Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '09

 
Kategori
Deneme
 

Yol

Yol
 

Yola çıkmadığım durak kalmadı... Önce kapıları çarptım, sonra dönüp arkama baktım. Neyi niçin yaptım... Söz verdim defalarca, sonra verecek söz kalmadı. Ben de başa dönüp tekrar ettim ne yapayım... Ezberledim hepsini ancak hatırlamak için yemin etmedim. Gün geldi, unutmuşum birer birer, yerleri sızlıyor şimdi...

Annem sesini yükseltme dedi. Bu sefer de konuşmayı unuttum. Neye benziyordu sesim hatırlamıyorum. Çocuktum, büyümeye gerek duymadım. Bahçeye indim. İp atlarken kalbim düştü kırıldı, yapıştırmadım... Kabul ettikçe, tesiri azaldı zorlukların. Oysa ben hepsine hazırdım! Kurduğum sofrayı bozdum önce, mumları söndürdüm, tabakları kaldırdım yerlerine. Ve bıçakların hepsini sırtlarına indirdim! Çok pişman oldum sonra ama artık hepsi cennetteydi. Hepsi cennette...

Sonra büyüdüm. Çiçekleri ezdim bahçemizdeki. Girdiğim her sokak karanlıktı, sebebini merak etmeden yürüdüm. Birileri vardı yanımda. Ama sadece yanımdaydılar, asla içime almadım onları. Bunu hak etmelerini bekledim hep. Hak eden olmadı... Herşeyi hatırlayıp uyudum. Uyandığımda, güneş vazgeçmişti doğmaktan. Ben de lambayı yaktım. Hayat ne kadar 'suni' olursa, o kadar az canı yanardı insanın. Bunu tanıştığım bir filozoftan öğrendim. Kendisi herşeyi 'en yanlışıyla' bildiğini söylerdi. Ondan başka yanlış yapan yokmuş dünyada, öyle derdi. Bazen onunla yaşamak isterdim. Sonsuza dek yanlışlarına tahammül edebileceğimi zannederdim. Ta ki bir gün bana da yanlış yapana kadar...

O gün onu gördüğüm son gündü, bir daha yanlış yapmadım! Sonra çocukluk arkadaşımla karşılaştım yolda. Ona selam verdim, 'seni tanımıyorum' dedi. Demek ki büyümüştü. Büyümüş ve kaybetmişti onu bana hatırlatan sıcaklığı... Eve dönüp ağladım uzun bir süre. Bana çok kızdı gözyaşlarım. 'Boş yere niye bozuyorsun rahatımızı' diye bağırıp girdiler tekrar yuvalarına. Beni benden bile daha çok sahiplenmişler anladım ki... Sonra her ne varsa onları yuvasından edecek, çıkartıp attım içimden. O günden sonra bir daha ağladığımı hatırlamıyorum.

Gülerdim elbet, çok gülerdim ya... 'Ne güzel gülüyorsun' demişti onunla ilk tanışmamızda. Sonra diğeriyle tanıştım, 'Ne güzel gülüyorsun' dediği bir başkasıyla...

Eve döndüm uzun bir yolculuktan sonra. Annem kapıda beni bekliyordu. İçeri girdim, sıcacıktı... Sonra uzatılan her ele tutundu kalbim, bir daha terk etmeyeceğim diye kendime söz verdim. Nereye gidersem gideyim, beni bulacaktı çünkü gelmesini istemediğim... Vazgeçmek de kabullenmek aslında. Yola çıkmak bile son vermek sayılır hiç bitmeyecek bir acıya. Düştüm yollara, çok düştüm hem de. Dizlerim paramparça oldu yaralarımdan. Öyle çok kanayıp kan kaybettim ki, artık her düşüşümde gözyaşlarım akıyor yaramdan...

İçinde taşıdıkça insan kurtulmayı beklediği her illeti, nereye giderse gitsin onunla olacaktır o. Kurtulmaya çabaladıkça aslında daha içeri, daha derine yerleşiyor hepsi. Daha çok sahipleniyor açtığı yaraları. Sonra sıyırıp atamıyorsun öyle ha deyince içinden. Sen koparıp attıkça ya da kopardığını zannettikçe, o iyice işliyor her yaranın üstüne. Sanki yürüdüğün bütün yolları resmeder gibi...

Neden çıktım bu yola, nereden başladı bu yolculuk ve nereye gideceğim ben şimdi... Karşıma neyin çıkacağını bilmiyorum. Ki buna değer mi bütün bu hazırlık, onu da bilmiyorum.

Uğradığım her durakta, kalp kırmakla geçti vakit. Hepsini iyileştirmeye ne zamanım var ne de imkanım... Bu yolculuk en başından beri çok pahalıya patladı bana, bir tek bunu biliyorum. Anladım ki hep aynı ziyafeti çekip, aynı hesabı ödetiyor bana hayat... Tek isteğim, varacağım en son durakta artık gerçekten hak ettiklerimle yüzyüze gelebilmek! Ve sonra onunla yüzleşmek... Neden bunca zamandır beni beklettiğini, neden bu kadar geç kaldığını ve neden bu gecikmeyi başkalarının üstünden hep bana ödettiğini ona sorabilmek... Layık olduklarım, kendime yakıştıramadıklarımdan daha çirkin çünkü... Bir başkasının kendisine yakıştıramayacağı kadar hem de... Bu yüzden lütfen söz verme sen de. Diğerlerine benzemen, seni beklerken geçen zamanın heba olmasına yarayacak sadece çünkü. Kendi yolculuğumu anlattım sana. Yola çıktığım evi bile unutmuşken... Nereden geldiğimi de sorma bu yüzden. Artık aynı çemberin içinde dönüp durduğumu kendime bile itiraf edemem...

Durdum. Yürüdüğüm yollara dönüp baktım. Gördüklerimi görmeni istiyorum. Benimle bir daha o yollara çıkabilmen için...

 
Toplam blog
: 9
: 481
Kayıt tarihi
: 30.11.08
 
 

İstanbul doğumluyum. Sakarya Üniversitesi’nden mezunum. İstanbul Anadolu yakasında oturuyorum. Şu an..