Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '11

 
Kategori
Güncel
 

Yoksa bu kargaşa biter mi?

Yoksa bu kargaşa biter mi?
 

“Ülke gündemini sıkı takip edenlerin ortak ve temel sorunu nedir?” diye sorulsa, benim bir tek cevabım olacak: 

“Çok hızlı gelişen ve değişen beklenmedik olaylar” derim. 

Çünkü uzun süreden bu yana, ülke olarak yaşadığımız kargaşa ve belirsizliğin gerçek nedeni bu ani ve beklenmedik olaylardır. 

İddiayı kanıtlayacak yüzlerce örnek sunmak mümkün… 

Bilindiği üzere bu günlerde “YGS’ de şifre skandalı” gündemde ilk sırada idi. Gelişmeler ve bunlara bağlı değerlendirmeler hala sıcaktı: 

ÖSYM’nin diğer sınavları için ileri sürülen benzer kopya iddiaları, kurumun tavrı, başkan dahil ilgililerin konuya ilişkin açıklamaları, öğrenci eylemleri, vs. 

Bunlar konuşulup, tartışılıyordu… 

Henüz ciddi bir çözüm için sonuca ulaşılmamıştı. Derken, YSK’nın bağımsız 12 milletvekili adayını “veto kararı” patlak verdi. 

Konu gündemde ilk sırayı kapınca, haklı olarak, buna tepkisi olanların açıklamaları söz konusu: 

Bağımsız adaylar kasıtlı engelleniyor iddiasında olanlar, karara tepki için sivil ittihatsızlık eylemleri koyanlar, karşıt görüşler, kavga, gürültü, vs. 

Korkulan, bu hamurun daha ne kadar su alacağı sorusunun cevabıdır. İşin o tarafı da henüz meçhul! 

Vatandaşlar; bir yandan bu beklenmedik olaylar yüzünden sıkıntılar yaşarken, öte yandan ülkenin âli menfaatleri zarar görür diye endişe ediyorlar. 

Buradaki “âli” kastım; (yurttaşlık, vatandaşlık, kardeşlik; kısaca insanlığın kanıtı olan tüm tartışılmaz menfaatler.) 

İş bununla da sınırlı değil! 

Dahası da var: 

“Bu olaydan sonra acaba başka hangi olay/olaylar patlak verecek” ve “bize maliyeti ne olacak?” korkusu ve bekleyişi; 

Hepimizi içten içe kemiren bir diğer kâbus da budur. 

İşte, tam da bu noktada iki önemli husustan birine karar vermek zorundayız, diye düşünüyorum: 

Biri olup, bitenleri yaşarken; “ne yapalım, demek ki kaderimiz buymuş!” deyip her şeye kaderci bir tavırla duyarsız davranmak. 

Diğeri ise, hep birlikte bu belirsizliklerin sonlanması için sesimizi yükseltip, saçmalıklara karşı koymaktır. 

Bana göre doğru olan ikincisidir. Yani birlikte ses vererek bizlere sıkıntı verenlere “yeter” deme davranışını sergilemeliyiz. 

Bunu gerçek manada yapmanın yeri ise seçim sandığıdır. Sandığa giderken, ülkeye ve vatandaşına sıkıntı verenlere derslerini vermek gerekir. 

Yoksa bu kargaşa biter mi? 

 

 
Toplam blog
: 251
: 447
Kayıt tarihi
: 29.12.07
 
 

Emekli; Öğretmen, Yönetici ..