Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '13

 
Kategori
İnançlar
 

Yolcudur Abbas bağlasan durmaz...

Yolcudur Abbas bağlasan durmaz...
 

Bey Azrail Gelmiş...


Sonumuzdan kaçış yoktur öyleyse sadece bir seyahatteyiz. Seyahatimizin ne vakit biteceğini şüphesiz tek bilen ancak ALLAH’tır. Geçtiğimiz Cuma günü abdest alıp ilçe merkez Camii’nin yolunu tuttum. Ezan sesi ile birlikte alel acele Cami’ye doğru yol aldım. Camii’nin kapısında, önünde inanılmaz bir yoğunluk var. Aşırı olan bu yoğunluğa aldırış etmeden cami girişine yöneldim. Tam yanında bir Erkek tam karşıda bir Kadın’a ait iki tabut gördüm. Fazla vakit olmadığından sorgu su hal etmeden içeriye girip üst katın merdivenlerinden yukarıya doğru çıkmaya başladım. Merdivende oturanların yanından zorda olsa yukarıya çıkmayı başardım. Yukarıda inanılmaz kalabalığın içerisinde saniyeler içerisinde göz ucuyla kendime bir yer bulup genç bir çocuğun yanına ilişiverdim. Camii Hocasının ufak hatırlatmaları ardından diğer müminlerle sık bir saf oluşturduk. Sünnetin kılınışı ardından hutbeye (minber) çıkan Hoca vaaza başladı. Bütün cami tek kulak hocaya kilitlenmiş sözleri tek tek düşünüyorlar. Şöyle dedi.“Her nefis ölümü tadacaktır."( Enbiyâ: 21/35)Sayın müminler, bugün 2 tane kardeşimiz bu hayattaki görevlerini bitirerek ölümleri ile birlikte bedenlerini toprağa, ruhlarını sonsuzluğa uğurladılar. “Öldüren de dirilten de o’dur.”(NECM/44)Şüphesiz ki ölümden kaçış yoktur.  Ölüm anı Peygamber efendimiz HZ. Muhammed (SAV) ait olduğu söylenen bir rivayette şöyle buyurulur. Mümin bir kulun dünya ile alakası kesilip, ahirete yönelmeye başladı mı kendisine semadan yüzleri güneş gibi parlayan beyaz yüzlü melekler iner. Beraberlerinde cennet kefenlerinden bir kefen ve cennet kokularından bir koku bulunur. Nihayet melekler o kişiden gözün görebildiği kadar uzak bir mesafede otururlar. Sonra ölüm meleği gelir ve o kişinin başının yanında oturup, şöyle der: -‘Ey hoş ve mutmain olan nefis! Allah’tan bir mağfirete ve bir hoşnutluğa gitmek üzere çık!’ Onun canı su kabından damlanın akması gibi akarak çıkar. Ölüm meleği de o canı alır. Nihayet canı çıktı mı sema ile yer arasındaki bütün melekler ona dua ederler. Semanın kapıları ona açılır. Bütün kapılarda bulunan melekler, yüce Allah’a ruhuyla yükselmesi için dua ederler. Ölüm meleği onun canını aldığı zaman melekler, bir göz açıp kapatacak bir süre kadar dahi olsa onu asla bırakmazlar! Hemen onu alır ve canını cennet kefenine koyarlar.”Peki Nasıl Öleceğiz ? Acı çekecek miyiz ? Başka bir rivayete göre ölüm acısı şöyle buyuruluyor. “ALLAH-u Zülcelal, Hz. Musa (A.S)'nın ruhunu kabzettiği vakit ona: “Ölüm acısını nasıl buldun? Diye sorduğunda Musa (A.S) şöyle cevap verdi: ‘Tavada kaynatılan kuş gibi; uçamaz ki kurtulsun, ölemez ki rahat etsin.” Demiş.  "Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine  hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden  haberdardır." ( Lokman Suresi, 31) O vakit sayın müminler ALLAH’a yönelelim, namazımızı icra edelim, kötülüklerden, musibetlerden uzak duralım 2 kardeşimizin vakti geldi ve gittiler, vakitlimiz belli değildir. Bu günün işini yarına bırakmayalım. Yarın Ayet-i Kerim’e de de belirtildiği üzere ne olacağını bilemez.”Cuma namazı ardından yoğun kalabalıkla birlikte dışarıya çıktım. Cenazelerin karşısında durup biraz düşündüm. İnsan etten, kemikten bir canlı diğer canlılardan tek farkı “Akıl”a sahip olması İnsan’ın yaratılışı şöyle anlatılıyor. Andolsun, Biz insanı, süzme bir çamurdan yarattık. Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik. Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne Yücedir. (Müminun Suresi, 12-14)” bir mucize aslında bunca şeyin bir araya gelmesi, Dünyaya bakın yüzünüzün aynısını başka bir yerde görebilir misiniz? Dünyaya bakın, öküzün boynuzunda durmuyor Uzay’ın boşluğunda duran bir kütle. Dışarıdaki ağaca bakın o olmasa kaç saat yaşayabilirsiniz? Herkesin dinine, inancına sonsuz bir saygım var.  Şu bir gerçek ki Müslümanlık olarak bile işten, okuldan, eğlenceden ordan, burdan binlerce sebepten namaz kılmıyoruz. Haftada bir kere ve farz olan Cuma Namazına bile işten, güçten diye gitmediğimiz zamanlar oluyor. Dünyaya görevleri yerine getirmek için geldik, ne zaman öleceğimiz belli değil, kıyametin ne vakit kopacağı belli değil.  Bugün sadece 2 cenaze kalktı, yarın kaç tane cenaze kalkacak belli değil, yarın bizim cenazemizin mi kalkacağı belli değil. “ Hiç düşünmedik ama bu Dünyaya geldiğimizde bir görevimiz vardı ya onu yerine getirmeden cenazemiz kalkarsa.”O vakit geç kaldığımız vakit olur. Ve biz bir Müslüman toplumu olarak geç kalmak üzereyiz…

 

 
Toplam blog
: 28
: 2754
Kayıt tarihi
: 15.01.13
 
 

Rize doğumlu ve yerleşimli Teknoloji bağımlısı. Aorhan, Anarschi ve Milliyet Blog Ailesi bireyi....