Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '13

 
Kategori
Siyaset
 

Yok olmaya mahkûm bir ideoloji = "İslamcı zihniyet" - 3

Yok olmaya mahkûm bir ideoloji = "İslamcı zihniyet" - 3
 

Batının kapısında bekleyen ANTİ LAİK bir ülke, Türkiye Cumhuriyeti:

Türkiye Cumhuriyeti’nin özellikle son 60 yıllık tarihi incelendiğinde, belli bir zihniyetin iktidarının sürekli olması için özellikle 1970 ve 1980 darbeleriyle demokrasinin bir bacağının bilinçli olarak koparıldığını, ülke insanlarının biatçı, statik bir kafa yapısına sahip olmaları için toplumun fikri yapısının dumura uğratıldığını görürüz.

Bunun için İslamcı zihniyet korunmuş kollanmış ve beslenmiştir. Bu ülkenin yöneticileri kendi egemenlik çıkarlarının gereği olarak hiçbir zaman tam demokratik, laik, fikren ve vicdanen hür bir ülke istememişlerdir.

İşte bugün bu ülkede imam hatip okulları 80 bin mezun verir. İmam hatipliler özellikle hukuk ve siyasal bilgiler fakültelerini yükseköğrenimde tercih eder. Laik bir devlette imam hatip okullarının ve her üniversitede açılan ilahiyat fakültelerinin varlığının sebebi artık saklanmıyor.  

İmam hatipli valiler, kaymakamlar, hâkimler, savcılar, üst düzey bürokratlar, emniyet müdürleri devlette görev yapar. Başörtülü eş yükselme sebebidir. Anayasasında laik yazan ülkenin 5 bakanlığın bütçesinden fazla bütçesi, ayrıca vakfı aracılığıyla ticari şirketleri olan ve her hafta camilerde yardım adı altında gelir elde eden ve bu toplamda devasa boyutlara ulaşan yıllık geliriyle bürokrat bir ruhban sınıfının yönetiminde Diyanet İşleri vardır ki laik bir devlette tam da garabet örneği bir kurumdur.

Sünni halkın ibadet yeri olan camiler bu laik devletin zorunlu resmi mabetleridir. Devlet bırakınız laiklik gereği vicdanen tarafsız olmayı mezhebe bile taraftır. O yüzden aleviler sürekli asimileye, katliama, baskılara uğrar.

İşte maalesef Türkiye Cumhuriyeti’nin bu günkü yapısı budur. İşte bu devlet yapısıyla Türkiye Cumhuriyetinde İslamcı zihniyet sürekli beslenir ve yaşam alanı bulur.

İşte bu yapısıyla bu devlet, çağdaş batılı bir ülke olduğu iddiasıyla batı medeniyeti kapısında, içeri girmek için 60 yıldır da bekler durur. Ülke bu iddiasını kurucusu Atatürk tarafından çağdaş ve batılı değerlerin temelleri üzerinde kurulduğuna dayandırırken, Atatürk’ten hiç hazzetmediğini ve sevmediğini saklama gereği bile duymayan ve bu özelliği biline biline seçmenin de % 50 desteğini alan, bir başbakan tarafından yönetilir.

İşte bu ülkede fikri ve vicdanı hür, uygar, adil, üretici, zengin bir refah toplumu yaratılamamasının ve batı medeniyetinin kapından hiçbir zaman giremeyeceği gerçeğinin sebepleri tüm bu yukarıda yazdıklarımdan kolayca anlaşılır.

İslamcı zihniyet hiçbir zaman çağdaş bir refah toplumu yaratamaz. Bu gün solun temel değerleri üzerinden, ülkedeki sol bir siyaset eksikliğini de fırsat bilerek meşruiyetini koruma çabasındadır. Ancak 1400 yıllık tarih bize göstermiştir ki 1400 yıl boyunca teokratik, zorba, baskıcı ve zulme dayanan düzenlerin temel dayanağı olmuştur.

İslamcı zihniyet neden hep yukarıda saydığım bu düzenlere sebep olmaktadır, acaba suç çıkarına göre davranan egemenlerde midir? Yoksa öğretinin bizzat kendisi mi buna müsaittir?

İşte gelecek yazımda bu konuları inceleyeceğim.

AHMET ELDEN  

 
Toplam blog
: 138
: 5557
Kayıt tarihi
: 05.10.11
 
 

1968 Afyon doğumluyum Antalya'da yaşıyorum. Antalya end. meslek. lisesinden sonra Anadolu Ünivers..