinin sesi de kısılır sanki; Yalçın Küçük'ün makyevalist söylemine inat. Ahmet Arif'inde öyledir; ne kadar da güzel can verir kendi sesiyle 'Prangalar Eskittiği Hasretine'...
Şiirin fotoğrafını çekmeli...
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Atilla İlhan kendi şiirlerini mutlaka kendi sesinden kaydermiş. Belki şiirlerini okuyacak olanlara yol göstermek içindi. Şiir katleden çok insan vardır. Bütün şailreri dinleyebilmek isterdim. Yada en azından bütün şiirleri hakkıyla okuyabilmek. Yogun yaşarım bende. Bazen beni telaşların bir gün öldürecegini düşünürüm. Bakmak - görmek; kendimce irdelersem aslında ikisinin de yetersiz kaldıgı anların oldugunu diyebilirim. Görmek kadar hatta görmekten daha önemli olan gördüğünü anlamak tır diyorum. Anlaşılmayan hiç bir şey yeterince görülmemiş demektir...
Portakal Çiçeği ve FISILTI 29.06.2007 7:56