- Kategori
- Şiir
Yoksunun yoksula benzeyen gazeli
Koparılıyoruz birbirimizden
Kopmaya
Karşı koyamıyoruz
Tüm çabalarımız boşa gidiyor
Tiksintiyle
Bakıyorsun
Bir kez değil
Bin kez
Eskiden ve şimdi
Hele şu son günlerde
umutsuzluğa düşüyorum
Ya da düşürüyorum seni,
Ne olur nefret etme benden.
Bir dilek de sayılmaz bu,
Sana da yönelmiş değil,
Kimden dilediğimi de
Bilmiyorum oysa
Sıkışan ciğerlerim
Soluksuzluğundan
Bütün bunlar saçmalamam
Yatışalı biraz kalp ağrım
Bir türkü tutturmuşum
‘Cahildim dünyanın rengine gandım
Boş yere ağladım boşuna gandım’
Durmadan hiç durmadan
O türküyü söylüyorum sana
Bıkmadan hep o türküyü…
‘Seni ilelebet benim olacak sandım’
Düşsüz uykular gibi ağır,
can-sıkıcı, yorucu…
Söylerken
Ben bile ağlıyorum
Kimi zaman…
Dinlemek
Zorunda olmadığına sevin…
Uzun bir süre beni görmek
Zorunda olmadığına da sevin
Son günlerde sokaklardayım
Gecesi gündüzüne karışmış
Geziyorum durmadan bir çılgın gibi
Kaldırımlardan başımı kaldırmadan
Tüm sokakları dolaşıyorum
Şehrin tüm sokaklarında
Seni arıyorum hiç durmadan
Durmadan durmadan
İnsanları tanımak için
Ayakkabılarına bakıyorum
Bu bazen beni üzer
Son günler de en çok da bu
Onları düşünmek
Onarmıyor
Ayaklarına benzeyen
Yüreklerini
Benim ki yoksunluktan
Onların ki yoksulluktan
Biliyorum ve acımı dindirmiyor bilmek
Yüreklerimiz her gün
Daha çok birbirine benziyor
Şehrin boşalan sokakları gibi bomboş
Mehmet Özgür Ersan