Yoksunluk, Cehalet ve Namludaki Kadın

Ramazan büyük bir vesile pek çok yardımsever için, ibadet sever için, mü’min için. Yoksunluklar onun vesilesiyle daha iyi idrak ediliyor, yardım eli uzanıyor ihtiyaç sahiplerine. Yoksunluk deyince düşünülmesi gereken öyle çok şey var ki...

Bir kadının yoksunluğu mesela, ne kadar da düşünmeye değer değil mi?
Bir kadının sevgiden, anlayıştan, dostluktan, insanlıktan yoksunluğu.
Ne yazık ki bu konuda yapılması, atılması gereken adımların çok gerisindeyiz.
Hatta dünyanın en kötüleri arasındayız.
Oysa ki Peygamberimiz şöyle diyor:
“Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.”
Günde en az bir kadının namus cinayetinden öldürülmesi bu konuda bizim bulunduğumuz noktanın iç acıtıcı bir durum ortaya koyduğunun göstergesidir. Kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bir anlayışı yıkan İslamiyet buna nasıl müsaade etmektedir?

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2008 Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda Türkiye, kadın erkek eşitliğinde 130 ülke arasında 123’üncü sıradaymış. Her 100 kadından 70’i üretim sürecinde yokmuş. 1,2 milyon erkek müteşebbise karşı 80 bin kadın girişimcimiz varmış. Bu raporda yapılan saptamalara göre kesinlikle eşitlik noktasından çok gerilerdeyiz. Bütün bunların en önemli nedeni eğitim eşitsizliği. Resmi istatistiklere göre ülkemizde 3.812.092 kişi okuma yazma bilmemekte olup bunun 3.114.787’sini kadınlar oluşturuyor. Kadınlarımızın eğitim hakkı bile yokken eşitlikten nasıl bahsedebiliriz? Eğitimsiz ve yaşam hakkı başkalarının namlusunda olan kadınlarımıza yardım etmeden, eşitliği ve adaleti ona ulaştırmadan nasıl affedilmeyi bekleyebiliriz?

Dayak yiyen kadının sığınacak yeri yoksa, polis tecavüze uğramış bir kadına nasıl davranacağını bilmiyorsa, bu davaların üzeri kapatılıyorsa, hayvanlıklarının önüne geçemeyenler kimliklerinin arkasına gizleniyorsa, kadınlarımız susuyorsa, susturuluyorsa... kızlarımız halen diri diri gömülmüş olmuyorlar mı?

Dilerim “Ramazan-ı şerif ayı, İslam dininin namusudur” sözü bize bir rehber olsun. Bu söz, Ramazan ayının güçsüzün de yanında olmak için bir vesile olduğunu hatırlatsın. Dayağa, hor görmeye, haksızlığa sessiz kalmanın bizi felakete sürükleyeceğini unutmayalım. Sevgili Peygamberimizin “Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun.” sözü ile herkesi bu konuda bir şeyler yapmaya çağıralım.

Bin aydan hayırlı olan Kadir Gecenizi kutluyor, ardından herkesi bu konuda düşünmeye davet ediyorum. Çünkü kadına nasıl davrandığınız medeniyetinizin bir göstergesi, hem de her anlamda.

Muhabbetle kalınız.