Yok böyle bi derbi: Kafkaf

Hakem, oyunu değil Karşıyaka yedekler kulübesini yönetmeye çalışıyor.. Cihat Arslan trübüne gönderiliyor.. Kimdir bu adam, sanırım önemli biri. Polis maça karışıyor, birbirinin yakasına yapışan yapışana.. Şehmuz var bi tane karşıyaka oyuncusu.. Yetmiş küsürüncü dakikada oyuna giriyor, seksen küsürüncü dakikada kırmızı kartla ve hakem Hüseyin'in yakasına yapışarak oyundan atılıyor.

Du bi dakka..Erdi de çıkmış oyundan.. Kafsinkaf'ım moral zaafiyeti geçiriyor..
 
Aslında sabah başladı herşey..
 
Karşıyakada tüm cafebarlar tıklım tıklımdı öğlen 12 sularında.. Karşıyaka çarsını hiç bu kadar pis görmemiştim.. Bira kutuları, konfetiler.. Çarşının caddenin ortasında ergen değil, baya baya orta yaş gençler 8-9 plastik bardağı koydular yere, kurdular bağdaş 0,5lik pet şişelerdeki meyve suları!nı shot yapıyorlardı..çarprazda çarşı polis karakolu..gülümsedim hayretle..
 
Metro'ya girdim bir anons: "Sayın Karşıyaka taraftarı lütfen trenin kapılarını tutmayınız!" :))
 
Anaaaam..maç bitti, sandalyeler sökülüyo yerlerinden.. Polis etten duvar ördü birisine.. Sanırım hakeme.. Evet evet Hüseyin Sabancı'ymış..
 
Karşıyakalı taraftarlar trübüne gitti, formalarını taraftarlarına atıyorlar.. E geçen maçı biz kazanmıştık, şimdi göztepe kazandı.. Esas kazanan kim bu durumda..
 
Golden çok kırmızı kartın olduğu böylesi maçları seviyorum.. Tıpkı buz pateni şampiyonasını izlerken, "ha düştü ha düşecek"diye keyif duyduğum anlar gibi..
 
Anlamam futboldan, ama aşkla tutunmayı bilirim.. Dizi niyetine iyi geldi..