Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '09

 
Kategori
Felsefe
 

Yolcu yakınırsa cümlelerinden kül olur... Küllerinden doğan bir yazı hangi gönülde var olur...

Benim bir canla sevip bin özlemle andığım,
Bari gölgeni bırak bana
Su çiçeklerinin en güzel yanları budur,
Giderken gölgelerini verirler suya.
Güz akşamları dal kıpırdamazken,
Suda halkalanan gözleridir
Sen de gölgeni bırak bana.
Gönlümün bin güzelliğiyle inanıp sevdiğim,
Güzelliğini burada ince ince aratma.
Bir kıyıya, bir gün inen fırtına gibi
Birdenbire bir şeyler bırak.
Birşeyleri soğut, birşeyleri yak,
Dağıt birşeyleri, birşeyleri kur.
Kendini hiç yokmuşsun gibi bırakma
Kafamın her yanıyla bir şeyler öğrendiğim,
Sonsuza uzanan sevinç, güzele vurgun tasa
En azından bin yılda arayıp bulduğum,
Bana aşk şiirleri yazdırma artık
Beni burada gölgen gibi bırakma.

AFŞAR TİMUÇİN


Yol şeritlerinin üstünde düş canbazı ruhum son günlerde yine... Kaç zamandır cümlelerin yakama yapışıp sayfalarda gezintiye çıkmama şikayeti ruhumun başını ağrıtınca sayfayla barışmanın zaman kararlılığında cümlelerin yakasını birleştiriyorum yine...

İki yakası bir araya gelmeyen cümle kalabalıkları sayfa parkında buluşunca ne güzel anlaşıyorlar...

Tanıdık olmayan şehirler geçtim gölgemle birlikte kaç zamandır, yolcu olunca ruh hayatın akışkanlığını belirleyen hayatın anları oluyor... O zaman yaşadığınızı anlıyorsunuz gerçekten... Yollar ve insan suretleri dokunulabilir, duyulabilir yakınlıkta yankılanıyor içinizde... Hayata ve insanlara dair karar verme yetileriniz kendiliğinden gelişiyor... Bu dünyanın yolcusu olduğunuzu, dünyanın han olduğunu ruhunuza kazıyor yol hikayeleriniz... Gölgelerini yitirmiş kayıp insan yüzleri gördüm geçtiğim şehirlerde... Hepsi benim suretimde gölgelerini sordular... Cevap veremezdim onlara, çünkü cevaplarını da saklamışlardı unuttukları yerlere... Sığınacakları bir yer bulamayanlar gölgelerini de kaybedince öksüzleşen ruhlar mezarlığı yollar... Aşklar duydum ceyhan kıyılarında, destanlaşan, ağzı dolu dolu anlatılan hikayeler... Ama kendi hikayesini yaratamayanların tutundukları zayıf dallar gibiydi cümleler... Onlara yolcu tavsiyesi olarak kendi hikayelerini yaratmalarını öğütledim, boştu beni dinleyen gözler... Oysa boşluk bırakılmayacak dolu topraklar üzerindeydiler... Onları yanlızlaştıran neydi bu sırlar ve mitlerle dolu Mezopotamya topraklarında... Artık söylemekten bıktığım cümleleri parmaklarımın ucunu sızlatan eleştirileriyle başını ağrıtmıyayım okuyucu... ZÜMRÜT-Ü ANKA KUŞUNUN uçtuğu göklerde güneş batırdım epeydir... O zaman sen şimdi bu yazıyı gönlünün neresinde istersen orda batır...

 
Toplam blog
: 75
: 465
Kayıt tarihi
: 12.11.07
 
 

"Her umut bir olasılıktır" Her sabah evin eşiğinin kenarında duran çiçeğin her sabah orda olma ol..