Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '09

 
Kategori
Siyaset
 

Yoksul, kirli savaşın figüranıdır

Yoksul, kirli savaşın figüranıdır
 

Bu ülkenin oy deposu varoşlardır.

Kent kıyılarına öbeklenmiş, Anadolu’nun ücralarından kalkıp gelenlerdir bu ülke iktidarını belirleyenler. Toprakta ömür törpüleyip, seralarda gecesini gündüzüne katanlardır oyları ile iktidarı seçenler. İnşaat iskelelerinde çalışıp, akşam evine 50 tl yevmiye götürerek yaşam savaşı verenlerdir iktidarın belirleyici güçleri.
Köy kahvehanelerinde, kenar mahalle kırathanelerinde işsizlikten perişanlık çekenlerdir bu ülkenin kaderini çizenler. Zar zor okuduğu liseden sonra, günde bilmem kaç iş yerine iş için başvuru yapanlardır bu ülkenin gerçek sahipleri. Bu ülkenin gerçek sahipleri askere gidip bir daha geri dönmeme riskini taşıyanlardır. Ölümü göze alanlardır. Evlat acısı çeken ana babalardır. Hiçbir şey bu gerçekleri değiştiremez. Lakin birileri bu gerçeklere gözlerini tıkayarak halen kandan, kinden, nefretten, ölümden nemalanma hesabı yapıp, yoksulun sürüleceği bir savaşın üzerinden hamaset nutukları patlatıyor.

Yuh olsun.

O beğenmediğiniz AKP’yi iktidara getirenler işte bu kirli savaşın figüranlarıdır. Sahaya sürülüp, ölüm sonrasında sahadan çekilerek bir daha hatırlanmayan çocukların aileleridir.

Siz hiç gördünüz mü cüzdanı şişkin bir ana babanın çocuğunun bu kirli savaş sonrası al bayrağa sarılı tabut içerisinde ailesine teslim edildiğini? O tabutlarda yoksulun, kenar mahalle insanın çocukları hep geldi. Bu kirli savaşın tek bir mağlubu oldu hep, yoksullar.

Kimse yoksulun derdini, çilesini anlamadı.

Biliyor musunuz, yoksulun artık ipinde değil vatan, millet edebiyatı. Bu vatanın gerçek sahibi olduda ne oldu? Bu ülkede iktidarı seçtide ne oldu? Bu vatan bir yol söyleyin hele, yoksuluna ne verdi? Nasıl bir yaşam vaaddetti? Ama o yoksullar, o göçe maruz kalan, işsiz kalan, tedavi olmak için doktor bulamayan, parasızlıktan ilaç alamayan, okumak için okul bulamayan, birileri tarafından bidon kafalı ilan edilip, göbeğini kaşıyan adam diye aşağılanan bu insanlar, siz mutlu olasınız diye savaş istemiyor. Bu vatanı kendilerinin görenler, yoksulların sırtından geçinerek, hastane, doktor, askerlik gibi sorunlar yaşamayanlar, yaz aylarını güneyin serin sularında keyf çatarak geçirip, kış aylarını İstanbul’un eğlence mekânlarında göbek atarak geçirenler, sizin için bu kirli savaşın acılarının fazlaca bir anlamı yok. Çünkü siz yaşamadınız evlat acısının ne olduğunu hiçbir zaman. Yoksulu kirli savaşa sürüp, arkasından vatan, millet nakaratlarıyla eğlenceler tertip ettiniz.

Yalan mı?

Onca genç daha yakın zamanda kör kurşunlara hedef olduğunda, televizyon ekranlarında eğlencelerine dahi ara verme tenezülünde bulunmamıştı işte bu kirli savaşın şakşakçıları. Şimdi kalkmış utanmadan konuşuyorlar, “aman ha vatan bölünür” diye. Şayet bu vatan bölünür ve parçalanırsa anlıyoruzki ilk önce kendi rahatlarına çomak batacak. Yoksul için fark eden nedir? Ha bölünmemiş vatan, ha bölünmüş vatan. Farkı nedir, Allah aşkına biri söylesin. Yoksul her yerde yoksuldur ama bu vatan bölünürse, bu vatanın bilcümle olanaklarından yararlanıp, keyf çatanlar, en büyük zararı görecektir. O yüzdendir bunların korkuları. Korkmayın, vatan falan bölünmez. Kimsenin bu vatanı bölmek gibi bir derdi yok. Bilesiniz. Siz yine sömürünüzü sürdürürsünüz ama ne olur o sömürdüğünüz ve sırtından geçinerek keyf çattığınız yoksul insanlar ölmesin. Siz yine nasıl olsa onları sömüreceksiniz. Siz yine bu insanların sırtından olmadık paralar kazanıp, keyfinize keyf katacaksınız ama en azından bu insanlara yaşamlarını bağışlayın. Bu savaş sürsün diye kampanya yapıp, yoksulun çocuğunu o dağlara sürmeyin. Yoksa o yoksul insanlar gün gelir bunun hesabını sizden feci bir şekilde sorar.
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..