Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '12

 
Kategori
Kültürler
 

Yol, yol kesen ve yasak bölge

Yol, yol kesen ve yasak bölge
 

İki taraftan biri...


Bir sabah uyanır, gözlerini açıp etrafa sakince bakar, bilir ki aynı günün tekrarıdır onu bekleyen. Ne yapacağını bilmeksizin bir hamle ile yatağından doğrulur. İçinde bir yerlerde hayatında bir şeylerin yanlış gitmekte olduğuna dair garip bir his vardır. O hissin ruhunu ele geçirmesine izin vermemek için her gün başka bir bahane ile kendini avutması gerekse de, bundan kurtulamaz.

Sizin de böyle hissettiğiniz oldu mu hiç?
Olmadıysa, mutlusunuz.
Olduysa da mutlusunuz, fakat daha mutlu olmaya ihtiyacınız var.
Zaman zaman oluyor ise, hayatınızın küçük bir değişikliğe ihtiyacı var demektir.

Evet, ne zaman böyle bir hisse kapılsam, hayatımın yenilenmeye, tazelenmeye ihtiyacı olduğuna inanırım. Biraz öğrenme, biraz gezi, biraz “yeni” düşünceler lazım olduğunda, bu rutine olan gizli bağımlılığın dışına çıkma gereksinimi doğuyor içimde.

Geçtiğimiz hafta Cuma günü itibariyle böyle bir yenilenme fırsatı çıktı karşıma. Şans bu ya, Kıbrıs Rum Kesimi’nde gerçekleşecek olan bir AB Projesi’ne Türkiye’yi temsilen katılacak olan dört kişiden biri olarak seçildiğimi öğrendim. Tabii ki sevinç doruk noktasında, vakit ise kısıtlı...

Pür telaş bir yurt dışı izin alma süreci başladı. Diğer yandan da hayatımda bir ilk olarak, Kıbrıs Rum Kesimine biz Türklerin doğrudan giriş yapamadığımızı öğrendim. Bu nedenle Atina’dan vize alınması gerekiyordu. Çünkü, Kıbrıs Rum Kesimi bizim tanıdığımız bir ülke değil. Bunu öğrenince derhal Atina bağlantılı bir yolculuk planı yapmaya başladım. Dikkat gizli fırsat, Atina’yı da görmüş olacağım.

Hafta sonunda uçuş rezervasyonları yapıldı. O esnada güzel bir fikir verdi seyahat programıma yardımcı olan ajansın sahibi Yüksel bey: “Neden adanın Türk (kuzey) kesimine geçiş yapıp dönüşte oradan uçmuyorsunuz?”

Güzel fikir, çünkü oradan İstanbul’a uğramaksızın doğru İzmir’e uçabilirdim. Tek yapacağım konsolosluğa e-mail gönderip bunun mümkün olup olamayacağını sormaktı. Ben de öyle yaptım. Gelen yanıtta Ercan havaalanının resmen tanıdıkları bir havaalanı olmaması nedeniyle oradan yapılacak uçuşun kabul edilmediğini bildiriyorlardı. Yeni bir şey daha öğrenmiş oldum. Gidilecek yol iki misline çıkmıştı. Buna razıydım, yeter ki yolculuk iyi geçsin. Bu durumda dönüşte Atina’dan İstanbul’a transit geçiş yapıp oradan da İzmir’e gelecektim. Kulağı tersten göstermek mi, aynen öyle...

Son gelişme ise Pazartesi günü, Üniversitemizde ders döneminde yurt dışı izinlerinin durdurulduğunu öğrendiğim anda yaşandı. Bütün yaşanan stres bir yanda kaldı. Şu anda her şey bu onayın çıkıp çıkmamasına endeksli. Konsolosluğa ilgili belgeleri gönderdik, uçuş planı yapıldı, Atina’da kalacak yer bile ayarlandı. Acaba bu yolculuk gerçekleşir mi?

Kısmet... kim bilir, belki de önümüzdeki hafta Atina’dan ya da Larnaca’dan bildiriyor olabilirim. Neden olmasın?

Muhabbetle kalınız.

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..