Yoldaş Anna Petroseva'nın muhteşem poposu I. Bölüm

17/10/2008 Tarihli Genel Kurmay açıklaması:
Taraf Gazetesinin Psikolojik harp maksatlı Aktütün fotoğrafları sahte çıktı...

Üzgünüm. Oturup ciddi ciddi bir şeyler yazmak için ne havam var ne de havalar müsait.

Son bir yıldır maruz kaldığımız kirli propaganda karşısında, pek çok kimse gibi ben de maymun oldum. Sanki her şey şirazesinden çıktı. Memleket memleket değil; adeta, hisseli harikalar kumpanyası. Her taşın altında bir kumpas. Her tepe başında bir entrika. Soğan doğramadan da insanın gözü yaşarıyor. Şimdilerde yapılacak en güzel hareket; “ipimle kuşağım” demek galiba. Bir de, fırsat buldukça aylak aylak İstanbul’u dolaşmak.

Kader beni, Madam Anna Petroseva’yla, 19.05 Ada vapuruna yetişmek için bindiğim Zeytinburnu-Kabataş tramvayında karşılaştırdı. Salçalı, muhteşem poposuyla demek daha doğru olacak. Burada, popo kelimesinin Türkçe’sini kullanabilmeyi çok isterdim. Ama, herkesin çok iyi bildiği o malum kelimeyi kullanmama, muhtemelen sevgili editörümüz müsaade etmeyecektir.

Aslında o kelime İngilizce’de de tabu. Tıpkı bizim, “kaide” dediğimiz gibi, İngilizler de “BACKSIDE” ( ARKA TARAF ) diyorlar. Buradan sonra ben de popo yerine kısaca TARAF kelimesini kullanacağım. Böylece, abuk sabuk, saçma sapan, zırva haberlerle popo arasında mantıklı bir ilişki de kurulmuş olacak.

Sakın kimse yanlış anlamasın! Buradaki tarafın, meşhur TARAF gazetesiyle uzaktan yakından bir alakası yok. O Taraf’ın, Amerikanca bir kelimeden üretildiğini Çinliler söylüyor. Bana inanmayanlar, Çince kaynaklara açıp bakabilirler.

Hikayenin aslı şöyle: Gazete daha piyasaya çıkmadan, sevgili Ahmet Atlan üstat, ismiyle müsemma bir gazete çıkarılması konusunda çok ısrar etmiş. Bunun üzerine, bedeli dost ve müttefik yabancı bir vakıftan sağlanan paralarla ödenmek üzere Washington DC’nin en meşhur iletişim ve psikolojik harp uzmanları Türkiye’ye getirilmiş. Gazetenin misyonuna en uygun ismi bulmak için oturup” brain storm” yapmışlar. Taraflılar, yaratmak istedikleri efekti, imajı ve misyonu tek tek sıralamış;

Yayınladığımız bütün haber, makale ve yorumlar;

- Çok ses çıkartsın ama gözle görülmesin,
- Yaydığı kokular etrafı rahatsız etsin ama elle tutulmasın,
- Etkisi anlık olsun ama geride ciddi bir iz bırakmasın,
- Haberin nerden çıktığı belli olsun ama kimden çıktığı anlaşılmasın…

Daha dördüncü maddeye geldiklerinde, Amerikalı umanlar ; “Enough, anlaşıldı” diyerek şipşak kararlarını vermişler. “Gazetenizin adı THE FART NEWS olsun. Misyonunuza en uygun isim budur.” Bu sefer de Jasmin Çıngar, “THE FART çok global çağrışımlar yapıyor. Biz buna A FART dersek, hem özele indirgemiş hem de yerelleştirmiş oluruz” diyerek rezerv koymuş.

Tam, gazetenin adının " A FART "olması konusunda mutabakat sağlanmışken; son dakikada toplantıya yetişen Murat Vesika; bir an Türk olduklarını hatırlamış. “ Dear Friends, unutmayın bizler Türk vatandaşlarıyız. Bu gazete de Türkiye’de Türkçe yayınlanacak. Bu ismi, mutlaka Türkçe’ye tercüme etmemiz lazım.” Demiş. Kelimenin Türkçe’si, niyetleri açığa vuracağı için pek beğenilmemiş. Bir ara, Sevgili Fatih Altaylı’nın sık sık kullandığı ZART ismini almayı düşünmüşler. Ama o isimden de, "vermez" diyerek vazgeçmişler. En sonunda, kelimenin özüne hiç dokunulmadan Türkçe’ye adapte edilmesine karar verilmiş. Bu iş için, üstat Ahmet Atlan görevlendirilmiş. Kendisi, hem meşhur bir muharrir hem de bir edebiyat üstadı (!) olarak; "A FART " isminin, İngilizce aslına hiç dokunmadan kelimeyi ters çevirip İngiliz dilinde ismi tarif olarak kullanılan "A" harfini de araya sıkıştırarak meşhur “TARAF” ismini bulmuş.

Yani, burada asıl anlatmak istediğim mesele; madam Anna Petroseva’nın salçalı tarafıyla Ahmet Atlan’ın A FART’ dan tahrif edilmiş, meşhur TARAF’ı arasında hiçbir ortak nokta bulunmamaktadır. O Taraf, öz be öz İngilizce’dir. Bu taraf, tamamıyla Rus malıdır.

A.Mesut Tatlıpınar
15/07/2008