Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yoksulluk sınırı ve Yeşil Kart...

Yoksulluk sınırı ve Yeşil Kart...
 

 Bildiğiniz gibi ülkemizde ‘sosyal devlet’ kavramı, sadece kömür ve gıda maddesi dağıtımı olarak algılanıyor. Bu nedenle, kömür ve gıda maddesi dağıtımının dışında kalan, sağlık, eğitim, ulaşım, haberleşme, güvenlik gibi konular, sosyal devlet kavramının dışında kalıyor.

Zamanında Başbakan Süleyman Demirel tarafından icat edilen ve halen uygulanan ‘Yeşil kart’ uygulaması, gittikçe artan maliyeti nedeniyle iktidarı zorlamaya başladı. Bu öylesine bir zorlama ki; iktidar partisi ve yandaşlarının CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu suçlamalarına bile engel oluyor!

Kemal Kılıçdaroğlu Sosyal Sigortalar Genel Müdürü olduğu dönemde, kurumu nasıl zarara soktuğunu, bu günkü ‘Yeşil Kart’ uygulaması nedeniyle iktidar partisi ve yandaşları anlatamıyorlar.

Oysa sosyal politikaları, genel müdürlerden ziyade iktidar partileri belirler ve genel müdürler uygular. Demirel Hükümeti zamanında, yaş sınırının aşağı çekilmesi ile Sosyal Güvenlik Kurumunun zarar ettiği bilinen bir gerçek olmasına rağmen, iktidar partisi ve yandaşları, bu politikanın müsebbibi olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu göstermek için yanıp tutuşmalarına rağmen, bu günkü Sosyal Güvenlik Kurumu’nun açığı nedeniyle bir türlü bu emellerine ulaşamıyorlar.

Ülkemizin sosyal devlet politikası kapsamında uyguladığı ‘Yeşil Kart’ uygulaması, gittikçe devleti yönetenlerin sırtında ve Sosyal Güvenlik Kurumunun üstünde bir kambur gibi duruyor. Yeşil Kart sahiplerinin sayısı az buz değil. Ülkemizde Yeşil Kart sahibi dokuz buçuk milyon kişi var!

İktidar partisinin yeni bir uygulaması olan ‘Gelir Testi’ ne girecek Yeşil Kart sahipleri, büyük olasılıkla kartlarını kaybedecekler. Gelir Testi’ni geçemeyen yaklaşık 5 milyon Yeşil Kartlı, önümüzdeki yılbaşında, Sosyal Güvenlik Şemsiyesi altından çıkartılacak!

Ücretsiz sağlık hizmeti almak isteyenleri bundan sonra Sosyal Güvenlik Kurumu belirleyecek...

Evet, Sosyal Güvenlik Kurumu, bunun için bir ‘Gelir Testi’ uygulaması yaparak, aylık geliri “279”liranın üzerinde olanları “zengin” sayacak...

Bunu bir örnekle açıklayacak olursak; diyelim ki Yeşil Kart’a muhtaçsınız ve aylık geliriniz 285 lira... İlle de sağlık hizmeti almak istiyorsanız; her ay bu paranın 30 lirasını devlete vereceksiniz, kalanıyla da beslenip, giyinip, kiranızı ödeyip, bir de çocuk okutup yaşayacaksınız...

30 lirayı niye devlete veriyorum diye bir soru aklınıza gelebilir. Çünkü yılbaşından itibaren ‘Bireysel Sağlık Sigortası’ devreye giriyor. İşte o sigortanın pirimi olarak, bu parayı devlete vereceksiniz.

Haaa… Siz pirimi ödersiniz veya ödemezsiniz, o ayrı bir sorun! Ödemezseniz sosyal devlet politikalarından yararlanamazsınız! Seçimlerin yaklaştığı zaman diliminde pirim borcunuza bir af gelir, seçimler geçinceye kadar sağlık yardımlarından yararlanabilirsiniz. Seçimler geçtikten sonra yine eskiye dönülür.

Birde zamanında primlerini ödeyenlerin yararlanabileceği sağlık hizmetlerini belirleyecek politikalar var. Onu devleti idare edenler belirler! Ben sağlık primimi ödedim, istediğim gibi sağlık hizmetlerinden yararlanırım diyorsanız avucunuzu yalarsınız! Hemen karşınıza katkı payı, doktorun yazdığı ilaca “eş değer” ilaç verme gibi uygulamalar çıkabilir. İlacınızı Sağlık Ocaklarından yazdırsanız bile, eczanelere ek ödeme yapmak zorunda kalabilirsiniz.

Neyse, bizim asıl konumuz 279 liranın üzerinde geliri olanın, nasıl zenginler sınıfına dâhil edildiği. Bu ülkede insanların yüzde 77’sinin mutlu ve müreffeh bir şekilde yaşamasının sırrı işte bu sihirli rakamda gizli! Bu rakamın ne kadar sihirli olduğu, hesaplanış ve kullanılış şeklinden belli(!)

Böylesine manidar bir rakamın hangi ‘hesaplama tekniği’ kullanılarak bulunduğunu gerçekten çok merak ediyorum. Eğer aylık kazancınız 279 liran üstündeyse, siz yardıma muhtaç birisi değilsiniz! Yok, aylık geliriniz 279 liranın altındaysa, her türlü sosyal güvenceden yararlanmanız için ‘Sosyal Devlet’ politikası işin içine giriyor!

Bizler 279 liranın üzerindeki bir gelirle nasıl zengin(!) olduğumuzu tartışırken, gazetelerden gözüme ilişen bir haber, gözlerimin fal taşı gibi açılmasına neden oldu. Antalya’da yapılan bir zengin düğününde, düğünün bütçesi 1 milyon liracıkmış! Düğüne 1000 davetli katılmış! Düğünde oynayanların üzerine deste deste 200 liralık bankonatlar saçılmış! Düğünde takılacak takılar için, çıkın yerine çuval getirilmiş!

Neyse; zenginin parası züğürdün çenesini yorar misali, biz elimize geçen 280 lira ile zenginliğimizin(!) tadını çıkartalım. Onlar 200 liralık bankonotları havalarda savursunlar ne çıkar, bizim aylık cebimize giren 280 liramız var!

 

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..