Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '06

     
    Kategori
    Eğitim
     

    YÖK - bilim - siyaset ilişkisi ve öğretim elemanlarının içler acısı durumu

    Bir toplumun kalkınmasında temel unsur eğitimdir. Eğitim sistemi öğretim kademelerine göre okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim kademelerinden oluşmaktadır. Hiç kuşkusuz sistemi oluşturan bu öğretim kademelerinin tümü bir toplum için vazgeçilmezlerdendir. Aynı zamanda bu kademeler birbirlerinin önkoşuludur da. Ancak üniversitelerin önemi daha bir başkadır. Çünkü toplumun lokomotifi yani kalkınmadaki gücü üniversitelere bağlıdır.

    Bu bağlamda üniversite demek bilimsel çalışma ve gelişmenin var oluşu demektir. Toplum olarak üniversitelere ve tabi ki bilime ne kadar önem verirseniz ülke olarak a o derece gelişmişlik düzeyine ulaşırsınız. Ancak ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde ne yazık ki üniversiteler tam anlamı ile bilimsel ve ekonomik özerkliğe sahip olamadığı için batı anlamında bir üniversite anlayışı ve yapılanmasından söz etmek oldukça güçtür.

    Bir de üniversitelerin yönetsel ve ekonomik yapılarını siyasi iktidarların ele geçirmeye çalışmaları işleri daha da zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla üniversitelerinizden beklenen bilimsel gelişmelerde engellerle karşılaşmaktadır. Günümüzde YÖK ile siyasi iktidarın sık sık çatışmaları sonucu üniversitenin aslında yapması gereken bilimsel çalışmaların engellenmesini doğurmaktadır. Özellikle siyasi iktidar üniversitelerdeki ağırlığını hissettirebilmek uğruna YÖK’ün bütçesini kuşa dönüştürmüş durumdadır.

    Nitekim üniversitede çalışan araştırma görevlisi ve öğretim görevlilerini açlık sınırının altına, Yrd.Doç.Dr, Doç. Dr. ve Profesörleri de yoksulluk sınırlarının altına iterek normal zorunlu olarak yaşamlarını sürdürebilmenin ötesinde bilimsel çalışma yapamaz, yeni yayınları ve bilimsel gelişmeleri takip edemez duruma düşürmüştür.

    Aynı zamanda özellikle de sosyal bilimlerde çalışan, iktisat, işletme ve eğitim gibi alanlarda görevli öğretim elemanları ekonomik sıkıntılardan bir nebze olsun kurtulabilmek için özel dersanelerde çalışma zorunluluğuna itilmiştir. Hal böyle olunca öğretim elemanları geçim derdine mi düşsün yoksa bilimsel çalışma mı yapsın?

    O zaman işte üniversiteler olarak bilim üretme ütopyadan öteye gidemez. Ancak o kurumlarda bilimden çok derse girer çıkar öğretmenlik yaptırırsınız akademisyenlere. Umarım YÖK ve iktidar sahibi hükümet makul ve mantıklı ölçüler çerçevesinde inatlaşmadan öteye üniversite ve öğretim elemanlarının bu durumlarını ele alarak çözüm yolları bulmaya çalışırlar. Yoksa bilimsel gelişme değil, ortaçağ karanlığına sürüklenme eğiliminden çıkamazsınız.

     
    Toplam blog
    : 1
    : 635
    Kayıt tarihi
    : 08.09.06
     
     

    D.E.Ü. Buca Eğtim Fakültesi'nde araştırma görevlisi 2000-....; Dokuz Eylül Ünv. EğtimBilimleri Ensti..