Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yolda kalan hükümet (mi)...?

Yolda kalan hükümet (mi)...?
 

Ankara’ da oturuyoruz ya, İstanbul’u televizyon kanallarından izliyoruz…

Bu gün 1 Mayıs…

Bize göre “Bahar bayramı” başkalarına göre “İşçi Bayramı” ama sonuçta bu gün “Bayram” olması gerekiyor.

Görünen o ki, bu gün ne “Bahar bayramı” ne “İşçi bayramı” ne de toplumun çeşitli kesimlerine göre “Bayram” havası…

Gerçi “Bayram” olan bir günü “Bayram” havasında kutlamak gerekir. Onun için birileri bu günü ”Bayram” olarak kutluyor. Bu gün AKP Hükümetinin, insanlara reva gördüğü “Eziyet” bayramı…

Siz şimdi “Eziyetin bayramı mı olur kardeşim” diyeceksiniz…

Olmaz mı?…

Televizyonlarınızı açın ve bakın, insanlara nasıl eziyet ediliyor, görün…

İnsanlar, işlerine gidebilmek için sabahtan bu yana yollarda… Yollardalar ama yürüyen yok, bekleyen çok…

Bu gün İstanbul’un kaderi buydu…

Bir açıdan böyle görünüyor…

Diğer açıdan da bakalım, nasıl görünüyor?…

DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyon) bundan 30 yıl önce yaşadığımız ve 36 kişinin ölümü ile sonuçlanan “Kanlı 1 Mayıs”ın yıldönümünü kutlamak ve ölenleri anmak için Taksim Meydanında “Tören” ve “Anma” gösterisi düzenleme arzusu.

Benim bildiğim, eğer yanlış biliyorsam özür dilerim, 30 yıldan bu yana “Taksim Meydanı”nın da bu türden toplantı ve gösteri yapılmasına izin verilmiyor ve alternatif meydanlar tahsis ediliyor. Çağlayan Meydanı, Kadıköy Meydanı, alternatif meydanlardan bazıları…

Çünkü “Taksim Meydanı” kargaşa yaratmaya en müsait meydanlardan birisi… O nedenle de “Kritik” kutlamalar için bu meydana izin verilmiyor.

İki gün önce, bu gösterinin kalabalığından daha fazlası Çağlayan Meydanı ve çevresinde “Bayram” gibi gösteri yaparken, bu gün “Bayram” ama “Bayram gibi” yaşanmayan gösterileri ibretle izlemenin verdiği rahatsızlığı duyuyorum.

Taksim Meydanında kutlanmaya çalışılan “Bayram” 1960 yılından sonra ortaya çıkan ve genellikle Sosyalist Devletler Blogunda kutlanan “İdeolojik” ve “Sınıf” bayram kutlaması. Yani, bize göre “Bahar Bayramı” değil. Ama olsun işçinin de “Bayramı” olsun, kimsenin bir diyeceği olamaz.

Ancak, bayramı “Bayram” gibi kutlamak gerekmez mi?...

Bundan 30 yıl önce o meydanda “Bayram” değil de “Savaş” mı vardı ki 30 kişi hayatını kaybetti?

1 Mayıs İşçi Bayramı için Kadıköy Meydanı “Yasal” olarak öngörülmüştür. Tertip komitesi, ila ki “Taksim” diye diretmektedir.

Öyleyse gelin ortasını bulalım…

Yönetim “Temsil” niteliğindeki guruba “Taksim” meydanı için sınırlı izin versin, diğer taraftan “Tertip Komitesi” de yasalara uygun davransın, barışçı olsun…

Her hangi bir zamanda, her hangi bir yerde “Gösteri” veya “Kutlama” yapmak marifet değil. Marifet olan, topladığın insanlara “Hâkim” olabilmendir.

Ayrıca, biliniyor ve en azından tahmin ediliyor ki bu gösterinin arasında provokatörler karışacak ve 30 yıl önceki tabloyu tekrar yaşatmaya çalışacaklardır.

Hükümeti geçtik…

Ama DEVLET asla ve asla “Yasa dışılığa” izin vermez ve teslim olamaz… Bunu bir tarafa koyalım ve hatta kafalarımıza “KAZIYALIM” beyler… Tamam mı?

Şimdi…

Sizce bu gün İstanbul’da yaşanan “Bayram” kutlamasını “”Eziyet günü”ne kim çevirdi?

Neden bir işin ortasını bulamıyoruz? Neden iki gün önce “Çağlayan Meydanı” gösterisini yapan millet olarak ertesi gün “Bayram” gününü kaosa çeviriyoruz?...

Hiç kimse bana “İşçi” edebiyatı yapmaya kalkmasın. Hak aramak veya bayram kutlamak için illa ki birilerinin ölmesi gerekmiyor. Yasaların çiğnenmesi de gerekmiyor.

Önce, sözüm ona “İşçi liderleri” sıfatını taşıyanların, bu sıfatı hak ettiklerini göstermeleri ve temsil ettikleri kitleye “Hâkimiyet” sağladıklarını göstermeleri gerekir.

Yöneticilerin de “Yönetme kabiliyetleri” önceden alacakları gerekli olan tedbirleri ne kadar aldıklarına ve ne kadar uyguluya bildiklerine bakmak gerekir…

Öyleyse…

Bence bu bayramda ikisi de sınıfta kaldı. Ancak gerçekten “Bayram kutlamak isteyenlerin” iştahları kursaklarında kaldı.

Buna kimsenin hakkı olmasa gerek…

01 MAYIS 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..