Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '18

 
Kategori
Öykü
 

Yol

Yol
 

Onurcan, can torunum


Dönüş başlamıştı, erkenden yola düştüm. Bu yolculuk başlar ama bitmez diye içten içe mırıldandım. Top seslerini duyar gibiyim, toplumca en mutlu günü yaşıyoruz. Tam doksan dört yıl geçmiş boy veren Cumhuriyet’ten. Büyük Atatürk , “Az zamanda çok işler yaptık, en büyüğü Türkiye Cumhuriyeti’dir.”  Uyarısını  dünden bugüne düşmanları olsa da savunan Cumhuriyetçiler kimseye bırakmıyor.

Okul açılınca kutlama hazırlıkları başlamıştı. Öğrencilerle sunumlar için çalışmalar düzenlendi. Küçüğü, büyüğü yaşlarını unutarak şiirlerini, söylevlerini pek güzel okuyorlardı.Yorgunluk nedir bilmeden daha on sekizinde bir Cumhuriyet öğretmeni güzel yurdumun Kelköy’ünde bayrağı yükseltiyordu. Yıl çok olmuş, geriye dönüp baktığımda altmış dokuz yazıyor günlüğümde.

Kumlu yoldan Kelköy’e iniyordum. Okulu geride, yüksek tepede maviye boyalı pencereleriyle bıraktım.Güneşli havada köyün sokak aralarından kokular geliyordu.Yürümek öyle kolay olmasa da giderilecek bir sorun olarak duruyordu kokulu sokaklar.

Köy kahvesine geldiğimde Tömeköy’den Fahrettin   Raif Aga ile oturuyordu.Beni görünce toparlanıp, “ Öğretmenim buyur.” diye yer gösterdi.”Oh be bir öğretmenim diyen çıktı. Aşağı yukarı hoca  hoca, ne o meslek mi değiştirdik diye kendime soruyordum. Sağol Raif Aga” sözlerime , “ Aldırma, onlar da anlayacak öğretmenin ayrı, hele bu Cumhuriyet kutlamasında önemli olduğunu.”

Raif Aga, “Üç çay!” diye seslendi. İstek yerini bulmuştu, garson  tezelden  çayları getirdi.Masaya yanaşan birkaç kişi hoş geldin diyerek aramıza katıldılar. Sarışın  olunca takılmadan edemedi Raif Aga’ya, “Sarışın olmak günümüzde daha da özel  Raif Aga!” diye söylendi öğretmen. Karşılık vermese de uzanıp omzuna dokundu öğretmenin. Her ikisi de hoşnuttular.

Yeni gelenlerle masamız çoğaldı. Uzun uzun konuşmalar arasına köyün önemli sorunu kokuyu giderme konuşuldu. “Öğretmen işte böyle her gittiği yeri yaşanır kılar.” diye topluluğa seslendi Raif Aga. “Yarından tezi yok bu kokuları toprak altına akıtacağız komşular, tamam mı?” uyarısı kahvedekilerin onayından geçti.

Yine okula dönme zamanı gelmşiti.Uzaktan müdür Ertuğrul Büyüklü, “Nerde kaldın, erkenden kaçtın.” diye öğretmen arkadaşına seslendi.Raif Aga, “İnsanın hası olunca biz tuttuk biraz, seni de bekleriz.” Gönüller hoş olmuştu.Kumlu yolun bitiminde okula ayrılan öğretmen Raif Aga’yı uğurladı.

Günler epeyce ilerlemiş yerlisi olmuştum Kelköy’ün artık. Uzun gündüzler kısalarına bırakmıştı yerini. Geceler uzundu. Köy kahvesinde oturmamız uzun sürerdi.Gecenin karanlığına aldırmadan aydınlık kafalarla dağılırdık evlere…

 

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..