Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '12

 
Kategori
Deneme
 

Yolcuydum Dosta doğru

Yolcuydum Dosta doğru
 

alıntıdır


Pazar sabahı güneşle uyandım, erkenden, sabahın yedisinde. Çünkü yolcuydum bir dosta doğru, uzağa.

Uzak dediğin de Gebze, alt tarafı bir saat, ama minibüsle hiç çekilmiyor doğrusu. Niyetim trenle gitmekti, planladığım çıkış saatini geçirince mecbur kaldım minibüse, çünkü pazar sabahı tren seferleri seyrek olabilirdi, bakmamıştım tarifeye.

Minibüs nerdeeee, tren nerde tabi. Tıkır tıkır rayların üzerinde giderkenki keyfin tarifi mi olur? Otur rahat koltuğunda, daya pencereye başını, seyret yolunun üzerindeki güzellikleri. Evler, insanlar, hayvanlar, ağaçlar, kısacağı canlılık, kısacası hayat...

E-5 karayolunda git git bitmek bilmedi bir saat dün. O sopsoğuk uzanan yol, çevresindeki soğuk binalarla benim de sıcaklığımı aldı götürdü. Güneş vuruyordu yüzüme oysa... Bir yerden sonra uyumayı seçtim ben de. Şoförün arada bir başvurduğu ani frenleri dışında açmadım gözlerimi, görmek istemedim adına modern denen kule yapıları, pıtırak gibi biten alışveriş merkezlerini.

Gebze'de indiğim yerde misafiri olacağım evin babası karşıladı beni. Taksiye binip gittik eve, beni heyecanla bekleyen yaşlı teyzeme.

Apartman komşumdu teyzem benim. Bir kaç aydır oğlu saydığı yeğeninin yanında kalıyor, hasta. Kış da uzun sürünce gelemedi. Ben gittim o gelemeyince, sadece o mu özledi, ben de çok özlemiştim onu.

Canım, beni görünce gözleri nasıl ışıdı, nasıl yaşardı, nasıl sarıldık ve ayrılamadık birbirimizden...

Zayıflamış, bir deri bir kemik neredeyse, zaten kilolu olmamıştı hiç ama, böyle de görmemiştim onu. Saçlarını kesmiş, değişik olmuş. Pamuk gibi bembeyaz saçlar kısalınca biraz da genç göstermiş onu doğrusu. "Bakamıyordum, taramak bile zor geliyordu" dedi.

Taze ekmekli, ballı tereyağlı uzun, ama upuzun bir kahvaltı yaptık. Tanıdıklardan, eskilerden konuştuk durduk. "Artık gelemem herhalde" dedi, "Burada bitireceğiz galiba hikayeyi." Dayanamadım, engel olamadığım yaşlar aktı durdu gözlerimden. "Hele dur bakalım, ne bitirmesi, o hikayeye çok şey ekleyeceğiz daha." deyip avutmaya çalıştım. İnandı göründü, inanmadığını biliyordum.

Bir sürü fotoğrafını çektim, hem yalnız hem birlikte, hiç fotoğrafımız yoktu bizim, olsun istedim.

Güneşle uyandığım İstanbul'daki evime müthiş bir sağanak yağmurla döndüm. Gökyüzü de onu da dinlemişti anlaşılan... 

 
Toplam blog
: 314
: 1210
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Üsküdar İstanbul doğumluyum ve halen burada yaşıyorum. Okumak, yazmak ve seyahat etmeyi çok seviyor..