Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '20

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Yol uzun, yıl uzun

2020 geldi de ilk ayı bitiyor bile... Yeni yıl hepimiz için yeni umutlar, yeni hayaller ve yeni hedefler demek. Çocuğunuz varsa, hayalleriniz ve hedefleriniz de öncelikli onunla ilgili oluyor... Bizim bu sene yapılacaklar listemiz de epey fazla. Bunlardan ilki kızımı yatağına alıştırmaktı. “Beste bayağı geç kalmışsın” diyebilirsiniz. Haklısınız. Kızım 2.5 yaşına geldi neredeyse ama hala kucakta uyutuyorduk. Bu durum babası için de benim için de artık zor olmaya başladığından yatağında kendi kendine uyutmaya karar verdik.
 
Aslında herşey “karar vermek” kelimesinde gizli bence. Çünkü biz daha önce hiç karar vermemişiz onu anladım. O ağladığında kıyamayıp en fazla 10 dakika sonra kucağıma alıyordum. Kızım da annesinin ona olan zaafını bildiğinden bu durumu kullanıyordu. Uyku eğitiminin ilk gecesi 40 dakika ağladı, ertesi gün yarım saat. Bu durum her geçen gün azaldı ve sonunda bizim kız yatağında uyumaya alıştı. Şimdi hiç ağlamıyor mu ya da geceleri hiç uyanmıyor mu derseniz maalesef “hayır”. Kimi zaman akşamları uyuturken sıkıntı yaratabiliyor, biraz ağlıyor ama netice itibariyle uyuyor. Geceleri nedenini çözemediğimiz şekilde hala uyanıyor. Ama buna da şükür diyoruz. Onlar sağlıklı olsun, mutlu olsun da gerisi boş.
 
Sağlık demişken buara influenza virüsü ve domuz gribi salgını oldukça yaygın. Etrafta herkes hasta. Doktorumuz özel muayenehanesi olmasına rağmen bu dönemde günde 50-55 hasta baktığını söyledi ki bu da oldukça fazla bir rakam. Biz bu dönemi hafif atlattık çok şükür. Kızımı kapalı mekanlara götürmemeye özen gösterdim bir de henüz okula gitmemesi etkili oldu sanırım. Vitaminler, besin takviyeleri de cabası. Ancak geçtiğimiz günlerde hiç beklenmedik birşey oldu. Beren sabah kalktığında ayağına basamıyor ve topallıyordu. Önce uyuşmadan kaynaklı olabileceğini düşündüm ama akşama kadar geçmeyince doktora götürdük. Herhangi bir düşme, çarpma tıbbi deyimle “travmatik” bir durum olmamıştı. Dışarıdan bakıldığında da herhangi bir kızarma ve morarma yoktu. Akşam saatlerinde ağrısı daha da artınca bu kez ağlama krizleri başladı. Doktorumuzdan “Sinovit” veya “myalji” olabileceğini öğrendik.
 
Çoğunuzun bu iki hastalığı da benim gibi ilk kez duyduğunu düşünüyorum. Bu iki rahatsızlık da eklem ağrılarına yol açan bir durum. Benim en çok şaşırdığım ise, bu hastalıkların grip gibi viral üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda ortaya çıkması oldu. Yani çocuğunuz yakın bir zamanda gribal enfeksiyon geçirdiyse ve herhangi bir travmatik durum yoksa sinovit veya myalji olabilir. Korkmayın bu geçici bir dönem. En fazla 1 hafta içinde geçmesi beklenen bu rahatsızlığın tedavisi de; istirahat ile beraber ağrı kesiciler. Sinovit’in özellikle 3-10 yaş arası çocuklarda görüldüğünü öğrendim. Erkek çocuklarında görülme olasılığı da kız çocuklarına göre fazla. Tabi ki herşeye rağmen topallayan ve yürüme güçlüğü çeken çocuğunuzu ilgili doktora götürmek şart.
 
Çocuklarımız hiç hasta olmasa nolur sanki. Canı yandığında bin kat canımın yandığı, dünyadaki en değerli varlığım hep mutlu olsa, o güzel yüzü hep gülse... Biliyorum bunlar da herşey gibi hayatın bir parçası, olmazsa olmazı. Hasta olacak ki bağışıklığı kuvvetlensin, ağlayacak ki sonunda gülmeyi öğrensin. Ama işte gelin de onu bir de ana yüreğine anlatın. Yol uzun, yıl uzun. Yapılacaklar listemiz ondan da uzun....
 
 
 
 
Toplam blog
: 30
: 98
Kayıt tarihi
: 18.08.17
 
 

Bir annenin günlüğü ..