Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yolculuk

1) ‘Senin bu kuru öksürüğün beni çok korkutuyor aşkım. Lütfen ihmal etmesen kendini, hadi gidip bi hastaneye röntgen falan çektirelim’

...

Usulca attım kendimi dışarıya.

Kalabalık, sıcak ve gürültülü caddenin bir köşesinde minibüs beklemeye koyuldum. Boş boş bakınıyordum etrafıma. Sol elimin parmak uçları ağrıyordu. Gitarın çelik telleri anasını ağlatmıştı parmaklarımın, durak kalabalıklaşmaya başladı sonra.

‘ne halin varsa gör, geber o zaman’ diye bir mesaj geldiğinde ‘yüzüncü yıl’ minibüsüne çoktan binmiş, akşam evden motosikletle çıkmadığım için kendime sövmekle meşguldüm.

...

iyi bir kızdı. En azından hiç tuzak kurmamıştı bana, kızmaya, sinirlenmeye onun da hakkı vardı.

Küçük bir çocuk su satmak için yanıma yaklaştı sonra.

Doğru bir ticari hamleydi yaptığı.

2)

Eve gelip bilgisayarımın karşısına oturdum, yazamıyordum ne zamandır.

Hevesle bomboş, bembeyaz bi sayfa açıp heyecanlanıyor, ‘eee, üü’ diyor takılıp kalıyordum sonra makinenin başında.

Mutsuz olduğum için yazmadığımı sanıyordum önceleri, sonra yazamadığım için daha da mutsuz olduğumu fark edecektim.

31 Nisandan bu güne her gün 6 saat şarkı söylemek, günlük üç saatlik yolculuk, patron, ekip arkadaşları, müdür, müşteriler, şefler vs..

Ben artık şarkı söylemek değil şarkı dinlemek istiyordum bi süre.

Bir ruh bilimcinin kafamın içine girip bakması gerekiyordu belki de.

‘Okan bey çocukken çocuk muydunuz?’

‘öhü öhür’

‘Gençken genç miydiniz?’

‘Öhü öhü...!’

‘Şimdi manyak mısınız?’

‘Yazamıyorum doktor bey’

‘öksürüğünüzün gürültüsündendir o’

‘yok valla ondan değil, yazamıyorum ben’

‘Siz yazar mısınız?’

‘Değilim ama yazmak istiyorum’

...

3) “Sesinin kısılması da öksürüğün yüzünden bence. Ama uzatmayacağım istediğin kadar öksür”

...

Aman be aşkım.

ne olur sanki bi öksürükten.

Şimdi geliyor kış.

Acı dolu, uzun ve lacivert.

Durmamalı buralarda.

Durup da mızmızlanmamalı.

Avucumun içine ‘efendilik savaşı’ kitabını kıstırıp binmeli bi otobüse.

Son bir kurtarma yazılısı için yola çıkmalı.

...

4) “bak şurup aldım sana. İç bunu geçmezse, o zaman gideriz doktora”

...

‘trenle gitmeli aslında, ne zamandır gitmiyorum bi yere. Göreyim biraz yolları, tarlaları, insanları’

‘Hayırdır yahu. Ne gitmesi? Nereye?’

‘öhü ühür’

...

iyi bayramlar...


Okan Ünver

 
Toplam blog
: 104
: 489
Kayıt tarihi
: 06.03.08
 
 

1978 doğumlu Antalyalı bir müzisyenim, devamını ben de bilmiyorum..