Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '08

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Yoksa Cennet buralarda bir yerde mi?

Yoksa Cennet buralarda bir yerde mi?
 

Doğal Yaşam Parkının 10 KM ilerisinde Kuş cenneti aralık ayında bile cıvıl cıvıl


Herşeyden çok değer verdiğimiz çocuklarımızı ve kendi çocukluğumu düşündüğümde, çocuklar için park, bahçe ve eğlence alanlarının önemini bir kez daha kavrıyorum. Kızım için bir lunaparkta ve hayvanat bahçesinde olmanın ona verdiği mutluluğu görmemem için herhalde kör olmam gerekir. Benim anılarımda ise, İstanbul’da Gülhane Parkı içindeki sınırlı sayıda hayvanı barındıran o küçüçük hayvanat bahçesi, ömrüm boyunca unutamadığım yerlerden. Yaşadığımız çevrede göremeyeceğim hayvanların bir kısmı ile orada tanışmıştım ben. Gittiğim çoğu şehirde hep hayvanat bahçelerini ziyaret ederim, ama beynimin bir kenarında her zaman yer edinen o Gülhane Parkı ve onun anılarıyla ve de Gülhane Parkı kıyaslamalarıyla birlikte dolaşırım. Lunapark denince de aklıma Aksaraydaki yine o küçücük hareketli ve renkli eğlenceli yer ve arkasındaki gazino gözümde canlanır. O dönemlerde pek fazla şansımız da yoktu zaten.

Günümüzde, tüm gelişmiş ülkeler bu tip parklara, eğlence alanlarına ve hatta daha sade, sessiz yeşil alanlara tartışmasız öncelik veriyorlar. Ülkemizde de oldukça güzel örnekler yavaş yavaş olmasına rağmen, büyük şehir planlamalarımızda özellikle eğlence alanlarına ve doğal yaşam alanlarına gereken önem verilmiyor. Yaşasın taştan yapılar, kahrolsun ağaçlar mantığıyla, AVM’ler arasına sıkıştık kaldık. Bırakın orman alanlarını, yol ortalarındaki küçük neşeli ağaçları ve çiçekleri bile tercihli yollarla değiş tokuş yapıyoruz.

Hiç mi güzel şeyler olmuyor dediğinizi duyuyorum? Aslında bu yazıyı yazmamın sebebi bu güzelliklerden biri!

İstanbulda’ki Boğaziçi hayvanat bahçesi ve botanik parkı, geçtiğimiz yıllarda açılan Bursa hayvanat bahçesi, Yalovadaki karaca arboretumu ve hatta İstanbulda otoban kavşakları arasına kurulan ve halka açık Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ve bilmediğim görmediğim diğer illerde var olan parklar bahçeler ve eğlence alanları. Güzel şeyler yapılmıyor değil. Fakat benim en çok hoşuma giden çalışmalardan birisi, açılışından kısa bir süre sonra ziyaret etme fırsatı bulabildiğim, İzmir doğal yaşam parkı.

İsmini duyduğumda çok heyecanlandığım bu parka gittiğimde ilk olarak yurtdışındaki doğal hayvanat bahçeleri tarzında birşey beklemiyordum. Yine de beklentilerim, gördüğümden çok daha fazlaydı. İlk izlenimlerim biraz hayal kırıklığı olsa da, gezdikçe ısındığım bir yer oldu. Özellikle 9 km ilerisindeki kuş cenneti, bu bölgenin aslında bir doğa cenneti olduğunun en büyük göstergesi gibi. İzmir’in merkezindeki fuar alanından kurtarılan hayvanlar gerçek bir cennet olabilme potansiyeline sahip olan bu bölgeye taşınarak, kuş cenneti ile bütünleşmişler. İnsanlar ise yapılan işin ne kadar doğru olduğunu onaylayan bir şekilde İzmir’den ve dışından akın akın ziyarete başlamışlar bile. Yetkililere göre kısa süre olmasına rağmen fuar alanındaki bir yıllık ziyarteçi sayısı aşılmak üzereymiş. Çok sevindirici bir haber; İnsanlarımız sadece AVM’lere koşmuyorlar demek ki. Ben bu bölgenin bilinçli bir şekilde seçildiğini düşünüyorum ve bu park sayesinde kuş cennetini de keşfetmekten de çok mutluyum. Çünkü, hiç kuş olmayan çok kuş cennetlerine ziyaretlerde bulundum, ama burasının gerçek bir kuş cenneti olduğunu görünce taşınan İzmir hayvanat bahçesine Doğal Yaşam Parkı denilmesi bana daha anlamlı gelmeye başladı.

Çocuklarda unutulmamış bu parkta, evcil hayvanların bulunduğu ve çocuklarımızın hayvanları tanıyacağı belkide ilk kez bir hayvana dokunacakları yer olacak olan çocuk hayvanat bahçesi de kurulmuş. Kim bilir belki benim Gülhane Parkı anılarımın benzeri, bir çok çocukta bu yer ile tekrar hayat bulacaktır.

Bu parkın oluşmasında emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Eminim ki, parkın çevre düzenlenmesi tamamlandığında burası daha güzel bir yer, çevresi itibarıyla da gelişmeye ve büyümeye açık bir tesis olacaktır. İzmir doğal yaşam parkı çıtayı biraz daha yükseltti. Şimdi özlemle bu çıtayı daha yukarılara taşıyacak projeleri bekliyorum.

Erol Toksöz

 
Toplam blog
: 14
: 1022
Kayıt tarihi
: 17.12.08
 
 

İTÜ Elektronik ve Haberleşme Bölümünü 1986 yılında bitirdim. Bu yıldan beri Mühendislik çalışmalarım..